Dostlar, arkadaşlar bazen bir suskunluk için bile yeterliydi sanırım.
Seni dünya üzerinde tek başına yankılanan boş bir ev gibi bırakıp gittiğimi unutmadım.
Gözün kaderi görmek,kalbin kaderi yanmaktir evladım, göz elli kişide kalp birinde kalır.
Kalbinde derin bir çizikle gezenin, günün birinde her ne pahasına olursa olsun yaranın müsebbibini affetmesi kadar kederli ve ağır bir şey yoktur dünyada.
Hoşça kal çapakçur,seni de gördüm son kez!
Şu başım oldukça unutmam seni
Ben yarsızım deyu yanıp ağlama.
Kara Sis, Ucunda Ölüm Var, ve Aşıklar Bayramı film seyreder gibi yada kitaptaki karakterlerle birlikte hüzünlü bir yolculuğa çıkmış gibi olacaksınız kitap bittiğinde...
"Dağılmış bir yarayım, seni bırakıp gittiğimden beri!
Ölmedim, hayattayım.
Ama say ki öldüm.
Say ki akmayan bir irin, kabuk tutmayan bir gönül yarasıyım..."
“Babamın gömlek yakasındaki düğmesi, açık kalırsa içinden birkaç kelime kaçacakmış, ruhu biraz nefes alacakmış da buna razı değilmiş gibi hep ilikli olurdu.”
“Kalbin kaderi yanmak” diyor Kemal Varol insanın içini parçalayan Aşıklar Bayramı’nda.