"Bak, Lizzie.Senden ne kadar hoşlandığımı yetince anlatmam mümkün değil.Hoşlanmaktan da öte, sana hayranım ve sana saygı duyuyorum. Harika bir insansın ve muhteşem bir kalbin var.Ama bunları söylemenin ne yararı var?
Sevdiğin insanların kaypak çıkmasına üzülme, sevmeyi bilen bir kalbin olduğu için şükret. İnsanların nankör olduklarına hayıflanma, ne kadar harika bir yol arkadaşı olduğun için şükret. Menfaati için seni satanlar umursama,merhamet ve iyilik dolu bir kalbin olduğu için şükret. Bütün dertleri sırtına yükleyip kaçanlara aldırma, Allah’a en yakın olmayı seçtiğin için şükret. Şükür Allahı’ın verdiği nimetleri yerinde kullanmaktır. Şükür gizli-aşikar bütün azalarla tüm yaratıkların gerçek sahibi olan Allah’a itaat etmektir. Şükür Allah’ı sevdiğin için çirkin günahlardan kaçınmaktır. Hele bir düşün bakalım ne kadar da sayıp dökmeye kalksak yüce Allah’ın bize verdiği nimetlerin bir tanesinin bile bedelini ödeyebilir miyiz? Asla. O zaman ne kadar şükretsek azdır Rabbim Şükrü’nü eda edenlerden eylesin inşallah.
.
Kalbin delik deşik. Her şey seni yaralayabiliyor. Ne kadar naziksin. Ne kadar kırılgansın. Çünkü insansın.
Ağlıyorsun. Yorgunsun. Yaşamaktan yorgunsun. En çok gönül yorgunusun.
Maria'nın günlüğünden, dönüş biletini almadan bir gece önce:
Bir zamanlar, parlak tüyleri, rengarenk kanatları olan bir kuş varmış. Uzun lafın kısası, bakanları neşeye boğarak göklerde özgürce uçmak için yaratılmış bir hayvanmış.
Günün birinde kadının biri bu kuşu görüp ona kapılmış. Ağzı hayranlıktan bir karış açılmış olarak, kalbi deli
Kalbin delik deşik. Her şey seni yaralayabiliyor. Ne kadar naziksin. Ne kadar kırılgansın. Çünkü insansın. Ağlıyorsun. Yorgunsun. Yaşamaktan yorgunsun. En çok gönül yorgunusun.