Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
@herteldenkitapkulubu ile bir seriyi daha bitirdim.İyi ki de okudum.
Eden ve Calder'ın tam anlamıyla romantik hikayesi gibiydi bu kitap. Yeşilçamvari bir yanı ve Calder'a sinir olduğum bir kısmı olsa da tek oturuşta bitti. İlk kitaba göre daha hızlı bitti hatta.
İlk 100 sayfa kadarı çok mantıksız ilerledi. Hatta kitabın genelinde vardı o mantıksız sahneler. Ayrıca çok fazla Calder ve Eden'ın yakınlaşma sahnesi de vardı. Bir tık cringe diyeceğim sahnelerde çoktu. Ama yine de güzeldi. Yazarın vermek istediği, okurken altı çizilecek çok güzel cümleler vardı. Doğruya doğru kitabı kapattığımda sıkılmış değil keyif almış hissettim kendimi.
Eleştirecek çok yeri var kitabın ama Mia Sheridan akıcı ve -beni- içine çeken kalemini, kurgudaki hatalara rağmen yazdığı cümlelerdeki doluluğu sevdim ben. Bir noktada Calder'a sinir olsam da güzeldi. Sevdim ben seriyi.
...
"Seni seviyorum, Karamelam. Sen bugüne kadar tanıdığım en güzel kalpli insansın. Ve belki kendini bazen berbat hissedebilirsin ve hayat bazen berbat olabilir. Ama benim bakış açıma göre sen berbatlığın içindeki güzelliksin."
**
"Seni seviyorum, Gündüzsefam. Beni hayatta tutan her zaman senin kalbin oldu. Aşkın. Tatlılığın. Seni hayatta tutabilmek için resimlerini çizdim ve bu benim de nefes almamı sağladı."
**
Merhaba bugün yeniden re-read yaptığım bir kitabın yoruymuyla geldim. Ben bu kitabbı ilk okuduğum zaman 1000Kitap diye bir siteni varlığından bile haberdar değildim. O zaman liseye giden bir kızın kırgınlığı vardı kalbimde. Belki günün birinde beni de fark eden bir Karan bulurum diye çok bekleyip umut etmişliğim vardır.
Şu an üzerinden beş yada
Sen, senin bildiğin gibi bir insansın. Başkası seninle ilgili yorum yaptığında kendini onun söylediği gibi biri olmak ya da olmamak zorundaymış gibi hissetme. Kendin hakkında ne düşünüyorsan sen O'sun. Bunun için kendini suçlu hissetme, en önemlisi de kendini hiçbir zaman suçlama. "Sen, seni anlayana mucizesin" sözü boşuna değil.
Tuğlalar üst üste konuyor. İki hücre birbirine bağ dokusuyla tutturuluyor. Ağacın kökleri, toprağın içine doğru ilerliyor. Odun yavaş yavaş yanıyor. Su kaynamaya başlıyor. Çarkın dişlileri birbirinin içine geçiyor. Sünger, suyu emiyor. Dalın ucundan yeşil bir yaprak uzanıyor. Dört mevsimin birleşmesine yıl deniyor.
"Tespih taneleri yan yana
396 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İhtiras mevsimi kitapyorumu
Herkese merhabalar
#ihtirasmevsimi bir üçlemenin son kitabı.
Uzun zaman önce birinci kitap #güçmevsimi ve ikinci kitap #intikammevsimini okumuştum.
Kurguyu ve kalemi çok beğenmiştim.
Şimdide serinin son kitabı #ihtirasmevsimi
#kitaptanalıntıDerin ve ihtiraslı sev.
Kalbin kırılabilir ama
hayatı dolu dolu yaşamanın tek yolu budur.
Güç ve iktidar insanı bozmaz, bozuk olan insandır."
Emma, Edward ve Daniel üçlüsü.
Güç Mevsimi, İntikam Mevsimi ve İhtiras Mevsimi... Dünyanın en güçlü ve en zengin aileleri arasındaki güç, intikam ve ihtiras savaşlarının entrikalarla ve cinayetlerle dolu dünyasında gelişen tutkulu aşk hikâyesinin anlatıldığı üçleme.
İnsanların içimdeki güç ve hırs onları harekete geçirir. Güçlünün güçsüzü kolay lokma olarak yuttuğu içinde yaşadığımız bu düzen bize aslında hepi topu bir insansın iki çiçek kokla iki hayvan sev güzel güzel yaşa ve öl mantığından çok çok uzaklaştırıyor.
Ne yazık ki fıtratımızda hep güç, para, şan, şöhret bende olsun istiyoruz. Bu uğurda kaybettiklerimiz?
Hırs, güç, intikam, komplo, herşey var da aşk yok mu derseniz o da var hemde şahane..
Dünyanın en zengin üç ailesi arasındaki güç intikam ve ihtiras savaşlarının kazananı kim olacak dersiniz?
Serinin son kitabı olan ihtiras mevsiminde de diğer iki kitapta olduğu gibi aksiyon hiç bitmedi. Kalem o kadar akıcı ki elinize alınca bırakmak istemiyorsunuz.
Eşsiz güzelliği, zekası ve dayanıklılığı sebebi ile Emma en sevdiğim karakter oldu.
Çok beğendim tavsiye ederim
Güzel yürekli insana..
Gerçek cesaret, korkmana rağmen tehlikeye göğüs gerebilmektir…Bilgiyi sağlayan tek şey deneyimdir ve dünyada ne kadar uzun kalırsan o kadar deneyim elde edersin. Korkabilirsin. Ama unutma! Cesaret senin içinde.İstediğin müddetçe kalbini dinleyebilirsin. Kalbin, vicdanının sesinin seni çağırdığı yerde.Aradığın müddetçe ihtiyacın olan bütün fikirler kafanın içinde bir yerde. Yeterki düşün!
Kısacası cesursun, akıllısın ve iyi bir insansın sen. İşte sihirli diyarın anlattıkları. Küçük büyük demeden okuyan herkesin yüzünde tebessüme neden olan düşünceler bunlar.Çok severek ve eğlenerek okuduğum bir kitap oldu. Okurken hissettiğim akıcılık her detayının özenle düşünülüp işlendiğini bizlere gösteriyor.Bir çocuk kitabı veya masal değil. İnceden inceye verilen mesajlar, gerçeklerin simgesel anlatımı kitabı okuyanları düşündüren tarzda. Bir solukta okunabilecek güzel bir romandı. Kitapta aslında hepsinin beyninin,kalbinin ve cesaretinin olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Sürükleyici bir macera, birliktelik, sevgi, aidiyet, sahip çıkma, mutluluğu bulma gibi bir sürü anlamlı ve elle tutulur şeyler öğretiyor bize. Bir masaldır deyip geçilmeyecek kadar ince ve derin mesajları var yazarın. Okudum bitti…. Mutlaka okuyun.
Katıldığım yerler olduğu kadar, katılmadığım yerlerin hayli çok olduğu bir kitap oldu kendisi. Yazar içini dökmüş. Size bir şey anlatıyor gibi yapıp aslında heybesini boşaltmış. Lisedeyken çok yapardım bunu. Söyleyemediğim, böyle içimde kocaman olan şeyleri yazardım ve evet yazmanın rahatlattığıma o zaman karar verdim ve yazmayı hiç bırakmadım. Ama evrildi yazdıklarım o ayrı. Yazar tam evrilememiş. Hala matrix’te gibi. Ama matrix bile evrildi be. Okuyacaklara tavsiye, mota mot okuyanlardan olmayın. Her yazan öyle değildir. Keza birinden vazgeçmek, kabullenmekle başlar. Yazarın dediği gibi Rabb’e sığınır görünüp “bana yaşattıklarını bul” demekle değil. Ki kitapta bu çok var. Ve sevgili yazar sana bir not; insanız. İnsansın. Ve insan olmak şu hayattaki en zor şeydir. Şnsan olmak egodan, nefretten, kinden, intikam duygusundan, ahtan sıyrılabilmektir. O sığındığım Rabb kalbini karartma, kirletme; ben varım zaten der. Önce kararan kalbini aydınlatmalısın bence. Sevgili okur, oku; oku ama karşı da çık bazı yazılanlara. Yoksa yine kaybedersin. Hep ve önce kendine. Hala kindeysen, nefretteysen zaten alman gereken dersi alamamışsındır; bambaşka biriyle yeniden aynı yerlerden sınanacaksın. Sevgili yazar dostum, sen bu kafayla bekle, sonraki bundan daha ağır olacak; kalbin hırsla, kinle, suçlayıcılıkla kaldıkça.
Ah Aya güzel melek kanatlı kızım...
Her satırın içime o kadar işledi ki...
"Gözyaşı bezlerim ne olur dayanın!
Hüzünler yenilin!
Acı çekiyorsan, acını yaşa!
Ama acına yenilmeyi seçme!"
(Sf.80)
On dört yaşında spina-serebeller ataksi hastalığa yakalanmıştı Aya. Beyincik ve omurilikteki hücrelerin dejenere olması sonucu artık onu zor
My everything♡♡
♡KALBİM♡
Kitabın güzelliğini nasıl kelimelere dökebilirim bilmiyorum. Dökemem sanırım. Kelime daracığım bu fevkalade işlenmiş kitabın üzerimde bıraktığı tesiri size anlatacak kadar zengin değil. Her harfin ayrı mübtelası oldum. O kadar efsane bir kitap ki o kadar.... İçine düşmemek ne mümkün.
Aslında kitapta o kadar çok kendimi buldum ki her
Okudum.. Bitti.. Bitmesine ayrı üzüldüm, hikayeye ayrı, bu kitaba bu kadar geç kalmış olduğuma ayrı..
Ayfer Tunç ne yaptın dedim, ne yaptın.. Müthiş bir kitap yazmakla kalmamış ki sadece. İnsanın hafızasına kazınacak bir kitap yazmış. Öyle ki sona doğru yaklaştıkça yavaş okusam da bitmese diye düşündüm. Ama bitti.. Bitmesini istemediğim her güzel
İlya İlyiç Oblomov...
Hakkında çok şey duydum ama hepsi menfi şeylerdi. Tembel, uykucu, uyuşuk... Kaygısız dinginliğin timsali bir Oblomov... Bu kadar... Fakat senin aslında altın gibi değerli, pamuk gibi yumuşak, ana yüreği gibi anlayışlı bir kalbin olduğunundan kimse bahsetmemişti. Yetiştirilme tarzından kaynaklı bir miskinlikti senin ki... Küçükken ve gençken sana kimse çorap gitmeyi bile öğretmedi. Etrafında hep pervane olan birileri vardı. Bu şekilde yetiştin ve içinde var olan bütün cevherler köreldi. Hiçbir yeteneğin açığa çıkmadı. Bütün hayatın birilerinin yardımına muhtaç şekilde ilerledi. Bu sebeple hiç bir işin ucundan tutamayan, hiçbir şey yapmak istemeyen, kendine güveni olmayan, hayatı tekdüze yaşayan bir biçare oldun.
Peki bu senin suçun mu Oblomov...
Tabiki senin suçun değil. Sen aslında elinden tutan olsa, cesaret veren olsa en başta çok güzel seven, adam gibi aşık olan, aşkı için inanılmaz fedakarlıklarda bulunan şefkatli ve düşünceli bir insansın. Seni okurken, beni ilk başlarda güldürdün, sonra düşündürdün, sonunda ise hüzünlendirdin dostum.
Sanayi Devrimi sonrası toplumun her katmanında yaşanan değişimlerin, başkalaşan ticaret kurallarının feodal yapıları epey zorladığını da kitaptan anlıyoruz. Son olarak çocuklarınıza iyilik etmek istiyorsanız onların ağzına lokma vermeyin, bırakın kendileri yesin, çorabını kendisi giysin, okul çantasını siz değil kendisi taşısın, ona yüklenebileceği sorumluluklar verin, çok şımartmayın, ölçülü ve disiplinli olun. İleride Oblomov gibi başkalarının yardımı olmadan yaşayamayan, yetenekleri körelmiş birey olmasını istemiyorsanız bunu yapın. İyi okumalar...
Oblomov...Kimdir bu Oblomov?Peki ya Oblomovluk, nedir ne değildir? Cevabi çok uzakta değil,cevabi bu muhtesem kitapta. Ve belki de bir cogumuzun hayatının bir doneminde ;kimimizin az kimimizin çok...Hepimizin hayalleri var öyle değil mi?Hepimizin hayallerinin arkasinda bekleyen umutları var. Fakat biliyorsunuz ki hayallerin gerçeğe dönüşmesi için tam kararlılıkla özveri, ve çaba gerekiyor.Iste boyle bir dünyada kalbimizdeki "olmuyor" ,"yapamiyorum " duygusundan,tembellikten arınırsak ,hataya dusmekten korkmaktan,yanlis kararlarimizin bedellerini odeyecegimiz korkusuyla geri adim atmaktan kacinirsak,(Oblomov bizim için sadece bir kitap ismi ,Oblomovluk ise karaktemizin icinde bulundugu bir atalet haliolarak kalir) bakarsiniz bir gun hayallerimiz gercek olur.Çünkü Üstat Cahit Sıtkı Taranci'nin dedigi gibi de " Bazı hayaller, gerçek olmayı çok fazla hak ediyor...
Kitaba dönecek olursak, onu okumaya basladiginizda sizi, cok başarılı bir ceviri ile akici bir üslubun, buyuk emeklerle yazilmis hayat derslerinin bekledigini de soylememe gerek yok herhalde. Ve de tabiki işinde çok basarili efsane uşak Zahar :D Caniim Zahar :)ile bas karakterimiz Oblomov'un sürükleyici hikayesi :)
Evet bu kitap , eğlenceli anlatimi ile oldugu kadar şaşırtıcı sonu ile de ruhumda derin izler birakti... Böyle bir sonu hiç beklemiyordum.
(-Ah Oblomov Ah!
-Ya Zahar! Sen ne guzel bir insansin.Senin ne guzel bir kalbin var...)
Ve son olarak, tamamen ders niteliğinde, simsicak bir anlatimla yazilmis olan bu kitapla tanışmış olmanin mutluluğunu yasadigimi ifade etmek istiyor, sizlerede siddetle tavsiye ediyorum .
Umutla ve Azimle Kalin...
Kitabı okuyalı biraz olmasına rağmen cümlelerimi kafamda toparlayamadığımdan hemen yazamadım bu değerlendirmeyi; ama sanki geride bıraktığım bir dostuma mektup yollamam gerekirken onu habersiz bırakmışım gibi bir sorumluluk hissi üzerimden gitmedi.
Aya,
Kendini yalnız ve acı çekiyor, hayattan mahrum kalıyor hissettiğin anlarda mavi gökyüzünün