Türkiye önce onu ❝Sakallı❞ diye tanıdı.
Sonra ❝Ahmet Demir❞.
Adını ilk söyleyen isim Tunceli Milletvekili Kamer Genç oldu; ❝Mahmut Yıldırım❞.
Susurluk kazası onu yeşil karanlığa gömdü.
Sayfa 7 - Kod Yayıncılık, Birinci Baskı - Haziran 2013Kitabı okudu
"Kamer Ana, al sana nergis topladım," dedi. Çiçekleri, yanda inek sağan Kamer Anaya uzattı. Kamer Ana bir genç kız gibi
kızardı, utandı:
"Sağ ol Şefçe Ağam," dedi gülümseyerek. "Beni düşünmüşsün."
Benim "Tunceli" adıyla övüneceğim çok tarihsel olay var.
Onların ne var, bilmiyorum!
Tunceli, ağa'nın, şıh'ın, şeyh'in/ feodalizmin barınamadığı yer demektir.
Tunceli, aydınlanmanın kalesi demektir.
Tunceli, en çok okuryazarın olduğu yer demektir.
Tunceli, 1954 ve 57'de herkes DP'ye oy verirken CHP'ye oy vermek demektir.
Tunceli, faşist 1982 Anayasası'na en çok hayır oyu vermek demektir.
Tunceli bağımsızlık, özgürlük, eşitlik demektir.
Tunceli, CHP'ye genel başkan vermiş şehir demektir.
Tunceli, İbrahim Kaypakkaya demektir; Ali Haydar demektir.
Tunceli, "Tabutumu Türk bayrağına sarıp beni köyüme gömün," diyen Kamer Genç'tir.
Tunceli sevgi-hoşgörü-vicdan demektir.
Tunceli, kadın-erkek eşitliği demektir.
Tunceli, delisinin heykelini şehir meydanına dikecek özgüvendir.
Tunceli, bir komünisti, bir kadını belediye başkanı yapandır.
Tunceli semboldür.
Tunceli ayıp olacak/utanacak hiçbir şey yapmamıştır. Siz ne derseniz deyin... Benim gönlümdeki Tunceli'yi, yiğit insanları silemezsiniz.
Sayfa 91 - Kırmızı Kedi Yayınevi 1. Basım 2016Kitabı okudu
İkindiye kadar söğütlerin serininde oturdular. Memed azıcık kendine gelmişti ama, gene konuşmuyor hep düşünüyordu. Korkutucu bir dalgınlıkta. Kamer Ana, insan böyle güzeli delikanlı olur, genç olur, bekar olur, Seyran gibi güzeli giyinmiş kuşanmış, gözlerinin içine bakar bulur da, hiç yüzüne bakmaz mı, farkında olmaz olur mu? Bu adamı periler çalmış, cin çarpmış, diye düşünüyordu. Aklı başında bir adam, yanı başında Seyran gibi bir kız durur da hiç farkında olmaz mı? Vay Memedim vay! Vay da aslanım vay! Dağlar beller, açlıklar yokluklar, dinsiz ağalar, imansız candarmalar fıkarada hal bırakmamışlar ki...
Seyran'a bir acıyor, bir acıyor yüreği parçalanıyordu. Allah bir insanı ondurmazsa ondurmaz. Önce Aziz sevdası, onmamış, başa kadar gitmemiş bir sevda. Sonra Memed sevdası... Yanacak kız, ölene kadar yanıp tutuşacak, bomboş. Fıkara Seyran, nasıl da bakıyor yüzüne! Hayran, deli, kendinden geçmiş. Nasıl da görmüyor öteki...
Senin yüzünü gören her erkek sana vurulur, mümkünü yok vurulur.
Şu koca köyde sana vurulmayan kaldı mı?
Genç olsun, koca olsun, hasta sayrı olsun sana vurulmayan erkek kaldı mı?
Sana gökteki kuşun, yerdeki karıncanın, yılanın erkeği bile vurulur.
Kamer Bey hızlı bir hareketle , kaptı mikrofonu . Bugünkü Elma Pastanesi'nin olduğu bina , o zamanlar eski bir binaydı , üstünde teras vardı. Gömemişli Hüseyin Kılıç amcanındı.
Hiç kuşkusuz bir " taşra milletvekili " olarak geldiği Danışma Meclisi'nden bir gün uzun yıllar kalacağı TBMM'nin başkanvekili olacağını ve geride böylesine büyük bir siyasi ve insani miras bırakacağını , o da düşünmemiş olabilir.
19.yüzyıl saltanatlar yüzyılı olarak kayda geçmiştir. Rekor François Joseph'indir: Aynı zamanda Macaristan kralı da olan Avusturya Imparatoru , öldüğünde 68 yıl tahtta kalmıştır. Ülkesini ve dünyayı etkileyen krallığı , yaşlı kıtayı sallayan 1848 devrimlerinde başlamış , 1916'da dünya yeni bir savaşın ortasında iken sona ermişti.
O serv-i ser-keş-i "âli-cenâba el mi değer
O nahl-i șîve-i âr`ar-menâba el mi değer
Kamer ki vechini sâyide-pişî itmişdür
O cebheye o ruh-ı sîne-tâba el mi değer
Edâya yer mi kodı ünf-i dil-şikâfiyle
Su'âl-i gamze-i hâzır-cevâba el mi değer
Yıkıldı kaldi gönül bî-mecâl meclisde
Humâr-ı kâse-i gamdan șarâba el mi değer
Bu genc-i didede der-kîse eyledüm Hayrî
Nukûd-ı eşkümi bir bir hesâba el mi değer
Mefâilün feilâtün mefẫilün feilün
Evren konuşmasının devamında , yeni yapılacak siyasi partiler yasasının liderlere tanıdığı yetkinin kısıtlanmasını , yeni seçim kanunuyla küçük partilere izin verilmemesini , önseçim rezaletine ve parti enflasyonuna da son verilmesini istemiştir.