Yar elinden dolu içmiş deliyim
Üstü kan köpüklü meşe seliyim
"Üstü kan köpüklü meşe seliyim"...
Sayfa 16Kitabı okudu
Sözcükler her zaman yalın ve çıplaktır. Onların giysileri, ses tonlarımızdır, vurgularımızdır.
Kadın aşkı biriktirendir. Güneşi doğurandır. Yarınların gerçek yaratıcısıdır.
Söz insandır. Söz insana bir şey anlattığı sürece “söz”dür, anlatmıyorsa boş laftır.
İnsanların bir kısmı, bir kısmına tapıyor, kimisi de altına, gümüşe, paraya, yiyecek içeceklere, yüceliklere, makam gibi övünülecek şeylere tapıyorlar. Ben gayrı zuhur ve huruç edeceğim. Toprak adamları ile toprağı fethe gideceğiz. Ve kuvveti ilmi sırrı, tevhidi gerçekleştirip biz milletlerin ve mezheplerin kanunlarını iptal edeceğiz.
O kadar cahilsiniz ki dininiz var diye ahlaka ihtiyacınız kalmadığını sanıyorsunuz!
Köy Enstitüleri kapatıldıktan sonra, köy çocuklarına İmam Hatip okulları ile kuran kursları ardına kadar açılmıştır. Orta öğrenimde okuyan her 10 öğrenciden birinin İmam-Hatipli olduğu, yalnızca Istanbul'da ortaokul sayısından çok Kuran kursu açıldığını yineleyelim.
Hiçbir baskı, hiçbir duvar, zindan, kelepçe, zincir tomarları düşüncenin önüne geçemez.
Vahşi kapitalizm kadar insan ruhunu küçük düşüren başka bir sistem yoktur. Kapitalist, gölgesini satamadığı ağacı keser. Kâr etmek için yılanı bile kırkmaya kalkar. Çevresinde balıklı göl varsa, telle çevirir, yakaladığı balıkları satar. Marksist anlayış ise gölü kamulaştırır, insanlara balık tutmayı öğretir. Herkes yakaladığı balığı yer.
Dost elinden dolu içmiş deliyim
Üstü kan köpüklü meşe seliyim
Ben bir yol oğluyum yol sefiliyim
Ben de bu yayladan şaha giderim
Pir Sultan Abdal
12 Mart faşizmi, üç fidanı, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ı, kimsenin burnunu kanatmadıkları halde, "Bağımsız Türkiye" dedikleri için astı.
Sayfa 133 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Dünyanın en güzel okulları Köy Enstitüleri'ni, halkevlerini, o dönemin güçlü, yobaz toprak ağaları, "Sandık Demokrasisi" adına kapattırdılar.
Sayfa 132 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
George Orwell
"Üçkağıtçılığın, sahtekârlığın, evrensel düzeyde egemen olduğu dönemlerde, 'gerçeği söylemek' devrimci bir eylemdir.
Sayfa 132 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu