Göklerin en karanlık diplerinden Camların en keskin parçaları Yağıyor; Yansıtıyor pürüzsüz yüzeyleri Bir bir düşerken Kan en vabsi tonunu Yalvaran çığlıkları, ağlayan suratları ve solgun rubları. Tenlerin en masum dokusunu, Vahsi bir memnuniyetle Kesiyor; Ölimle işbirliği yapan eller hiç bu kadar çok olmamştı. İnsanlık bir utanç lekesi sürüyor, Öldürüyor; Taribin temiz sayfalarına. Zarlar biç bu kadar bızlı atılmamıştı Kaplyorlar şimdi yıldızsız geceyi, süizülen kanı içinde.. Görüyor musun? Çağların en gelişmişinde, Însanlık ölüyor. Kristallerden bir gece yaratyor. Hiçbir ölim asla yeterli olamaz. Çünkü biliyorsun, Biz lanetliyiz.
Sayfa 169Kitabı okudu
18.Bir de gömleğinin üzerinde sahte bir kan (lekesi) getirdiler.(Yakub:)'' Hayır!" Dedi.Nefisleriniz sizi aldatıp (böyle kötü) bir işe sürükledi. Artık(bana düşen umutla) güzel bir sabırdır.
Reklam
— "Şu duvarda kan lekesi var!" ... — "Aman, ne korkunç!" — "Alışırsın, yavrum. Başlangıçta beni de geceleri kâbuslar basardı ama, şimdi aklıma bile geldiği yok."
Sayfa 129 - Güven Basım ve Yayınevi, Üçüncü Baskı: İstanbul, 1972Kitabı okuyor
Büyük aynanın çerçevesini siyaha boyamıştın - Sonra da kalpler çizmiştin siyahın üstüne. Ve eski siyah Singer dikiş makinenin üstünde Kalpler. Siyah üstüne yoğun kırmızı, küçük lambalar gibi. Bir kalp - Siyahın üstünde yoğun kırmızı, bir kan lekesi gibi.
iştedir yalanı seyreltiyor uykusuzluklar aklımın köşesinden atlılar geçiyor değil mi ki beni şımartan gökyüzüdür ve ben o tanyerlerinin sulbünden gelmekteyim hiç bir dostumu kalebent saymam parmaklıkların ardında kan değildir dostlarımın çakrışına bulaşan kan değil,mürekkep lekesi ben bilirim çünkü birgün gerçekten kan aktığında ölüm çiçeklerin yırtıcı dülgerliği sanılacaktır karaysam şimdi öfkenin payı vardır karanlığımda aşktandır titrediğim eğer ki titriyorsam sözlerim öcalan ağza misvak,iyice anlaşılsın bu dağlanmış toprağa süzülen ayaklarımdan keşke kan olsa o zaman senin çardağına çıkarken karıştırırken şarapla kendimi sana varsın gün geçtikçe herşeyde biraz kahır biraz bakır çalığı olsun lokmamızda bana soru sor artık beni kurtarma,konuştur beni yaz geceleri patlayan sağnaklara bağışla.
Hazreti Osman
Resul-ü Ekrem (s.a.v)'in sırdaşı olan Huzeyfe (r.a) hazretlerinden sorduğu en büyük fitne budur. Hazreti Huzeyfe'nin rivayetine göre Hazreti Osman'ın kanı Mushaf üzerine dökülmekle fitne kapısı açılmış değil, ondan sonra kapanmayacak surette kırılmıştır. Ondan sonra İslam milletinde fitneler eksik olmadı. O kan dinmedi. Mushaf-ı Osman üzerine dökülen kan lekesi silinmedi.
Sayfa 236Kitabı okudu
Reklam
899 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.