3. Nazım'ın Küçük Hırsızlıkları Nazım Hikmet ile evladı arasına kilometreler girmişti fakat Vera’nın ilk evliliğinden olan kızı Anyuta yanı başındaydı işte. Onun sevgisini ve güvenini kazanmak öz çocuğuyla arasına giren esafelerin azalmasına vesile olacaktı bir nevi. Vera, Nazım’ın vefatının ardından paylaştığı anıda küçük bir çocuğun kalbine
Bir Yudum Kitap
İnsanın en değerli varlığı yapmak istedikleridir, hayalleridir. Kim ne derse desin! Cemil Kavukçu, "Üç şey söyledin. Parasını, umutlarını ve düşlerini. Bence ilk ikisini yitirince ölünmez ama düşler yitirilince..." der, yüklemsiz bitirir cümlesini. Hayallerinizden asla vazgeçmeyin sevgili okur. Dünyada var olmuş her şey bir vakitler
Reklam
Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor Albayım; Böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu Albayım? 'Yok.' 'Peki Albayım.' ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat Albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: “Nasıl?” Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum Sayın Albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum Albayım.“ . "Kelimeler, Albayım. Bazı anlamlara gelmiyor” Şu dünyadan bir gideyim, bir daha gelirsem ne olayım. Bir daha gelirsem ne olurum bilmiyorum artık. Şimdi de ne olduğumun pek bilincinde olduğum söylenemez. Kimi zaman deniz olup, büyük yük gemilerinin ağırlığıyla yaşamaya çalışıyorum. Kimi zaman büyük büyük fırtınalar olup o gemileri batırıyorum. Bazen gemi olup deryalara bırakıyorum kendimi. Kimi zamansa geminin kaptanı olup karaya hasret kalıyorum. Kırmızı oldum çoğu zaman. Kan oluyorum, Annemin gözünden damlıyorum. Şarap oluyorum, içime içime akıyorum. Ateş oluyorum, yakıp kavuruyorum. Kızıl bir bulut gibi çöktüm bu dünyaya. ••Oğuz Atay
Dosya: Bukowski Okumaya Nereden Başlanır?
Merhaba sevgili 1k okurları; Uzun süredir başlıkta ki soruyu kendime sorup duruyordum ve pek yanıt bulabilmiş değildim. "Yahu Bukowksi okumaya nereden başlarız? Ne okuyacağız şiir mi, hikâye mi, anı mı?" Güzel bir yazı buldum ve bu yazı sonunda bir karara varabildim. Umarım bu soruyu soran okurlar için yararlı olur.
Sonu gelmez isteriz hiç bir şeyin. Ne olursa olsun, ister iğrenç geçen bir hayat, isterse bırakamamak için binlerce mazeret bulduğumuz bir ilişki. İnsan böyle hep. Çiğ süt emmiş diyorlar ya- onu bile ememiyoruz son zamanlarda. Beni ele alalım mesela örnek, süt yokmuş ben küçükken daha icat edilmemiş. Alternatif enerji kaynakları aramaya gitmişler
A. A'dan....
Gel seninle tüm imkanları bırakalım İmkansıza gidelim Orta Anadolu köyüne mesela Bir göz odalı evimiz olsun Ben hayvanlarla ilgileneyim Sen bahçemizle Sen ve Ben Peçka da pişirelim aşımızı Yer sofrasına oturalım dizdize Aynı kaptan kaşıklayalım tarhanamızı Kuruyemişimiz olmasın mesela Ayçiçeği kavurup yiyelim beraber Elektriğimiz televizyonumuz yok ya Kitaplara dalalım beraber Hiçkimseleri konuşmayalım Birbirimize doyalım tüm gece Dört mevsim yaşayalım gecemizi Sonbahar rengi gaz lambamız uykumuzu getirsin Dışarıda ki tipinin sesini sıcacık yatağımızdan dinleyelim Sabaha karşı yağan yağmur ninnimiz olsun Sabah bahara açalım penceremizi. A. A. ❣
Reklam