Dosya: Bukowski Okumaya Nereden Başlanır?
Merhaba sevgili 1k okurları; Uzun süredir başlıkta ki soruyu kendime sorup duruyordum ve pek yanıt bulabilmiş değildim. "Yahu Bukowksi okumaya nereden başlarız? Ne okuyacağız şiir mi, hikâye mi, anı mı?" Güzel bir yazı buldum ve bu yazı sonunda bir karara varabildim. Umarım bu soruyu soran okurlar için yararlı olur.
Sonu gelmez isteriz hiç bir şeyin. Ne olursa olsun, ister iğrenç geçen bir hayat, isterse bırakamamak için binlerce mazeret bulduğumuz bir ilişki. İnsan böyle hep. Çiğ süt emmiş diyorlar ya- onu bile ememiyoruz son zamanlarda. Beni ele alalım mesela örnek, süt yokmuş ben küçükken daha icat edilmemiş. Alternatif enerji kaynakları aramaya gitmişler
Reklam
Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor Albayım; Böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu Albayım? 'Yok.' 'Peki Albayım.' ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat Albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: “Nasıl?” Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum Sayın Albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum Albayım.“ . "Kelimeler, Albayım. Bazı anlamlara gelmiyor” Şu dünyadan bir gideyim, bir daha gelirsem ne olayım. Bir daha gelirsem ne olurum bilmiyorum artık. Şimdi de ne olduğumun pek bilincinde olduğum söylenemez. Kimi zaman deniz olup, büyük yük gemilerinin ağırlığıyla yaşamaya çalışıyorum. Kimi zaman büyük büyük fırtınalar olup o gemileri batırıyorum. Bazen gemi olup deryalara bırakıyorum kendimi. Kimi zamansa geminin kaptanı olup karaya hasret kalıyorum. Kırmızı oldum çoğu zaman. Kan oluyorum, Annemin gözünden damlıyorum. Şarap oluyorum, içime içime akıyorum. Ateş oluyorum, yakıp kavuruyorum. Kızıl bir bulut gibi çöktüm bu dünyaya. ••Oğuz Atay
Bir Yudum Kitap
İnsanın en değerli varlığı yapmak istedikleridir, hayalleridir. Kim ne derse desin! Cemil Kavukçu, "Üç şey söyledin. Parasını, umutlarını ve düşlerini. Bence ilk ikisini yitirince ölünmez ama düşler yitirilince..." der, yüklemsiz bitirir cümlesini. Hayallerinizden asla vazgeçmeyin sevgili okur. Dünyada var olmuş her şey bir vakitler
Bir gün eşek kaplana demiş ki "çimen mavidir" Kaplan da "yeşildir" demiş. Kaplan ne dese eşek itiraz etmiş ve sonunda gidelim "kral aslana soralım, kral bilir" demişler. Eşek demiş ki "Kralım biz tartışıp durduk gelip size soralım dedik. Çimen mavidir diyorum kaplan itiraz ediyor. Doğrusu nedir?"Aslan demiş ki "elbette doğrusu çimen mavidir" demiş. Sonra da kaplana konuşmama cezası vermiş. Kaplan da demiş ki "tamam demiş kralsın, cezama razıyım ama çimen yeşil değil mi?" Aslan da "evet çimen yeşildir" demiş. Ama senin gibi cesur ve akıllı kaplan gitmiş böyle bir konuda eşek kafalıyla tartışıp zamanın boşuna harcamakla kalmamış bir de gelmiş benim zamanımı harcıyorsun. O yüzden sana konuşmama cezası verdim demiş. Vel hasıl Kemal Eşekler ile tartışmayın !!!!
Ne arar sorarım, ne gözlerimi kapatırım hasretinden Kapana kısılmış hayallere acımam nefretinden Ve nefretin getirdiği sevgiden vazgeçemem İki kulaç atmak isteyince, özgürlük kudurur öfkesinden Kötülüğü tutsak edişimden
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.