Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Adem Kara

Adem Kara
@karaademm89
686 syf.
8/10 puan verdi
·
105 günde okudu
Vakti zamanında Cemal Süreya yazmıştı 99 Yüz’de: “… hiçbir ortaklığa girmez. Dışarıda ve yukarıdadır. Yenilebilir; ama rövanşı kesinlikle alır. İnancının çılgını. Öyle ki onunla delici bir ideolojiye ulaşmak ister. Sıkışmış, sıkıştırılmış deha. Alçakgönüllülükle katı yüksek uçuyor. Şemsiyesi yok.” • Dahasını da söylemişti, ben özet geçtim. Ne güzel ifadeler. Ne de kaliteli tanımlar. Aslında yukarıdaki ifadelerden dahi yola çıkacak olsak Karakoç’un her şeyden önce ‘mütefekkir’ olduğu kanısına varmalıyız. Ve elbette aksiyon adamıdır o. • İslami motiflerin yazınında çokça yer bulduğu, belki de her satırına sirayet ettiği aksiyon adamı. Ne kadar büyüktür, bilemem. Ama büyüktür kalem ve yaşayışıyla. Büyüktür ve kesinlikle sadece Monna Rosa değildir! • Gün Doğmadan. Şiirleri. Ağır ağır, sindire sindire okumalısın.
Gün Doğmadan
Gün DoğmadanSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20202,043 okunma
Reklam
290 syf.
7/10 puan verdi
1965. Geç dönem Orhan Kemal eserlerinden. 16 yaşında bir güzel kız. Filiz. Satırlar arasında onu takip edeceğiz. Kitapçıda girdiği iş hayatı sonrası daha da hızlanacak sayfaların akışı. Bazen fazlasıyla rahatsız edici belki de. • Filiz’in çevresinde pervane olan çokça erkek konuk olacak satırlarımıza. Tabi o süreçler anlatılırken bir ülke panoraması da çizecek Orhan Kemal. • Her yazarda vardır yaşanmışlıktan, deneyimden aktarımlar. Çıkış noktası yazarın yaşamış oldukları aslında. Vardı Bir Filiz. • 2001 yılında birkaç bölümle sona eren bir de dizi yapımı varmış. Eser beni heyecanladıramadığı için bağlantılı yapımları da merak edip açmadım. • Orhan Kemal külliyatında nerede duruyordur bilmiyorum; ama ben sevemedim.
Bir Filiz Vardı
Bir Filiz VardıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 2020497 okunma
168 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
“Birazdan okuyacaklarınız, Grimm Masalları’ndaki çocuklar gibi yapayalnız bırakıldığım ormandan tekrar dönebilmek için evime, cebimde sakladığım ekmek kırıntılarından başka bir şey değildir.” (s.7) Girizgahı böyle yapıyor Kesal. Severim ben Ercan Kesal’ı. Hikayesi, yaşayışı, yazdıkları ve sinemasıyla. Güzel, derin, huzur veren o bakışlarıyla da. • Yenal Bilgici’yle yakaladıkları o pozitif ilişki bu söyleşi tadında eseri ortaya çıkarmış. Ya da bu kitabı ortaya çıkarmak amacıyla buluşmuşlardı. Cevabı kendilerinde saklı. • Çocukluğuyla başlayan Avanos günlerinden ‘ilk’ lisans eğitimini aldığı Mülkiyeli Ankara günlerine, hekimlik macerasından kurulan hastanelere, o süreçlerde gerçekleşen tanışıklıklara ve elbette sinema sürecine dek birçok detay mevcut burada. • Kendi söylemiyle “… tüm yaptıklarında anlam arayışı…” olan bir güzel adamı okuyacağız. Buyurun.
Cebimdeki Ekmek Kırıntıları
Cebimdeki Ekmek KırıntılarıErcan Kesal · Kronik Kitap · 2022391 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
108 syf.
7/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Kav
Kav
’la başlamıştım Doğan Yarıcı yolculuğuma. Mutlu ayrılmıştık. Bir araya gelecektik tabiki. Hikayeleriyle devam etmek istedim yazdıklarına. Oraya yazmış olduğum incelemede; “… belki daha kalabalık oluruz onun yazın çadırı altında…” arzumu dile getirmiştim. Sanırım halen bir avuç Doğan Yarıcı okuru olarak yola devam ediyoruz. Ne acı. • Yazıyı yine sade ve yalınlıkta buluşturan hikayeler bulacaksınız. Özellikle ikinci bölümde Ferit Edgü çizgisine varılacak yalınlıkta. Ama seveceksiniz bence onu. Bir okusanız seveceksiniz. Güzel eserler var onun kaleminden.
İs Odası
İs OdasıDoğan Yarıcı · Yapı Kredi Yayınları · 201438 okunma
212 syf.
8/10 puan verdi
Sizde ‘sadece yazdıklarıyla’ yer etmesi gerekenler olduğu gibi söyledikleriyle de merkezinize almanız gereken yazarlar var bence. Gürsel Korat mesela. • Ankara’da ikinci defa yakalayıp söyleşisine gidip eserlerini tekrardan imzalattıktan sonra yazıyorum bu incelemeyi. Onun ilk göz ağrısına. Ay Şarkısı’na. 1987 yılında yazımına başlanıp da çeşitli ekleme ve metotlarla 97’de yayımlanan eseri. 2017 yılına dek sürecek bir yazım serüveni aslında. • 1970’lerde başlayan ve 1980’lerin ortasına ilerleyen bir hikaye mevcut Ay Şarkısı’nda. Havada sıkılı sol yumruklar, örnek isimler, devrim sesleri ve elbette aşk. Devrim gölgesinde. • İhmal etmeyin Gürsel Korat’ı.
Ay Şarkısı
Ay ŞarkısıGürsel Korat · Yapı Kredi Yayınları · 201265 okunma
Reklam
224 syf.
8/10 puan verdi
Birçok yayınevinde münferit olarak yayımlanan Palto ve Bir Delinin Anı Defteri adlı hikayeleri de içerisinde barındıran derleme bir kitap var elinizde. • Nihal Yalaza çevirisi ile Varlık Yayınları baskısı ve Mazlum Beyhan ile İş Bankası Kültür Yayınları benim açımdan tercih sebebidir. Yukarıda bahsettiğim eserleri dışında Neva Bulvarı, Burun, Portre ve Fayton’u da okuyacaksınız. • Buyurun.
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955,5bin okunma
288 syf.
10/10 puan verdi
“ … gördüğünüz gibi, bazı insanlar yaşarlar, bazıları da onların yaşamalarını izlerler, ben ikinci gruba giriyorum. Ya siz?”(s.144) • Anlatıcı, Ivan ve Malina. Üçü var burada. Üçü aynı anda, bir arada var mıdır, bu senin bilebileceğin bir konu. Çünkü çetrefilli bir eser Malina. Zor velhasıl. Emek istiyor ve emeğine değiyor kanımca. • Kendine seçtiği, kendince yarattığı bir karaktere saplantılı/tutkulu aşkını anlatıyor, anlatıcı. Ivan, saplantının adı. Aslında her biri çıkacak sahneye. Hepsini dinleyeceğiz. Anlayabilmek, zor olan kısmı. Eserde de geçtiği gibi “… oysa kim anlaşılmak istenir söylesene…” • YouTube üzerindeki o kısacık videolarıyla bildiniz belki de Ingeborg Bachmann’ı. Yüzündeki o hüzün çekti belki de sizi kendine. Bilmiyorum. Sebep her ne olursa olsun. Buralara hazır olduğunuzda gelin derim. • Unutmadan. Çeviri. Ahmet Cemal. Türk yazının Almanca’daki en değerli ismi belki de. O olmasa da çevrilirdi elbette; ama böyle mi.. Hayır. Buyurun.
Malina
MalinaIngeborg Bachmann · Yapı Kredi Yayınları · 2022644 okunma
112 syf.
7/10 puan verdi
Gide, Joyce, Pirandello. Günlük, Roman, Hikaye. Balzac, Rimbaud, Wells. Klasik, Şiir, Gelecek. Alıntısı, diyalogları ve notlarıyla. Andres Fava’nın Güncesi. • Bir arındırılmış metin. Belki de ayrı tutulmuş. Yazarın Sınav adlı metninden. Yarattığı karakterle, kendi edebiyat gizini bizlere sunan bir eser. Sayfalar arasında Cortazar’la muhabbet etme şansını sunan. • Düşünce-dil ikilemine, gerçek-düş yakınlaşmasına, İkilik ve yalnızlık çelişkisine değin satır aralarında kaybolacağınız bir kitap. Buyurun.
Andres Fava'nın Güncesi
Andres Fava'nın GüncesiJulio Cortazar · Can Yayınları · 2018136 okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
İki başlık var eserde: İlki, ‘Analitik Tedavide Hastanın Değişimine Yol Açan Faktörler’. 1964 yılında ABD’de de bir Enstitüde yapılan konuşmanın metinleşmiş hali. İkincisi, “Psikanalizin İyileştirici Yönleri”. 1974’te Amerikalı psikoloji öğrencilerine verilmiş bir seminerden alıntılar. • Yayınevinin Dinleme Sanatı başlığını tercih etmesi sanırım ticari kaygı. Zira genel anlamda ‘dinlemek’ olarak algılayabileceğiniz bu başlık, danışan-danışman arasındaki sağlıklı dinleme sürecine gönderme barındırıyor. • Freud, Jung, Laing, Reich ve diğerleri. Psikanalize ve tedavi sürecine değinilen birçok paylaşım var burada. Erich Fromm, psikanalizi biz okurlarına yakınlaştırarak okunabilir ve anlaşılabilir olmaya devam ediyor. Buyurun.
Dinleme Sanatı
Dinleme SanatıErich Fromm · Say Yayınları · 2018346 okunma
188 syf.
8/10 puan verdi
Yazın türlerinde hareket kabiliyetinin kısıtlandığı bir alan olması sebebiyle ‘hikaye’ zorlayıcı bir tavır takınmaya devam ediyor sanırım. Günümüzde hikaye yolundan gidecek yazarların uzun soluklu olamaması da bu sebeple galiba. • Ethem Baran, 90’lı yıllardan bugüne sürdürdüğü hikaye serüveninde başarılı eserler yazmaya devam ediyor. Bizi bizden olanı, yalnızı yalnızlığı, geçmişi pişmanlıklarını, anı ve düşleriyle harmanlayıp okuyucusuna sunuyor. • 2005 Yunus Nadi Öykü Ödül’ü de alan Dönüşsüz Yolculuklar Kitabı okunmayı bekliyor. Buyurun.
Dönüşsüz Yolculuklar Kitabı
Dönüşsüz Yolculuklar KitabıEthem Baran · İletişim Yayınevi · 2013100 okunma
Reklam
144 syf.
7/10 puan verdi
Remzi Ünal… Şu Hava Kuvvetleri’nden müstafi, THY’den kovulma, eski pilot, ex-kaptan, nevzuhur özel dedektif Remzi Ünal. • İlk kez okuyacağım her yazarla bir tanışma anım vardır. Celil Oker’de olduğu gibi. Kitap fuarının kalabalığından fırsat bulup Abdullah Ataşçı imzası alırken Agatha’lar dikkatimi çekmişti. Onlarca kitabı kütüphanemde olmasına rağmen laf olsun diye sormuştum: Özel bir indiriminiz var mı? Maalesef, oldu cevap. Hemen yanında Celil Oker kitapları vardı. Polisiye meraklısı olduğumu düşünen görevli Celil Oker’i sorunca ‘tanımıyorum’ oldu cevabım. • Hangisinden başlayabilirim diye sorduğumda dedektif Remzi Ünal serisinin ‘dokuzuncu’ kitabını önerdi sağ olsun. Ben yine de ilk kitabı olan Çıplak Ceset’le başlamayı yeğledim. • Öyle girift bir yapısı yok eserin. Çıkışı bulunmayan bir labirent içine de girmiyorsunuz. Ama onunla tanışmanızı isterim. Biz memnun ayrıldık.
Çıplak Ceset
Çıplak CesetCelil Oker · Altın Kitaplar · 2021584 okunma
108 syf.
8/10 puan verdi
Evet. İlk buluşma. Buradan başladık. O ‘devamı’ sözcüğü öncesinde yazılan eserini okumadım. Ne yapalım baskısını bulmak zor şu aralar. • Melankolik, içli kalemleri sevdiğim gibi ‘kıvrak’ o kadar kıvrak ki bazı anlar ‘takibi zor’ yazarları da seviyorum şahsen. İlhami Algör, kalemi kıvrak tayfasından. Takibi zor. Bir nefes yetmez. Baya da yazmış aslında. Ben birazcık geç kalmışım. • Kahraman, alıyor eline Kahraman’ın El Kitabı’nı. Bir hikayesi var; ama bir hikayesi olacak mı bilmiyoruz. Hikaye peşinde. ‘Figüran’ kendi söylemiyle. Yürümeyi, durmaya her daim tercih eden. • He bir de dillerde o soru: Mesele nedir? Sence? Eksik, aşık, kaçık ya da karmaşık. İyi kitap. Buyurun.
Albayım Beni Nezahat ile Evlendir
Albayım Beni Nezahat ile Evlendirİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 20201,503 okunma
248 syf.
10/10 puan verdi
“Ben önemsiz, herhangi bir insanım: Eski bir bankacı…”(s.11) Altmışında. “Salt kendimi ilgilendiren konularda inceden inceye düşünmeye -nasıl derler- kılı kırk yarmaya alışkın değilimdir pek.”(s.11) Solgun. “Evimi, karımı, kızımı bırakıp Dürnev Hanım’ın çatı arasındaki odasına yerleşeli on yıl oluyor.”(s.12) Yalnız. • Künyeden kopyala-yapıştır yapmayı sevmiyor olsam da YKY kıskandırırcasına yaptırıyor bunu: “İçini kaplamış yaşama bezginliğini -kendini oradan oraya atarak- dindirmeye çalışan bir adamın yalnızlık destanıdır Bir Solgun Adam” • İlk baskısı 1975 yılında yapılan ‘mansiyon’ ödüllü eseri. Şimdilerde yazılmış olsa sanıyorum atölyelerde ‘ders’ olarak okutulurdu. Okutuluyordur belki de. • Bir yalnızlık güzellemesi değil asla. Bir umutsuzluk vakası da değil. Yenilgiler(s.13), kalabalıklar(s.41), kırgınlıklar(s.43), yitip gidenler(s.46), gerçekler(s.52) ve yaşamaklar(s.124). Dahası. • Yaşama küskün, kırgın ölmüş bir yazarın romanı. Seveceksin.
Bir Solgun Adam
Bir Solgun AdamSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 2010826 okunma
292 syf.
9/10 puan verdi
Öncelikle bir ‘öğretmen’ Cem Kalender. 2007 yılında ilk kitabı yayımlanan bir öğretmen. Ödüllere pek güvenim olmasa da Kalender, bence ‘kaleminin ispatıyla’ unvanlar koymuş durumda eserlerine. • Mazarin Mavisi’yle başladım ona. En sonda yazacağımı en başında yazayım. Eğer diğer eserleri de bir Mazarin Mavisi ise bu adam iyi yazıyor. Daha iyi eserler yazacak gibi. • Üzerine çok konuşulan; ama pek de düşünülemeyen bir konu merkezinde: LGBTİ. Farklılıklara tahammülün azaldığı; şiddetin, aşağılanmanın daha da sert olduğu yıllar. 1980 sonrası Türkiye. Belki 2000’ler Türkiye’si de buna dahildir, kim bilir. • 1987 yılına assolist olarak girecekken bir polis baskınıyla hayalleri alt üst olan, Handan. Tuna ya da. Kendi soğuğunda üşüyen. Manolya, Afet. Günlük yazma sebebi ‘ölüm’ olan Metin. Fiş numarası 254038-Cansu. Tasası Özgür olan, Nurten. Mazarin Mavisi’ne tek ilgi gösteren Doktor Ferhan. Ölümü giyinenler, bedeni kimlikleri olanlar, sokaklar. Küçük Bayram, Abanoz. • İyi kitap.
Mazarin Mavisi
Mazarin MavisiCem Kalender · Doğan Kitap Yayınları · 202093 okunma
113 syf.
8/10 puan verdi
Bir ilk kitap. Öyle alelade dökülüp saçılan bir şey değil. Baya baya kitap yani. Sonrasında yazılması planlara selam gönderen bir kitap. • Ankara sokakları. Otobüste, metroda; Cebeci’de, Bahçeli’de; parkta, dairede göz göze gelip görmezden geldiklerimiz.. Hayatlarımıza dokunup da dokunmaz saydıklarımız. Ya da farkında olmadıklarımız. Omuzlarına istemsiz çarpıp ‘pardon’ diyebildiklerimiz. Ya da o duracaktı bulamadıklarımız, kalabalıktan. • Dokunuşların, tanışamamış tanışıklıkların kitabı. Güzel.
Herkes Herkesle Dostmuş Gibi
Herkes Herkesle Dostmuş GibiBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20211,819 okunma
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.