Rüyamda yine Hayalistan'da olduğumu görmüştüm. Hayalistan'da okullar ve Çetinceviz Öğretmenler yoktu, herkes başkalarıyla paylaşmaktan mutlu olduğu özel bilgilere sahipti ve biz birbirimizden çok şey öğreniyorduk. Birisi bir çiçek veya bir hayvan hakkında bir şey öğrenmek istediğinde, gidip o çiçeğe veya hayvana öğrenmek istediği ne varsa sorabiliyordu. Dünyaysa güzel kokulu milyonlarca ve zilyonlarca çiçeğin açtığı Hayalistan'dan çok farklı bir yer, burada her şey pis kokuyor.
Sayfa 113
Âlemi gözlemlemek (Kur'an: "Gözlemle, seyret . .. "56/7, 56/6-n, er-Rum, 30/42 vd.; el-Fatır, 35/27 vd.; el-Gaşiye, 88/ 1 7-2 1; el-Vakıa, 56/63- 78, vb.), en derin dini tecrübe olabilir.
Tabiat mucizelerle doludur, ama çiçek tohumları beni daima diğer her şeyden daha çok heyecanlandırır. Ben alışkanlık olarak yeni filizlenen bir
Sayfa 67 - Klasik Yayınları
1928 Yazı-Karahindibaların ilk hasadı
İşte benim şarap hakkında düşüncem:
Onu şişelediğin her zaman, 1928’den koca bir parça alıp saklamış olursun.
Sayfa 43Kitabı okudu
Tabiat mucizelerle doludur ama çiçek tohumları beni daima diğer her şeyden daha çok heyecanlandırır. Ben alışkanlık olarak yeni filizlenen bir çiçeği açar ve her defasında içindeki ufacık tohum kümelerine hayran hayran bakarım. Kuru bir karahindiba çiçeğine dikkatle baktınız mı hiç? Fidelerin her biri -ki her çiçekte en az yüz tane vardır- kendi başına çok karmaşık bir sistemdir. İlk tohum, bu karmaşık mekanizmanın ufacık bir parçasından ibarettir. Orada azıcık yiyecek ve ufacık bir paraşüt ya da kanatlar vardır, ki bunlar tabiatta bulunan en güzel ve gerçekte en fonksiyonel maddeden yapılmışlardır. Bu dünya hakkında, eski zamanlardan bugüne kadar gelip geçen insanlarca toplanan tüm bilgi bir yerde biraraya getirilse ve tek bir işin hizmetine sunulsa bu tohumlardan bir tekini bile yapamaz.
Sayfa 67 - Klasik Yayınları 2014 BaskısıKitabı okudu
Douglas, Tom ve Charlie, nefes nefese gölgesiz sokakta ilerlediler.
"Tom, bana doğru söyle, şimdi."
"Neyi doğru söyleyeyim?"
"Mutlu sonlara ne oldu?"
"Onları cumartesi matinesinde filmlerde gösteriyorlar."
"Tabii ki, ama ya gerçek hayatta?"
"Bütün bildiğim, geceleri yatağa giderken kendimi iyi hissettiğim Doug. Bu da günde bir kere mutlu son demek. Ertesi sabah kalkıyorum ve belki bir şeyler yine kötü gidecek. Ama tek yapmam gereken, o gece yatağa gideceğimi ve sadece orada bir süre uzanmanın her şeyi düzelteceğini hatırlamak."
... "Son birkaç gün Bay Forrester biraz ondan, biraz bundan anlattığında nihayet hikayenin hepsini bir araya getirdim. Vay be, deli gibi zırladım. Niye olduğunu bilmiyorum bile.Ben bir parçasını bile değiştirmezdim. Eğe sen değiştirseydin ne hakkında konuşuyor olurduk? Hiçbir şey. Ayrıca ağlamak hoşuma gidiyor. Çok ağladığım zaman sanki tekrar sabah olmuş ve güne yeniden başlıyormuşum gibi hissediyorum."
"Şimdi her şeyi anladım."
"Ama sen ağlamaktan hoşlandığını kabul etmek istemiyorsun. Yeterince uzun bir süre ağlarsan her şey yoluna girer. Ve işte senin aradığın mutlu son. Ve sonunda tekrar dışarı çıkıp insanların arasına karışmaya hazır olursun. Ve bunun neyin başlangıcı olduğunu Tanrı bilir!"/ Ray Bradburry-
