Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.17
Nobel Ödüllü yazar José Saramago’nun en çok ilgi çeken eseri Körlük, bir anda herkesin kör olmaya başladığı bir salgını anlatıyor.
... spoiler ...
Hikâye, trafikte evine gitmek üzere araba kullanırken, kırmızı ışıkta birdenbire kör olan “birinci kör” ile başlar. Hemen doktora giden adam yaşadığı körlüğü karanlık değil beyaz bir perde olarak anlatır; “süt denizinde yüzmek gibi".
Bir süre sonra körlüğün bulaşıcı olduğu anlaşılır ve hükümet, kullanımda olmayan bir akıl hastanesini karantina bölgesi olarak belirler.
... spoiler ...
Romanda karakterlerin isimleri yoktur, olayların nerede, ne zaman geçtiği bilinmez. Ayrıca, yazar nokta ve virgül dışında noktalama işareti de kullanmayarak metni sadeleştirirken aslında derinleştirir.
Saramago bu romanıyla, hepimizin görünüşteki medeniliğinin altında yatan ilkelliğini yüzümüze çarpmaktadır
Eser, 2008 yılında Brezilyalı yönetmen Fernando Meirelles tarafından, aynı adla sinemaya uyarlanmıştır.
İsmi "Körlük" olan bu kitaba başlamadan önce bu körlüğün fiziki körlük üzerine yazılmış bilim kurgu tadında bir roman olduğunu düşünüyordum. Sayfaları çevirmeye başladığım andan itibaren eserin alışagelmiş bir üslupla yazılmadığını fark ettim. İçerik olarak muazzam bir yapıt olmakla beraber üslup dibe çekmiş kitabın kalitesini.
331 syf.
·
Puan vermedi
Saramago ile ilk tanışmam. Kitabı bir arkadaşım sayesinde tanıdım. Her ne kadar dilensemde hediye olduğunu söyleyip kesip attı.Gelelim kitaba. Distopik tarzda bir roman. Dili oldukça yalın yer yer sıkılsamda yazar okurun nabzını iyi tutuyor. Kitapta ne bir şahıs ismi var ne de nokta virgül dışında noktalama işaretleri var. Belki de isim
KÖRLÜK SALGINI
Bu kitap koronavirüs günlerinde okunması gereken bir kitap José Saramago KÖRLÜK,
José Saramago'nun okuduğum ikinci kitabıdır. Önceden ÖLÜM BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ kitabını okumuştum ve etkilenmiştim aynı şekilde bu kitabında da etkilendim. Şunu farkettim yazarımız kitaplarında nokta ve virgül dışında başka bir imla kuralı kullanmıyor. Ve karakterlere isim vermiyor yani şu şekilde ilk kör,ilk körün karısı,doktor,doktorun karısı, koyu renkli gözlüklü genç kız, gözü siyah bantlı yaşlı adam, şaşı gözlü çocuk gibi isimler veriyor. Hikayemiz bir adamın trafikte arabasında aniden kör olmasıyla başlıyor. Ordaki yardımsever kişi adamı evine kadar götürüyor. Yardımsever kişi gittikten sonra eşi geliyor ve durumu eşine anlatıp hastaneye gidiyorlar. Adamdan doktora ve doktorun temas ettiği kişilere körlük bulaşıyor ve körlük artıyor. Fakat körlük bildiğimiz karanlık değil tam tersi bembeyaz görülüyor ve insanlar zamanla bu salgına BEYAZ FELAKET adı veriyor. İnsanlar bir akıl hastanesinde bir koğuşta karantina altına alınıyorlar. Karantinada zamanla askerlerde kör oluyor ve kadınlara işkence yapıyorlar. Askerler onları terk edip körler orayı yakıp kaçıyorlar. Şunu farkettim doktorun karısı hiç kör olmuyor ona hiç bulaşmıyor şaşırdım doğrusu. Ama körlük salgınının nasıl ve neden olduğu hiç bilinmiyor.Çok ilginç bir kitap gerçekten kitabını okuduktan sonra filmini BLİNDNESS 'İ izleyin kitabı kadar filmi de etkileyici herkese tavsiye ederim..
331 syf.
10/10 puan verdi
Aylardır kütüphanemde olan ve karantina döneminde çokça okunan Körlük’ü artık okuma zamanı geldi diye okudum.
>Körlük romanını mükemmel kılan birçok etken var. Bunlardan bir tanesi kitapta hiçbir şeyin isminin olmaması.
Diğer bir özelliği ise kitapta nokta ve virgül dışında hiçbir noktalama işaretinini kullanılmamış olması.
>Körlük kitabının konusu ise, isimsiz bir ülkenin isimsiz bir şehrinde ani gelişen bir salgın hastalık başlar. Herkes Beyaz Körlük denilen hastalığa yakalanmaya başlar. Hastalığın özelliği insanları kör etmesi fakat karanlık yerine her şeyi bembeyaz görmeleridir.
Salgının yayılması sonrasında devlet önlem olarak hastalığa yakalananları karantina
altına alır.
Hastalığın ilerlemesi nedeniyle karantina bölgesindeki insanlara kimse yaklaşmak istemez.
Size de tanıdık geldi mi? Aslında şu an yaşadığımız durum değil mi?
Her şey adı bilinmeyen bir ülkenin bilinmeyen bir şehrinde araba kullanan bir adamın trafikte ansızın kör olmasıyla başlar. Normal karanlık bir körlük değildir bu tam tersine bembeyaz bir süt denizine düşmüş gibidir. Beyaz körlük salgının ilk kurbanıdır "ilk kör". Ona yardım eden(!) otomobil hırsızına ve sırasıyla yakın temasta
Körlük
1998 Nobel Edebiyat ödüllü yazar Jose Saramago' dan müthiş bir kitap. Filmi de yapılmış ama ben her zaman önce kitap sonra film diyenlerdenim. Filmini de en kısa sürede izleyip sizinle paylaşmayı düşünüyorum.
Kitap araba kullanan bir adamın aniden kör olması ve tüm ülkeyi etkisi altına alan körlük salgınını anlatıyor. Sebebi ve nasıl bulaştığı belli olmayan bir salgın. Kör olanlar karanlık değil beyaz bir körlük yaşıyorlar.
Asıl olaylar ise tüm körlerin bir hastanede karantinaya alınması ile başlıyor. Aralarında gören ve bunu herkesten saklayan doktorun karısı bu zor şartları biraz olsun kolaylaştırmaya çalışıyor. Bu şartlar altında, aç kalındığında insanların hayvani yanlarının nasıl ortaya çıktığını anlatıyor bize.
Kitaptaki ilginç noktalardan biri de karakterlerin isimlerinin olmaması. Yani biz onları doktorun karısı, ilk kör taksi şoförü, koyu renk gözlüklü kız gibi isimlerle tanıyoruz. Yazar o kadar müthiş bir şey yapmış ki bu şekilde, hayal edemediğiniz hiçbir karakter kalmıyor. Ayrıca kitapta karantinada devlet ve iktidarın tutumlarına yönelik eleştirileri mevcut.
Benim çok beğendiğim ve şu içinde bulunduğumuz dönemde tam da aradığım kitaplardan biriydi. Okumanızı kesinlikle öneriyorum.
Beyaz felaket
DİKKAT! Sürprizkaçıran (*) içerir...
Akşam yorgun argın evinize dönmek için trafiktesiniz. Kırmızı ışıkta radyodan gelen hafif müziği dinlerken önünüzden hızla geçen yayaları izleyip yeşil ışığın yanmasını bekliyor, evinizde eşinizle yiyeceğiniz akşam yemeğinin, sonrasında geçireceğiniz dingin saatlerin veya televizyonda izleyeceğiniz bir maçın
Körlüğe Dair
Kitabın ilk bölümünde ilgimi çeken şöyle bir pasajı paylaşmak istiyorum. "Hatta körlerin içinde yaşadığı karanlığın sonuçta sadece ışığın yokluğu anlamına geldiğini, körlük dediğimiz şeyin, varlıkların ve nesnelerin görünüşünü örtmekle sınırlı kalıp, onları bu kara perdenin ardında el değmemiş halde bırakan bir şey olduğunu da düşünmüştü