Heceleme beni artık Allah'ım
Bırak okunaksız kalayım
Kaderimin hepsi pek iyi olmasın varsın
Bak, ömrüm eriyor işte
Çocukluk fotoğrafımdaki kardanadam gibi yanı başımda
Bak, ilkokul talebesi kalbimden
Yine karne parası istiyorlar
Bir gecekonduda oturuyor kalbim oysa
Yağmur yağdıkça
Bir gecekondunun damı gibi içine doğru ağlıyor
Çocukken şöyle bir algımız vardı.: 23 Nisan Bayramı geldi mi, artık yazın ucu görünmüş demektir. 19 Mayıs Bayramı ise artık havaların ısındığı, okul formalarının yakalarıyla birlikte derslerin de gevşediği karne haftasını müjdeler.
"Ben akçelerimi daha akıllıca harcamayı seviyorum. Bu okula gelmeden önce de birçok arkadaşım, karne hediyesi olarak forma, ayakkabı, tablet gibi şeyler isterlerdi. Ben karne hediyesi olarak resim kursuna gitmek, doğada kamp yapmak veya o dönemler merak ettiğim bir şehri gezmek isterdim. Çünkü alınan ayakkabılar eskir, tablet birkaç günlüğüne mutlu eder, bir süre sonra modası geçer ama öğrendiğim bir beceri hayatımın sonuna kadar benimle gelir. Düşün bakalım, hangisi daha mantıklı, birkaç gün sonra hevesin geçecek, seni heyecanlandırmayacak bir şeye mi sahip olmak istersin yoksa hayatının sonuna kadar seninle gelecek bir beceriye mi?"
Heceleme beni artık Allah'ım
Bırak okunaksız kalayım
Kaderimin hepsi pek iyi olmasın varsın
Bak, ömrüm eriyor işte
Çocukluk fotoğrafımdaki kardanadam gibi yanı başımda
Bak, ilkokul talebesi kalbimden
Yine karne parası istiyorlar
Bir gecekonduda oturuyor kalbim oysa
Yağmur yağdıkça
Bir gecekondunun damı gibi içine doğru ağlıyor
Yeraltı orkidesi aslında nadir rastlanan bir bitkidir. Dünyada sayılı adette vardır. Yani, en azından öyle olması gerekiyordu. Ancak histerik, korku kültürünü körükleyen, karne notlarını kalbimizin aydınlığından daha çok önemseyen baskıcı ve çocukları ezen şişman fil tutumlarımız sebebiyle sınıflarımızdaki ve evlerimizdeki yeraltı orkidelerinin sayısını arttırdık.
Çocuklarımız artık yeraltı orkidesi gibi hiç gün yüzü görmeden toprağın altından farksız ve güneş almayan havasız odalarında, bilgisayarın ya da test kitaplarının başından kalkmadan yaşlanıyorlar. Bu yüzden bencil, zorba, mürdedil ve kuralsız oluyorlar. Oysa ihtiyaçları olan tek şey, toprağı delip aramıza karışmalarını ve odalarından çıkıp kendilerini sokak oyunlarına kaptırmalarını sağlayacak küçük fırsatlar bulmaları.
Bizim heyecanımıza, kargaşamıza, şu ya da bu yana gitmemize neden olacak karne notlarımıza bakıp kim bilir nasıl eğleniyordu. Kaydıraktan aşağı, doğru Cehennem’e! Asansörle yukarı, Cennet’e!
Bak, ömrüm eriyor işte
Çocukluk fotoğrafımdaki kardanadam gibi yanı başımda
Bak, ilkokul talebesi kalbimden
Yine karne parası istiyorlar
Bir gecekonduda oturuyor kalbim oysa
Yağmur yağdıkça
Bir gecekondunun damı gibi içine doğru ağlıyor
...
Arkadaşım birine
"terapistin seni beğeniyor mu" diye sordu..
Dedim ki terapisti onun "üstün" karakterini ve yeteneklerini takdir etmesi gereken bir öğretmen olarak mı görüyor.. Terapistine söyleyesin de karne hazırlasın sene sonu...
.
Kaderimin hepsi pek iyi olmasın varsın
Bak, ömrüm eriyor işte
Çocukluk fotoğrafımdaki kardanadam gibi yanı başımda
Bak, ilkokul talebesi kalbimden
Yine karne parası istiyorlar
Bir gecekonduda oturuyor kalbim oysa
Yağmur yağdıkça
Bir gecekondunun damı gibi içine doğru ağlıyor