Kitabımızın başkahramanı olan katilimiz çocukluğunda zor günler geçirir ve şuanda ki yasadıklarının, tek sorumlusu bu yaralardır. Hikâyemiz İstanbul’un lüks bir semtinde yaşanan cinayet olaylarının akıl sır erdirilemeyen bir katil tarafından işlenmesi ve bunun bir seriye dönüşmesiyle beraber davaya atanan Komiser Aylin ve Sinan bu davayı çözmek için yoğun bir tempoyla karsı karsıya kalırlar. Katilin arkasında hiçbir iz bırakmaması davanın seyrini zorlaştırmasıyla birlikte Aylin’in hayatına giren insanların da katilin profiline uymasının endişesi ve duygu karışıklığı, beraberinde işleri daha da zorlaştırır. Mesleki hayatıyla özel hayatındaki duygusallık Komiser Aylin’i büyük bir karmaşaya sürüklerken, bakalım Komiser Aylin ve Sinan; arkasında hiçbir iz bırakmayan katilimizi yakalayabilecekler mi? Tüylerinizin ürpereceği, tek basınıza okurken, yine de yüreğinizden parçalar hissedip, bırakmak isteyip bırakamayacağınız bu serüvende "KATİLİN ÖZRÜ" ne hep beraber şahit olacağız.
Her gün, bir gün sıranın bana geleceğini düşünerek yaşadım. Ve o
gün, her kemer darbesinde bunu düşünerek nefes aldım. Babam yaklaşık
bir seksen beş boylarında, cüsseli bir adamdı. Gençlik yıllarında
boks kurslarına gitmişti. Bu cılız halimle ona karşı koyamıyordum.
Kemeri vuruyordu ki, nasıl oldu bilmiyorum, elimle havada yakala-
dım. Üstüme yürüdü. Artık boğuşuyorduk. Küfürleri duymuyordum.
Nasıl olduysa bana işkence yaptığı aletlerin olduğu masaya çarptım.
Üzerindekilerle beraber yere düştüm. Artık üstümdeydi. Yerde o da
ben de bir şeyler arıyorduk. İlk darbe ondan bana, sağ omuzuma geldi.
Benim de elimde bir şey vardı. Bedenine doğru salladım, göğüs
bölümüne geldi. Kan yüzüme sıçradı. Yana doğru kaydı üzerimden.
Bense şok olmuştum. Elimi yüzüme sürdüm. Kanı ılıktı, kokusu bü-
yüleyiciydi. En önemlisi, içimde ona karşı olan nefretim soğumuştu.
Şimdi canım acımıyordu...
2013 Eylül
Kan… Kendimi kontrol etmekte zorlanıyorum, bu gece av var.
Semra çok hoş, biraz fazla hülyalı bir kadın. Şu, her ilişkisinde sözü
hemen evliliğe getirenlerden. Oysa ki Semra, bir erkeğin otoritesi kar-
şısında tuz buz olacak biri. Yazık, bu kadar güçsüz biri nasıl aile hayatından
bahsedebiliyor ki? En ufak bir sorunda tamamen dağılacak
bir tip. Ben onun dağılmasına izin vermeyeceğim. Onu ebedi istirahatini
yapacağı yere göndereceğim. Ben ayrılsam, onu parça bölük
edecek ve sindirip kendi egemenliğinde yaşatacak birçok erkek var.
Babam gibi. O zaman Semra da hiçbir şey yapmadan sadece ağlayacak.
Annem gibi.
Olay yerinde hiçbir kavga izine rastlanmadığı için, Ceyda’nın
katilini tanıdığı çok açık ortadaydı. İki kişilik hazırlanmış bir yemek
masasından DNA örnekleri çıkarabilirlerdi. Yatak odasında hâlâ
yanmakta olan mumlar olayın bir gönül ilişkisi olduğu şüphesini
güçlendiriyordu. Yatak odasındaki iki kadeh, tecavüz ihtimalini gö-
nüllü cinsel ilişkiye doğru götürüyordu. Aylin yavaşça kanepeden
kalktı, uykusu kaçmıştı. Mutfağa gidip kahve hazırladı ve kanepeye
gelip yerleşti. Bu olayda yanlış olan bir şeyler vardı. Ceyda’nın evi
derli topluydu ve romantik bir akşam yemeği işaretleri barındırı-
yordu. Aylin kahvesini içti ama yatağa gitmemek için direniyordu.
Yıllardır gördüğü kâbus yüzünden, uyumamak için neredeyse eziyet
çekiyordu. Saat sabahın dördü olmuştu bile, fazla direnemeden kendini
uykuya teslim etti
Kitap anlatımı çok çok etkili ve başarılı her sayfasinda katil kim diye merakta bırakıp elinden düşüremiyorsun kitabın ikincisini sabırsızlıkla bekliyorum elinize ve yüreğine ze sağlık ....bir çocuğun küçükken yaşadığı şeyler ve neden sadece kurbanları bayan.... bu soruların cvb lari hepsi bu kitapta. ...