Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

k

“Ağır ruh hastalıklarında öç alma duygusu yaşamın en yüce amacı olur; çünkü öç alma duygusu olmayınca yalnızca insanın kendine saygısı değil, benlik ve özdeşlik duygusu da yıkılmaya yüz tutar. ”
Reklam
Benim insanseverliğim başkasının duygusuna katılmaya değil, katıldığım duyguya katlanabilmeye dayanır…
Bu çeşit dizginsiz, alabildiğine taşkın tabiatlar için düşmenin alçaklığı en yüksek asalet duyguları kadar şiddetli ihtiyaçtır.
Sayfa 932Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çevrem gök, kuşlar, ağaçlar, tarlalar gibi Tanrı görkemiyle dolu olduğu halde, kirli yaşadım; her gördüğüm şeyi kirlettim, bütün bu güzelliklerden, görkemden hiç haberim olmadı. Onlara karşı suçlu olmayı kendim istiyorum. Onları nasıl seveceğimi bilmiyorum da ondan…
Sayfa 386Kitabı okudu
Peki, dedi Alyoşa kederli bir tavırla, ya taze bahar yaprakları, aziz mezarları, mavi gök, sevdiğin kadın?.. Nasıl yaşayacak, neyle seveceksin onları? Ruhun, kafan böyle cehennemlik olmuşken mümkün mü?
Sayfa 350Kitabı okudu
Reklam
Varsın dünyanın gidişatına inancım olmasın, ama baharda yeşeren pırıl pırıl ağaç yaprakları, mavi gök, bazen inanır mısın, niçin sevdiğimi bilmediğim bir adam ruhuma öyle yakın geliyor ki!
Sayfa 305Kitabı okudu
Bence insanların birbirlerini tanımaları için en iyi zaman ayrılmalarına yakın zamandır.
Sayfa 303Kitabı okudu
Kromozomal DNA saç, göz ve ten rengi gibi fiziksel özellikleri aktarmakla sorumludur ve şaşırtıcı biçimde bütün DNA’mızın %2’sinden az kısmını oluşturur. Diğer %98’lik kısım ise kodlamayan DNA olarak adlandırılır ve kalıtımla aldığımız duygusal, davranışsal ve karakter özelliklerinin birçoğundan sorumludur.
Fakat aşık olmak sevmek değildir. İnsan nefret ederken de aşık olur.
Sayfa 131Kitabı okudu
İçinizdeki bu henüz çözülmemiş sorun yüreğinize acı veriyor. Ama çilekeşin birinin içini kaplayan acı umutsuzlukla eğlenmekten hoşlandığı olur; hatta sanki ona bunu doğrudan doğruya umutsuzluğu yaptırmaktadır.
Reklam
Freud ile cagdas Carl Jung da bilincaltinda kalan seylerin yok olmadigina fakat daha ziyade yasamlarimizda kader ve talih olarak yeniden yuzeye ciktigina inanmistir. Jung, bilincli olmayan ne varsa kader olarak deneyimlenecektir der. Diger bir deyisle, farkindalik isigina getirmedigimiz muddetce muhtemelen bilincalti kaliplarimizi tekrarlamaya devam ederiz.
Travmatik yeniden canlandırmalar veya Freud'un adlandırdığı gibi "yineleme takıntısı" bilinçaltının çözülememiş şeyleri "hatasız yapmak" üzere tekrarlama girişimidir.
Geçmiş asla geçmiş değildir. Geçmiş geçmiş bile değildir. -William Faulkner - Bir Rahibeye Ağıt
"Kendini öldürmek isteyen birisi neden kendisi için değil de başkaları için ölü olduğunu hayal eder?"
134 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.