Biri, Hiçbiri, Binlercesi

Luigi Pirandello

Biri, Hiçbiri, Binlercesi Konusu

Tüm eserlerinde olduğu gibi bu eserinde de Pirandello, insanın varoluşu ve kimliği üzerine eğiliyor. Halim selim bir adam olan "Vitangelo Moscarda"nın tüm hayatı, karısının bir gün kendisine sorduğu ve burnun eğriliğinden dem vurduğu o basit soruyla altüst olur. Kendisinden başlayarak tüm yaşamını acımasızca sorgular ve kendini yeniden bulmak için kendini parçalara bölmeyi öğrenir. Moscarda kimdir, kendi gördüğü mü yoksa başkalarının gördüğü mü? Kişilik bölünmesinin acımasızca ve mizahi bir dille işlendiği eser, ölümsüz bir de edebi kahraman da yaratır, "Vitangelo Moscarda." Ve o kahraman bize şu soruyu sorar, "İnsan bir midir, hiç midir yoksa binlerce midir?" Yalnızlık asla sizi de kapsamaz; sizi daima dışarıda bırakır ve sadece çevrenizde yabancı birinin var olmasıyla mümkündür: Nerede ve kiminle olursanız olun, tamamıyla yok sayılmalı ve siz de etrafınızdakileri tamamıyla yok saymalısınız ki arzu ve duygularınız kaygı verici bir belirsizlik içinde yitik, havada öylece asılı kalabilsin ve kendinizi kanıtlama arzunuz tamamen ortada kalkarken, bilincinizin içtenliği de yok olsun. Sadece kendisinin yaşadığı, sizinse var olduğuna dair en ufak bir iz veya sese rastlayamayacağınız bir yerdedir gerçek yalnızlık ve nitekim orada yabancı olan da sizsinizdir."
Çevirmen:
Nazlı Birgen
Nazlı Birgen
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 15 dk.Sayfa Sayısı: 256Yayınlanma Tarihi: Haziran 2018İlk Yayınlanma Tarihi: 1925Yayınevi: Aylak Adam YayınlarıOrijinal Adı: Uno, Nessuno e Centomila
ISBN: 9786059115070Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:

Puan

8.110 üzerinden
1.278 Puan · 286 İnceleme

Biri, Hiçbiri, Binlercesi Yorumları ve İncelemeleri

Tümünü gör
Nazlıgül

Nazlıgül

@Nazligulll
·
10 Haziran 18:06
8/10 puan verdi
Aynaya baktığınızda gördüğünüz kişi tanıdık geliyor mu? Sizin gördüklerinizle başkalarının sizde gördükleri ne kadar benziyor? Yunus "𝘉𝘪𝘳 '𝘣𝘦𝘯' 𝘷𝘢𝘳𝘥ı𝘳 𝘣𝘦𝘯𝘥𝘦 𝘣𝘦𝘯𝘥𝘦𝘯 𝘪𝘤̧𝘦𝘳𝘪." diyordu. Peki gerçekten kaç kişi var içinizde? Tanıştığınız her yeni kişi farklı bir imge veriyor size. Bu
63 etkileşim
Kübra A.

Kübra A.

@Zerdali
·
24 Kasım 2017 23:02
8/10 puan verdi
Hepimizin bir kişiliği var. Peki gerçekten bir kişilikten mi oluşuruz? Kitabın konusu çok orijinal, başladığımda belki bu tür bir konu ile ilk kez karşılaşmış olmamdan kaynaklı, büyük bir şaşkınlık yaşadım. Sandığımız kişi, sanmadığımız kişi, sandıkları kişi... Hepsi bir kişi mi, yoksa her
317 etkileşim
Zeynep

Zeynep

@ZahideZeynep
·
26 Ocak 16:01
6/10 puan verdi
Sıradan bir hayat yaşarken burnunun eğriliğini ansızın farkeden ve karısının bu durumun çoktan beri farkında olmasından yola çıkarak hayata ve özellikle de kendine dair sorgulamalar içine giren Vitangelo Moskardo'nun düşüncelerinden oluşuyor kitap. İnsanların bir değil birçok farklı karakter barındırabileceği, herkesin herkes için farklı bireyler olabileceği vurgulanıyor. Mutlak bir doğrunun olmadığı her insanın dünyayı ve bireyleri kendi perspektifinden göreceği için kendine göre yorumlayacagi bu yuzden de kimsenin tek bir kişi olarak görünemeyeceği belirtiliyor ki kesinlikle katılıyorum bu düşünceye. Sorgulamaların içinde de olaylar mümkün oldukça kısa tutulmuş ama yaşanılan döneme, aile bağlarına, baba-oğul ilişkisine, kiliseye ve gündelik hayatın yuzeyselligine de değinilmiş. Okurken sizi de sorgulamaya yönelten, kimi zaman beyninizi yoran, olay örgüsünden ziyade varoluşsal sancılar ve hesaplaşmalar içeren bir kitap diyebilirim. Olay hikayelerinden sıkılan ve sorgulamayı, düşünmeyi seven okuyucuların hoşuna gidebileceğini düşünüyorum.
51 etkileşim
Per Aspera Ad Astra

Per Aspera Ad Astra

@Per_AsperaAd_Astra
·
02 Temmuz 18:10
7/10 puan verdi
Bu eseri edebi bir eser olarak okuyan kişi; Moscarda, karısı Dida, köpeği, iki yardımcısyla birlikte bir tefecinin hızlandırılmış delirme sürecini okuyacaklarıdır. Kitabın kahramanı olan Moscarda’nın hayatını otsu bitkiler gibi yaşadığını, başladığı üniversiteler dahil hayatında hiç bir şeyi sonuca ulaştıramadığını, babasından kalan yüklü para ve bankalaşmış tefeci kurumuyla dünyevi bir sorunu olmaksızın yaşadığını, karısının kendisine komik Genge lakabını takmasını, durmaksızın çalışan iki yardımcısının kendisine hiç iş düşürmeden onu rahat ettirdiklerini, en büyük etkinliğinin ise karısının köpeğimi gezdirmek olduğunu, amaçsızlık hissiyatının karakteri üzerinde ki yıkıcı etkisi sonucu evinden karısına, işinde yardımcılarına kadar herşeyini kaybetmesini bu arada giderek delirdiğini kimi zaman komik, kimi zaman hüzünlendirici şekilde okuyacaklardır. Bu eseri bir edebi eser olarak değilde bir psiko-sosyolojik analiz olarak okuyanlar ise bambaşka bir şey okuyacaklardır. Bir analiz olarak okuyanlar; 1925 yılında yani birinci dünya savaşı çoktan bitmiş olsa da yıkıcı etkilerinin hala yaşandığı, dünya savaşı bitmiş olsa bile dünya genelinde siyasal ve ekonomik huzursuzlukların devam ettiği, varlıklı olmanın önemli olmasına rağmen aslında çokta önemli olmadığı bir dünya düzenini anlatmaktadır.
7 etkileşim
Lady of Shalott

Lady of Shalott

@Gravevirtuoso
·
12 Temmuz 21:46
Puan vermedi
Ruhun kendi içsel uyumuna yakınlığı, algı boyutunda dış yaşama olan uzaklığı kadardır. Çünkü içsel bütünlük, hakikatin peşine düşüldüğünde zuhur etmeye başlar. Tamlığa ulaşma yolunda arzular farklılık gösterebilir ama aynada kendine bakmaya cüret edebilen özne için yalnızlık kaçınılmaz ve ortak bir
15 etkileşim

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 75.2
Erkek% 24.8
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Luigi Pirandello
Luigi PirandelloYazar · 25 kitap
Luigi Pirandello (28 Haziran 1867 -10 Aralık 1936), İtalyan yazar. Özellikle oyun yazarı olarak tanınmıştır. Roman ve kısa hikâyeleri de vardır. 1934Nobel Edebiyat Ödülü sahibidir. Yaşamı Luigi Pirandello, 1867'de Sicilya'nın güneyindeki Agrigento şehrinde doğdu, 1936'da Roma'da yaşamını yitirdi. Arkasında büyük bir sanatçı olarak ün bıraktı. Ölümünden iki yıl önce Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştı. Bütün dünyada başarı ve ün kazanmıştı ama, oldukça geç ve sıkıntılarla dolu güç bir yaşamdan sonra. Varlıklı bir ailenin çocuğu olan Pirandello, Palermo'da okuduktan sonra Bonn Üniversitesi'ni de bitirip Roma'ya yerleşti. Yalnızca edebiyat ile uğraşmaktaydı. 1893'te ilk önemli yapıtı Marta Ajala'yı yazdı. Bu eser, 1901'de L'Esclusa adı ile yayımlandı. 1894'te ise ilk kısa hikâye kitabını yayımladı. Aynı yıl evlendi ve evlilik hayatı ile birlikte edebiyat çalışmaları arttı. Bu arada ardı ardına bir oğlan bir kız çocuğu sahibi oldu. 19. yüzyıl sonu ve 20.yüzyıl başı Piradello için büyük bir yazınsal verimlilik dönemi idi. Ne var ki 1903 yılında babasının işinin bozulması üzerine aile bütün varlığını yitirdi. Hem babasının tüm servetini yatırdığı hem de eşinin çeyizini yatırdıkları kükürt yatakları bir sel baskını ile yok olmuştu. Felaketi öğrendiği anda eşi Antonietta yarı-felç geçirdi ve yaşadığı psikolojik şok nedeniyle akli dengesi tedavi edilemez ölçüde sarsıldı. Pirandello, başlangıçta intiharı bile düşündüyse de zamanla durumu kabullendi ve öğretmenlik yapmaya başladı. İşte geçen günlerin ardından hasta eşinin başının beklediği geceler boyu Il Fu Mattia Pascal adlı yapıtı yazdı. Bu eser, o günleri anlatan otobiyografik öğeler taşır ve kısa sürede büyük başarı kazanarak Almanca'ya çevrilmiştir. Gün geçtikçe Pirandello'nun bir yazar olarak ünü ve başarısı artımış, öte yandan özel yaşamı gittikçe aşırı kıskanç ve şüpheci olan, hatta saldırganlaşan karısı yüzünden zorlaşmıştır. İtalya'nın I. Dünya Savaşı'nı girmesi üzerine oğlu da savaşa katıldı ve Avusturyalılar'a esir düştü. 1917'den itibaren önemli tiyatro eserlerini yazmaya başlayan yazar, 1919'da eşini akıl hastanesine yatırmak zorunda kaldı ancak daha sonra onu hastaneye yatırdığı için büyük acı duyarak evde bakmak istedi ama Antoniette hem hapishanesi hem sığınağı olan hastaneyi terketmedi. Pirandello 1925'te Mussolini'nin desteği ile Roma Sanat Tiyatrosu'nun sanat yönetmeni oldu. Bu destek ona dünya çapında ün ve dünya turu yapma olanağı getirdi. 1925-1926 yılları arasında son ve en önemli romanı olan "Uno, nessuno e centomila" 'yı (Bir, Hiçkimse ve Yüz Bin) yazdı. 1934 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldıktan 2 yıl sonra 10 Aralık 1936 günü Roma'daki evinde tek başına iken hayatını kaybetti.

Biri, Hiçbiri, Binlercesi Sözleri ve Alıntılar

Tümünü gör
•Nur•

•Nur•

@aymat_
·
01 Temmuz 19:10
Oysa ben kendimle yüzleşmek, tanışmak istemiyorum; isteğim onu benden ayrı olarak tanımak. Mümkün mü bu?
46 etkileşim
2N1B ✿︎︎︎

2N1B ✿︎︎︎

@OTama
·
14 Haziran 18:03
"Size burası gerçekten de huzurlu mu geliyor?"
56 etkileşim
2N1B ✿︎︎︎

2N1B ✿︎︎︎

@OTama
·
14 Haziran 09:45
"Görmekten ya da dokunmaktan memnuniyet duyduğunuz ve sizin için değerli olan şeylerin gerçekliğinden, var ­lığından en ufak bir şüphe bile duymuyorsunuz."
54 etkileşim
2N1B ✿︎︎︎

2N1B ✿︎︎︎

@OTama
·
14 Haziran 09:46
"Şimdi kalkıp ruhun dilsiz olduğu ve herkesin hata yapabile­ceğinin bilinen gerçekler olduğunu söyleyeceksiniz."
65 etkileşim
Lilith

Lilith

@isiss
·
14 Temmuz 20:30
Siz ve ben aynı dili, aynı kelimeleri kullandık. Fakat kelimelerin içi boş, anlamları kayıpsa, bunda sizin ve benim ne suçumuz olabilir ki?
32 etkileşim

Biri, Hiçbiri, Binlercesi İletileri

Tümünü gör
Bu sene en sevdiklerim(2021)
Farklı türlerde okuma hedefimi bu sene az çok gerçeklestirdiğim için memnunum. Çok sevdiğim edebi metinler de olmuş ama bu sene en çok kurgu dışı metinlerden etkilenmişim. Bir senelik macerama baktığımda bazı kitapların diğerlerine göre öne çıktığını gördüm. Kimilerini edebi hazzından, kimilerini
ÖNERİ KİTAPLARIM
Güncel tavsiye kitap listem ektedir: ❔KAÇINI OKUDUNUZ? ❔FAVORİ ÜÇLÜNÜZ HANGİSİ?
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık Yalnızlık
Küçük Prens
Küçük Prens
"Siz de ben de aynı dili, aynı kelimeleri kullandık. Ama eğer kelimeler kendi başlarına buyruksalar, sizin ve benim ne suçumuz var? Boş, sevgili dostum. Siz o sözcükleri bana söylerken kendi anlamınızla dolduruyorsunuz; ben de kavrayamıyorum onları, kaçınılmaz olarak, kendi anlamımla dolduruyorum. Birbirimizi anladığımızı sandık; oysa gerçekte birbirimizi anlamadık"
Biri, Hiçbiri, Binlercesi
Biri, Hiçbiri, Binlercesi