Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Votka da guzel gidiyor derken rastgelen bir şarkı ve bendeki kavram karmasasi; Belki 5-6 Ankara senesi değil ama rahat bi 300-400 günüm gitti şu an. Şerefe
_Manyetizma, X, Alfa-Beta-Gama, Çakra
_Frekans - Titreşim, bir eylemin saniyedeki tekrarlanma sıklığı. Tesla’ya göre evren, kocaman bir titreşimdir. Einstein’e göre her şeyin özü enerjidir; her şey titreşen atomlardan oluşmuştur ve madde diye bilinen şey bile titreşen enerjidir. _İnsan zihni, elektrokimyasal enerjiyle çalışır ve farklı dalga boylarında frekanslar yayar ve bu manyetik
Reklam
2) Türkiye'de inanılmaz boyutta bir kavram karmaşası var. Bu karmaşayı en çok da entelektüel bir dil kullanımına yatkın tayfa yaratıyor.
Düşünce karmaşası
Kendime bir kavram buldum, belki de vardır bilmiyorum. “Düşünce deliği” - aynı kara delik gibi. İçine girdinmi çıkamıyorsun. İçindeki her kişi farklı bir yön veriyor sana. Beynin ise onların dır-dırından bir sonuca varamıyor. İşte en kötü kısım da burda başladı. Sen o deliğin içinde kayboluyorsun, bu sırada yüzünden akan gözyaşlarınla, evin tüm metre karelerini gezerek ölçen ayakların ise o acının tek meyvesi oluyor. Elinden bişey gelmiyor çünkü. Haylaz beynin konuşmadan, seni düşündermeden, farklı yerlere sürüklemeden durmuyor. Durduramıyorsun kendini. Ya düşünmeyeceksin. Ya da düşünüp, kaybolup gideceksin. Belki de onun için düşünmeyen insanlar mutludur.
Kavram karmaşası yaratmayı severim
İsmet Özel
İSMET ÖZEL okudukça kavram karmaşası mevhumu çok daha net hissedilirken hayata çok farklı bir perspektiften bakılarak dökülmüş anlatımın keyfi sürülüyor.
Reklam
Aile içi ihmalin işine ve onu icra ederken haleti ruhiyesine sirayet etmesi kaçınılmazdı. Bu ihmalin semptomatik tesirleri, kendisine yardım elini uzatan kişinin ailesinin dahi beklentisinin, kendi ailesinin ondan beklentisine benzer bir tavır sergilemesi gerektiği, kronik halet-i ruhiyenin tatbiki ile gerçekleşmişti. Halbuki bu ahlaki olarak hiç tabii değil ancak onun için çok normal bir şeydi! Onu ailesinin baskısına rağmen oradan çekip alanın ailesini işin içine karıştıracak denli ilkeden yoksun ve kavram karmaşası yaşayan biriydi. Buna aracı olan kişi kendisini geliştirebileceği hususlarla ilgili tahayyül ve tasavvurlara ve düşün dünyasına ram olmuşken diğer tarafta kötü kültürel kodlar ve sadece kendisini haklı bulacak kadar güçlü ağlarını örüyordu. Bu hususlar gündelik hayatın içerisinden çıkıp bir an olsun yaptıklarını tahlil için duramayan, soyutlamanın ne denli mühim ve kendisini geliştirmeyi arzu eden birisinin beklentilerini hiç anlayamayarak tarumar eden, bireyin yığınlar tarafından ortadan kaldırılmasına neden oluyordu. İşlerin bu yönde gerçekleşmesinin en basit tahlilini; ''Elini veren, kolunu alamaz.!'' kadar sarih anlatan bir söz herhalde yoktu!
İnandığını iddia ettiği mukadderatı yaptıklarıyla inkar etti! Ona hiç kimsenin inanmadığı dönemde inanan ve elinden tutan birine ihanet etti. İnançlı ve inananların toplandığı o yeri bir dağıtım ve istismar aracı olarak kullandı. Onu sadece tüm sorunlarıyla gören ailesinin nazarı itibarını görmezden gelmiş birine yine, yeniden ona güvenene; ona
Çakıl taşı, pırlanta, inci ve kum taneleri
Değerli olmak ne demek? Bu konu üzerine hiç düşündünüz mü? Bir şeyin değerini belirleyen kimdir? Değer biçen ilk ne ekmiştir ve ne biçmiştir? Bu kişiyi aranızda gören, bilen, tanıyan var mı? Varsa bi tanıştırır mısınız, kendisiyle iki kelam etmek, birkaç soru sormak isterim.. Pırlanta, kum tanesi, çakıl taşı, inci… Görünen o ki, ender bulunan,
Herkes dostun herkes arkadaşın herkes sırdaşın herkes sevgilin herkes seks partnerin olamaz. Öyle bakarsan kavram karmaşası içinde boğulur gidersin...
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.