384 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Elfsbookself'in gözünden "Kazanırsak Kaybederiz: Yazıyor..."
Kırık bir kalp ve ihanet ile çıktığı kapılara geri dönmeye hazırlanan Eva, artık o doğal ve samimi tavrını kaybetmek üzeredir... İhanet ve hayal kırıklığı hiç bu kadar yaralamamıştı... Sevdiği insanların kendisine bahşettiği çaresizlik, artık onun en gizli silahı olarak ve intikam duygularıyla bambaşka bir Eva olarak tekrardan Fame Evi dünyasına dalacaktı... Artık o da 'herkes' gibi olacaktı... Gizemli kişinin açığa çıkmasıyla hayatının şokunu yaşayan Eva, istediği sonucu alabilmesi için yarışmada finale kadar kalması gerekiyordu... Bundan sonrasında ise artık hem sosyal medya kullanıcıları hem de sevenleri için yeni bir sayfa açılacaktı... Peki ya bu evin sahipleri nasıl bir hamle kullanacaklardı? İlerleyen sayfalarda bunu görebilmeniz mümkün olacak... İlk kitabı bol entrikalı ve kaoslu bulurken ikinci kitabın ilk kitabı geride bırakırcasına ateşli olması beni yerimde mıhlayacak bir okuma yapmama sebep oldu... Eva'nın intikam duyguları ile tekrardan girdiği bu dünyada İstemediği sonuçlar ile karşılaşması da okurun her türden duyguyu hissedeceği anlatımları okumasına olanak sağladığını düşünüyorum... Yazarın anlatımının ilk kitaba nazaran burada daha etkili olduğunu düşünüyorum... Konunun aynı şekilde kopmadan ilerlemesi sayesinde, okuyucunun bir oturuşta bu kitabı bitirebileceğini düşünmekteyim... Kitabın verdiği heyecan hissiyatı, üçüncü kitabı merak ettirecek düzeyi karşılamakta olduğunu düşünüyorum... Çokça sevdiğim bir seri oldu diyebilirim... Mutlaka okuyun, okutun.
Zeynep Sey
Zeynep Sey
Kazanırsak Kaybederiz : Yazıyor...
Kazanırsak Kaybederiz : Yazıyor...
elfsbookself
elfsbookself
Kazanırsak Kaybederiz : Yazıyor...
Kazanırsak Kaybederiz : Yazıyor...Zeynep Sey · Martı Yayınları · 2022659 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
#KederÜzerine Herkesee merhabaa Kedersiz günler dileyerek kitabımıza geçelim.Babasının ölümü üzerine yaşamış olduğu süreci ve duygularını anlatmış yazarımız.Bu ölüm bir de pandemi dönemine gelmiş.Bu süreci günlük yazar gibi anlatmış.Bu ölüm derin bir üzüntüye sebep olmuş.Sonrasında hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam etmekte zorlanmış.Açıkcası hiç bir cümlede ben o üzüntüyü hissedemedim.Yani anlatım şekli beni sarsmadı.Birini kaybetmek elbette ki zor fakat o psikolojiyi anlayamadım,hissedemedim.Çok duygusuz birisi olduğumu düşünmüyorum ama dediğim gibi kitap olarak okuduğum için belki de bana geçen bir duygu olmadı.Sonuç olarak hayat devam ediyor.Yaşam gibi ölüm de olağan. Yazarla tanışma kitabımdı bakalım belki başka kitabını da okurum daha sonra.
Keder Üzerine
Keder ÜzerineChimamanda Ngozi Adichie · Doğan Kitap · 0302 okunma
Reklam
192 syf.
·
Puan vermedi
Kısa bir kitap olmasına rağmen beş sayfada bir onar dakikalık aralar verdiğimden olacak kitabı bitirmem üç günümü aldı. Öncelikle yazarın gözlem yeteneğine, duyguları tasvir ederken tercih ettiği kelimelere hayran kaldım. Kitap aldatılan ve boşanma öncesi belirsizliğini yaşayan, çocuklarını kaybetmek üzere olan erkek karakterin perspektifinden yazılmış olsa da ben okurken kendimi " Büyük Çocuk" gibi hissettim. Kadın ile adam arasındaki gerilim beni onların çocuklarıymışçasına etkiledi hatta biraz da sarstı. Bu da eserin dilinin ve biçeminin ne kadar kuvvetli olduğunu açıkça belli ediyor. Kitabı kesinlikle tavsiye ederim fakat travma tetikleyici bir yönü olduğunu da belirtmeliyim.
Ayrılmak
AyrılmakDan Franck · İletişim Yayıncılık · 200650 okunma
92 syf.
9/10 puan verdi
Kambur'u okuyalı birkaç ay oldu. #ŞuleGürbüz 'ü ilk okuyuşum. İlber hocanın beğenisini kazandığından merakımı epey cezbetmişti. Türünün en kendine has romanı Kambur. Farklı bir okuma deneyimi. Okurken bedeninizde -tasvir etmesi benim açımdan zor- bir sancı hissettiren bir roman, varoluş sancısı. Alttan alta sizi kemiren türden. Kambur, gölge bir karakter. Bu gölge karakter, postmodernist akımın öznesizleştirme ilkesiyle bağıntılı. Kambur demek sen, ben, biz, onlar. Kambur eşittir herkes. Ya da varoluşumuz bizim kamburumuzdur; bilemiyorum. Yazarın cümle evreni çok farklı. Cümlelerinde anlamsızlığın anlamına vakıf oluyoruz. Varoluşsal kaygı, anlatımda ön planda. Kamburun kaybettikleri var ve bu yenilgi durumu kabul görmüş. Kaybetmek edimiyle anlatmak edimi romanın on birinci sayfasındaki “Biraz bir şeyler biliyorum tabii; ama anlatmaktan korkar oldum. Neyi anlatsam, onu kaybediyorum.” cümlesinde, görüldüğü üzere ilişkilendirilmiş. Yazarın diğer kitaplarını da çok merak ediyorum. Önerimdir. Emel Aras'ın da dediği gibi: "Kambur, herkes adına konuşan bir hiç-varlık ya da çokvarlıktır." Kitapla ve iyi niyetle...
Kambur
KamburŞule Gürbüz · İletişim Yayıncılık · 20196,2bin okunma
129 syf.
8/10 puan verdi
İlk Balboa'm. Ne güzel anlattı, ne güzel dinledimm. İçimizden akıp gidenleri yazarız hani aklımıza geldikçe. Sonra durup bakarız, okuruz. İyi ki yazmışım deriz. Aylin Balboa da öylece yazmış, yazdıkça birikmiş, içindeki biriktikçe yazmış. Osman var, Osman'la yaşananlar var, Osman'dan sonrası daha çok var. Osman'ın bilemedikleri, göremedikleri, duyamadıkları. Ama yazdıkça var Osman. Şöyle tarif ediyor ayrılığı: "Ayrılığın en kötü tarafı şahidini kaybetmek sanırım. Birileri bilmeyince, bazı şeyler hiç yaşanmamış gibi oluyor çünkü. O yüzden izninle biraz anlatmak istiyorum Osman." Öyle bir hikaye bu, anlattıkça var olan, var olsun diye anlatılan. Cümleler akıp gidiyor. Aylin Balboa'nın çizimleri eşlik ediyor her bir bölüme. Severek ve bazen hüzünle okudum fakat Osman'la bu cümleyle vedalaşmak yüreğime su serpti: " Gezegenin bir yerlerinde olduğunu bilmek benim için her zaman güzel." Diğer kitaplarıyla buluşmak için sabırsızlanıyorum. Hala tanışmayan varsa beklemeyin. Keyifli okumalar olsun.
Bu Hikaye Senden Uzun Osman
Bu Hikaye Senden Uzun OsmanAylin Balboa · İletişim Yayıncılık · 20224,387 okunma
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Uzun uzun iç geçirdi ve ani bir keder duydum. Annemin bana karşı sabrı tükenmek üzereyken çıkardığı sesin aynısıydı bu. "Yaptığın her şeyin bir sonucu var. İyi, kötü, orta; daima ödenecek bedeller var. Soru şu: Kim ödüyor? Kimi zaman doğru seçimi yapmak, o sırada sana önemli gelen bazı şeyleri kaybetmek anlamına gelir." [SPOİLER İÇERİR] Kitabı çok severek okudum, hızla bitti. RJ üzüldüğünde ben de üzüldüm, o güldüğünde ben de güldüm, o ağladığında ben de ağladım. Özellikle de Madeline'nin mektubunu okurken baya hüngür hüngür ağladım, ne sulu gözüm ama. Bir de Daniel ile konuşup arkadaş olduğu kısım içimi ısıttı, onların arkadaşlığını çok sevdim. Çocuklarından birine Madeline ismini birine ise Rowena'yı koyması ise ayrı bir tatlılık. Beni en çok üzen kısımlarda birisi ise Daniel'in bir gün kız arkadaşının bir gün de en yakın arkadaşının cenazesini kaldırması oldu, onun yanına gidip sıkı sıkı sarılmayı gerçekten isterdim, çok zor bir durum. Kitap aslında bize bir şeyi hatırlatıyor: Hepimizin ölümlü olduğunu ve aniden bir Ölüm Meleğinin gelip bizi trene bindirebileceği gerçeği. İstemeden de olsa aklımda "Ölmeden önce yapmam gereken bir sürü şey var ya onları yapamadan bir Ölüm Meleği gelip beni aldığında her şey için çok geç olursa?" düşüncesi beliriyor. Dediğim gibi kitabı çok severek okudum, yazarın dilini ise çok beğendim. Umarım kendisinin başka kitaplarını da okuyabiliriz.
Şahane Bir Ölüm
Şahane Bir ÖlümSarah J. Schmitt · Martı Yayınları · 2020108 okunma
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.