Biri çıkıp öldürsün beni
ve kaza süsü versin
cansız bedenime nasıl da sevinirdim ilkokul pencerelerini bayrak asarken doğduğum kazanın
her bayram öncesi süslenmesine
Uzun zamandır bu kadar akıcı, merak uyandırıcı bir kitap okumamıştım. Kesinlikle mükemmel bir kitap. Kitabı okurken sanki bir film beyninizde dönüyor gibi. King'in kalemini hep duymuştum ancak hiç tanışma fırsatım olmamıştı. Betimlemeleri o kadar yerinde ki asla sizi betimlemelere boğmuyor ama siz kafanızda tün sahneleri çok güzel
.... toplumsal yaşamın gündelik akışı içinde ve kültürel dünyanın yansıtmalarında, görsel ve yazılı medyada, gazetelerin üçüncü sayfa ha berlerinde sabahtan akşama kadar ölümün temsilleriyle karşı karşıya kalırız ama hiçbirinde ölüm insanın kaçınılmaz sonu değildir. Görüntülerin hiçbiri, doğal bir süreç olan ölümü, hiçbiri eceli, hiçbiri faniliği içermez. Tersine hepsinde ölüm olağandışı bir olay, bir aşırılık, bir sapma, bir facia, bir skandal olarak temsil edilmiştir. Ölüm bilincini bastırarak gündelikleşen ve dolayısıyla güdükleşen toplumsal hayat, ölümün tüm hatırlatıcılarının içeriğini boşaltır, doğallığından arındırır, dışsallaştırır; ölüme, marazi, arızi, yaşamla organik bir ilişkisi olmayan neredeyse bir tür tatsız kaza süsü verir.
Ters köşe yapan bir kitap. Bir yandan varlıklı bir ailenin ölen kızı, diğer yandan olayı anlamaya çalışan at çiftliği olan bir komşu. Bölümler arasında ölen kızın anlatımından hayatını,olayı,geçmişi öğreniyorken diğer yandan katili bulmaya çalışarak Müge Anlı gibi notlar alıyorsunuz. Şahsen bir kağıda kim nedir ? Ne iş yapar? Tarzında notlar aldım. Tam çözdüm derken yazar ters köşe yaptı. Sevdiği adamdan hamile kalan kızın kaza süsü verilmiş ardından pişmanlıktan akıl sağlığını yitiren annenin durumunu anlatıyor. Tavsiye ederim.