Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kübra Demirtaş

Kübra Demirtaş
@kdemirtas
“Okumadığın gün karanlıktasın.”
Varlığı, varolanı ve insanı nazari/akli idrak tarzlarımızı bilmek, yani bilim tarihi, insanın niçin bilmesi gerektiğini anlamanın ilk şartıdır.
Sayfa 39
Reklam
Gelecek, uzatılmış şimdiye kısaltılmıştır.
Sayfa 39
Multitasking, daha ziyade, bir gerilemedir. Özellikle vahşi doğadaki hayvanlar arasında bir hayli yaygındır. Balta girmemiş ormanda hayatta kalabilmek için vazgeçilmez bir dikkat tekniğidir.
Sayfa 23

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Manevi kalbi sulayan kan, iyiliktir; iyilik iradesinin yol açtığı erdemlerdir ve her türlü iyilik merhametten köken alır.
Sayfa 144
Lütfen dağarcığınızdan atın bu sözü! Merhametten maraz doğmaz. Maraz doğacaksa bizim gösterdiğimiz merhametten değil, marazi kişinin kişiliğindeki merhametsizliktendir.
Sayfa 115
Reklam
Ahlak, her coğrafyada ve her iklimde değişik biçimlerde bitkiselleşen, bir ağacın filogenetik özü gibidir. Ağaç, her iklimde farklı görünümler gösterebilir, değişik türde çiçekler açabilir ama eninde sonunda aynı ağaçtır.
Sayfa 98
Siz hiç gündüzü olmayan gece gördünüz mü? Nefesin bir diğer derin anlamı ise “almanın”, “verme” olmadan anlamlı olamayacağı ve rahatlamanın sadece bu ikisi bir araya geldiğinde mümkün olabileceği gerçeğidir.
Sayfa 238
İnsan, iki nefes arasındaki varlık olarak da tanımlanabilir: hayat serüvenine adım atan bebeğin ilk haykırışı ile bitişin habercisi olan son nefes.
Sayfa 237
İnsan, merkezden kendisini uzaklaştıran bu yolculuğa, çok acayip bir tekneye binerek açılır. Bu teknenin adı “nefs” veya “ben”dir.
Sayfa 81
Temel patolojimiz yanlış yerde, yanlış şeyi “istemek” ve buna bağlı olarak acı hissetmek midir?
Sayfa 80
Reklam
İşte insan hayatı rolden role, limandan limana uzanan bir yolculuktur.
Sayfa 66
Her uygarlığın ekonomisi, hukuku, politikası, dini, birbirine bağlıdır. Hepsi ötekilere bağımlı ve ancak ötekilerden dolayı kendisidir. Bütün bu güçlerin en önemlisi ekonomidir.
Çalışmanın hedefinin sadece doymak olduğu bir toplumda kilise kâr düşkünlerini kınayabilirdi; ama çalışmanın hedefinin öncelikle kâr elde etmek olduğu bir toplumda kilisenin çok başka bir telden çalması gerekiyordu.
İnsanın dini etkinliğinde doğru ve eğri ölçütü toplumsal etkinliğindeki ölçütten ya da daha önemlisi, iktisadi etkinliğindeki ölçütten farklı değildi.
Şükür dolu bir yaşam, bilinçli bir seçimin sonucu yaşanan bir hayat tarzıdır. Hayatın bir nimet olduğu düşüncesiyle minnettar bir yaşam tarzını seçenler, kendisini hayatın bir kurbanı olarak değil, hayatı kendisine sunulan bir armağan olarak görmektedir.
Sayfa 133
89 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.