Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kelimelerin tükendiği an....
Minimini kafalarımızı ukalaca kitaplar, birbirinden çürük bilgiler, neticesi olmayan hesaplar ve Allah kahretsin, karmakarışık menfaat düşünceleri dolduruyor. Söyle, hangi ilim, hangi şiir, hangi aşk, hangi devlet bu manzaradan daha güzel, daha muhteşemdir? Buna rağmen burnumuzu kaldırmadan bozuk kaldırımlarda yürüyüp gitmekte devam ediyoruz...
Bir akşam, dalgın dalgın hoş bir kitabı karıştırırken, bir an bile duraksamadan: "Tutkulu ruhların çoğunda olduğu gibi, hayattaki inancının tükendiği an gelmişti." cümlesini okudum.Bir saniye sonra, cümle içimde bir kez daha yankılanıyordu ve gözyaşlarına boğulmuştum. Bir nefeste anlatmak kolay değildir bu hissi, kelimelerin hisler karşısında hiç bir hükmü olmadığı anlaşılır..
Reklam
Uzatma işte Kelimelerin tükendiği an Sende bir hiç oluyorsun herkes gibi
360 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 günde okudu
Kalbinizin derinliklerine işlenen acıyı, tek kelimeyle nasıl dile getirirsiniz?
Şu an kelimelerin tükendiği yerdeyim. Böyle muhteşem bir kitabın incelemesini nasıl yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Hikayesi akıcı olduğu kadar yaratıcı da. Araya vizeler girmeseydi kesinlikle daha çabuk bitirirdim. 1933 yılının mayıs ayında karlı bir gecede Vera adında genç bir annenin çocuğu kaybolur. Tam seksen sene sonra yine mayıs ayında Seattle karlarla kaplıdır. Claire ise bu doğaüstü olayı haber yapacaktır. Bunun için araştırma yapar ve küçük Daniel'in kayboluşuyla ilgili habere rastlar. Bu olay Claire'yi derinden etkiler. Çünkü bir sene önce o da bir evladını kaybetmiştir. Hem Vera'dan hem de Claire'den hikayelerini okuyoruz ve geçmişe dair sır perdesi ortadan adım adım kalkıyor. Şaşırtıcı gelişmelerle son bulan bu kitap beni çok derinden etkiledi ve ağlattı. Bana göre kitabın hiçbir olumsuz yanı yok. Bu yüzden güçlü kadınların hikayesini anlatan ve geçmişle geleceği harmanlayan bu kitabı kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Böğürtlen Kışı
Böğürtlen KışıSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201138,9bin okunma
Ayna
Aynada ve kâğıtta duruşumuz aynı Gözbebeklerinde gizli direnişlerin Bakışlarındaki keskinlik zaferin resmedilmiş hâli Dudaklarınsa susmayı tercih etmiş Başka dudaklara küsmüş gibi Tanımadın hiç karanlığı Derinliği benimsedin çocuğunmuş gibi Yaşadıklarından süzülenleri koydun ceplerine Kalemin ucundan dökülenlerde Benim serzenişlerim gizli Umudun tükendiği an sarıldın gerçekliğe Ellerine bıraktın tüm susamış hayallerini Gözlerin yetişemezken kelimelerin yeline Bir kaldırsan başını Göreceksin bendeki seni
Sayfa 45 - ArtshopKitabı okudu
331 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
“Asıl körlük, umudun tükendiği bu dünyada yaşamaktı.”
Spolier içerir! Jose Saramago'nun 1995'te yazdığı Portekizce en ünlü ve benim bu yazardan okuduğum ilk distopik romanı. Kitap, trafik ışıklarında arabanın içinde bir adamın aniden kör olmasıyla başlıyor ama buradaki körlük “süt denizi körlüğü” yani normal simsiyah bir körlük yerine tamamen beyaz bir görüş. Kitaptaki “salgın” “körlük” gibi kelimelerin aslında çok derin anlamlar içermesi beni gerçekten fazlasıyla etkiledi. Körlüğün burada ki anlamının medeniyet, toplum ahlakı ve adalet körlüğü olduğunu insanların zamanla nasıl bu değerleri kaybettiğini ustalıkla anlatmış yazarımız. Onun dışında kitaptaki konuşmalar sadece virgül ile ayrılmıştı ve bu ilk başlarda okumakta zorluk çekmeme sebep oldu ama ilginçti. Yazarın sevdiğim yönlerinden birtanesi kitap içerisinde o an söylenmemesi gereken cümleleri yazıp size içinizden “lan niye söyledin” dedirtip cümlenin sonuna “demedi,diyemedi,demek istedi” gibi kelimeler kullanıp size sürekli ters köşe yapması :) İnsanların gerçek hayvansı içgüdülerini görebilmek için muazzam bir romandı. Bencillikler, ahlaksızlıklar, açgözlülük, hayatta kalma isteği, adaletsizlik, psikolojik savaş ve insanı insan yapan herşeyin yavaşça yitirilmesi... bu roman gerçekten en ince ayrıntılara kadar düşünülüp yazılmasıyla kesinlikle okunması gereken romanlar içerisindeki yerini kolayca almıştır.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,5bin okunma
Reklam
116 syf.
·
Puan vermedi
Altı sene olmuş ben burada size gevezelik yapalı. Demek ki altı sene önce başlamış diyorum benim öykü severliğim. "Ân koleksiyonerliği" benim gözümde öykü yazarlığı. Hayatın kendisini oluşturan o zaman dilimlerini fark etmek, cebine koymak, yola çıkmak. Bir de kendi hayatının ayrıntılarını yitirmiş bir okur bulursa bu öyküler, değmeyin
Bu Kardan Adam Olmaz
Bu Kardan Adam OlmazHasibe Özdemir · MonoKL · 202056 okunma
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.