“Ulusu bir "ortak geçmiş, ortak dil, ortak kültür" olarak tanımlayan ve ırkı da dini de bu tanıma sokmayan bir milliyetçilik anlayışı mıdır geçerliliğini yitiren?”
“Atatürk, ulus kavramına din öğesini dahil etmemesini ise şöyle savunuyordu: "Türkler İslam dinini kabul etmeden de büyük bir millet idi. Bu dini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de sairenin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine tesir etmedi. Bilakis, Türk milletinin milli bağlarını gevşetti; milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed in kurduğu dinin amacı, bütün milliyetlerin üzerinde, hepsini kapsayan bir ümmet siyaseti idi."
- “12 Eylül, gerçek Atatürk düşüncesine de darbe yapmıştır. Bu “darbe” doğrultusunda, 1980 sonrasında Türkiye’de içi boş bir “hamasi Atatürkçülük” (Gardırop veya Rozet Atatürkçülüğü) gelişmiştir. Atatürk’ün olağanüstü tarihi kişiliğini belgeler ve gerçek bilgiler ışığında ortaya koyup anlatmak yerine, maalesef bir taraftan gerçekleri çarpıtma,
Selim Deringil kitapta bir araya getirilen uzun yılların emeğini yansıtan makalelerinde, 19. yüzyıl imparatorluk tarihinin simgesel üretim ve yeniden-üretim alanlarını ele alıyor. Din, millet, devlet tanımlarını ve bunların siyasal alandaki kullanımlarını, II. Abdülhamit döneminden Mustafa Kemal’e uzanan süreçte, “devlet aklı” ve pratiklerine
Esselamu Aleyküm
Öncelikle yazarı tanıyalım: ONUR ATALAY Galatasaray Lisesi'nin ardından lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve uluslararası lişkiler Bölümü'nde tamamladı. Galatasaray Üniversitesi Uluslararası llişkiler Bölümü'nde yüksek lisans derecesini aldı. University of Cape Town'da başladığı doktora çalışmasını tez