Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkiye'de Kemalizm ve Sosyalizm birer ideoloji olmaktan öte birer dini ekol gibidirler. Kemalist din ekolü devlete bulaşmış bir siyasi din ve pranga iken sosyalizm insan doğasına başkaldırının ütopik umut dolu ekonomik dinidir. Fakat bir ideoloji olmaya sosyalizm daha yakındır.
260 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Uzun zamandır takdir ettiğim ve takip ettiğim Celâl Şengör‘den okudum ilk kitaptı ve kesinlikle son olmayacak. Kitap söyleşi şeklinde soru – cevap üzerine yazılmış ve konular kategori edilmişti. Benim favori bölümüm “siyasi hayatı okumak“ kısmı oldu. Her bölüm ayrı bir zevk ve bilgiler kendisinin konularla ilgili önerilerini not aldım. Öneri listeleri olması gerçekten çok hoşuma gitti özellikle öğrencilerin okuması gerektiğini düşünüyorum. Oya Şengör’ün arada yaptığı yorumlar çok güzeldi. Celâl Şengör’ü daha iyi tanıyabileceğininiz ve çok şey öğrenilecek bir kitaptı. O kadar yeri işaretledim ki inanamadım. Ben kesinlikle öneriyorum. İyi okumalar. Alıntılar; Bence dini kitapların ahlaki tavsiyeleri dışında hepsi mitolojik anlatılardır. Kemalizm eşittir akılizm. Hayatın hiçbir amacı yoktur. Hayat sizin yüklediğiniz anlam kadar anlamlıdır. Siyaset, gerçeği labirent içinde gizleme sanatıdır.
Senin Cahilliğin Benim Yaşamımı Etkiliyor
Senin Cahilliğin Benim Yaşamımı EtkiliyorCelal Şengör · Masa Yayınları · 20232,343 okunma
Reklam
Hüseyin Nihal Atsız çok büyük bir mütefekkirimizdir, pek saygı duyduğumuz abide şahsiyetlerimizden biridir ancak kendisinin şahsi dini görüşlerini Türk milliyetçiliği davasına entegre etmeye çalışmak, en hafif ifadeyle bizlere “Türkçü değilsiniz, ümmetçisiniz.” Suçlamaları yapmak abesle iştigaldir. Biz bu suçlamaları sözde Kemalistlerin milliyetçilerin arasına sızmak ve Ülkücü hareket gücünü kırmak için oportünist davranışları olarak nitelendiriyoruz. Hüseyin Nihal Atsız beyefendinin ağır tenkitlerde bulunduğu Kemalizm akımını aralarına almamalarını da “Atsız’cı…” arkadaşlarımıza tavsiye ediyoruz.
" Laik bir devlet, dini yadsıyan, dine karşı olan bir devlet değildir. Din adına insanlara baskı yapılmasına izin vermeyen bir devlettir. "
Hedefi olmayan yol yürüyemez. Her hedefi olan da varamaz. Hedef belirlerken, fıtrat ve mizaç ekseninde hareket edilmelidir. Bu iki değer hedef belirlerken göz ardı edilir veya farklı hülyalara dalarak hedef belirlenirse o yol bitmez yada yanlış yere varılır. Aşikar bir şekil de fıtrat ve mizacın bizi çektiğini görürüz. Bugün olduğu gibi, 100 yılı
Bunlar Hep Fıkıhsızlıktan - 2
"İslâm'da dinsel bir saltanat (halkın vicdan ve inancı üzerinde) yoktur. İslâm dini Allah'tan ve Peygamber'den sonra hiçbir kimseye, başkasının vicdanını denetlemek, inancına egemen ve imanı üzerinde etkili olmak, karışmak yetkisi vermemiştir. Hatta Hz. Peygamber bile, Allah'ın emirlerini ve hükümlerini sadece bildirmek ve gerekirse hatırlatmakla yükümlü idi."
Sayfa 166 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Hıfzı Veli DedeoğluKitabı okudu
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
kitap 37 seneden sonra müslüman olan ve bunu başkalarına tebliğ eden mehmet salim öztoksoy'un kendi hayatını anlatması üzerine. fakat benim anlamadığım ve hiç hoşuma gitmeyen şey "laiklik", "kemalizm", "cumhuriyet" gibi konudan bağımsız başlıkların kötü bir şekilde ele alınması. dini bir kitap beklerken resmen kötüleme amacı taşıyor olması. kendini çok anlayışlı biri gibi anlatırken (öyledir şüphe yok) faiz konusundaki yazısının sonunu "önce biriktirip sonra alsanız o yeni çıkan cep telefonunu, ne olur, burnunuz mu düşer?" şeklinde bitirerek aslında yurt dışında geçirdiği sürede Türkiye'deki yaşamdan ne kadar bihaber kaldığını göstermiş. elbet telefon almak için faize bulaşanlar da vardır, ama yüzdelik olarak kaça tekabul eder? insanlar geçim derdinde ve akşam yemeği için bile kredi kartı kullanmak durumunda olan insanlar eminim sizin ihtimalinizden çok daha kalabalık. kitapta müslüman olan adamın hayatı yerine dayatma sezdim. evet kemalistim, Atatürk'ü atam olarak görüyorum ve komutanlığını beğeniyorum, vatanımızı kurtardığı için minnettarım diye ben dinsiz ya da eksik dinli mi oldum? tüm müslümanların hayat görüşü aynı mı olmak zorunda? tıpatıp birbirimize mi benzemeliyiz?
‘Ol’ Dedi Oldum
‘Ol’ Dedi OldumMehmet Salim Öztoksoy · Hayy Kitap · 2020110 okunma
Dinin Siyasallasmasi/Kemalizmin Dinlestirilmesi
Türkiye'de Kemalizm ile İslamcılık arasındaki çekişmenin bir kaynağının İslamiyetin siyasallaştırılması olduğunu daha önce belirt- miştik. Fakat bunun bir diğer kaynağı da Kemalizm'in bir tür din gibi yorumlanmasıdır. Türkiye'de ulus-devletin yaratılması sırasında din kamusal alanın ve siyasetin merkezinde yer alıyordu. Kemalizm ken- dini din tarafından işgal edilen bu merkezi alana sokmaya ve dini de özel alanla sınırlı tutmaya çalıştı. Kemalizm'in din ile ilgili projesi, inancı kişisel bir konu haline dönüştüren Protestan devrimini Türkiye şartlarında yinelemekti. Kemalizm bunu, dinin siyasi rolünü baskı al- tına alıp kamusal görünümünü devletin düzenleyici eline bırakarak yapmaya çalıştı (bkz. Keddie, 1997). Dolayısıyla Türkiye'de siyasal sekülerleşme, düşünsel sekülerleşmeyi dışlayan bir biçimde gerçek- leşti; çünkü kutsal ve sorgulanamaz olan İslami doğruların yerini yi- ne kutsal ve sorgulanamaz olan Kemalist doğrular almıştı. Bu durum, Türkiye'de demokrasinin kurulması ve sürdürülmesi konusunda so- runlara yol açmıştır.
Dinim İslam - Anti Kemalistim
Çapıcı bir yazı olacak. Kimileri kabul edecek, kimileri inada devam edeceği bir yazı olacaktır. Kelama başlamadan önce şunu belirtmek istiyorum; bizler Müslüman olduğunu iddia eden fakat bu hususta iman etmiş olduğumuz dinin ilk esası, emri “İkra-Oku” olan buna rağmen, dinimizin; emir, yasak, sosyal yapı, hukuki yapı bağlamında içerisinde esasları
"Tanrılaşan Türk Atatürk" Kimi çevreler Atatürk'ü daha sonra tanrılaştırmak istediler. Adına mevlidler yazıldı, özellikle Atatürk'ün ölümünden sonra bu yöndeki çabalar arttı. Anıtkabri kâbe yapmak isteyenler oldu, özellikle Dinde reformcular, Türk'ün yeni dini olarak Kemalizm'i öne sürüyorlardı.. Daha Atatürk sağken bu yönde öneriler olmamış değildi. Türk'ün yeni Amentüsü ve 54 farzı çıkartılmıştı.
Sayfa 375Kitabı okudu
Reklam
soğuk bir kış günü varoluşsal sancılar çeken hafif esmer bir gencinin yaşadığı paradokslar kadar soğuk bir prag var şuan ;en azından saygı gösterilmesi gereken bir sex işçisine ihtiyaç duyan hedonist bir zengin ile karşılaştırıldığında en azından bir öteki olarak gerçekten bir öteki'ydi bu esmer genç !, politika'nın ne olduğunu bilecek
Allah akıl, fikir versin böylelerine...
Örneğin, Atay, Kemalizm'in bir din reformu olarak nitelendirilmesini, Tanrı bir Peygamber'e verdiği şeriati, ikinci bir Peygamber'le değiştirmekle, hatta Kur'an'ın bir ayetindeki emrini başka bir ayette kaldırmakla, hükümlerin toplum evrimini izlemesi gerektiğini göstermiştir. Fıkıhta buna nesih diyoruz. Muhammed, son Peygamber olduğuna göre, ondan sonra nesih hakkı insan aklına kalmıştır. Onun için İslam bilginleri, "zamanla hükümlerin değişeceği" içtihadında bulunmuşlardır. Mustafa Kemal'in yaptığı işte bu nesih hakkını kullanmaktı" şeklinde temellendirmekte ve Kemalizmin ibadetler dışındaki bütün ayet hükümlerini ortadan kaldırdığını ifade etmektedir.
Sayfa 324 - Muhayyel YayıncılıkKitabı okudu
Erkekler, güçlerini kullanarak Tanrılarından aldıkları buyruğu çarpıttılar ve kadını aşağıladlar (...); kadının ruhu bundan küçük düştü, küçüldü, kadının töresi zayıfladı, kadınların dini bundan gitgide azaldı ve kadın insanlık değerinden yitirdi. Kadınlar böylece kümes hayvanlarına ya da başıboş dolaşan sürülere benzediler (...). Daha sonra, erkek çocukların ve kızların eğitimleri kötüleşti, toplumsal bozulma ve çürüme, bireylerden bizzat gruplara geçti, oradan da tüm ailelere, akrabalara, kabilelere ve halkın tümüne bulaştı.
368 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.