Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İran İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu Humeyni bir konuşmasında şöyle diyordu: "Gençler, sinemaya gide gide alışırlar ve doğru yoldan saparlar. Müzik de belli etmeden adamı baştan çıkarır, insan beynini oluşturur. Silin atın müziği kafanızdan! Müzik halka karşı, gençliğe karşı işlenen bir suçtur. Müziği bütünüyle yok edin!"
Sayfa 162Kitabı okudu
Solun Kemalist bayrak altında toplanması uzayınca, "dinci ideolojiler" meydanı boş buldular.
Reklam
Kemalist devrim her şeyden önce bir "Aydınlanma Devrimi"dir. Dine dayalı düşünce kalıplarının yerini, aklın ve bilimin "ışığı"nın almasıdır. Immanuel Kant'ın deyimi ile, "insanın kendi suçu ile düştüğü bir ergin olmama durumundan kurtulması"dır.
Gerek "Harf' ve gerekse "Lisan" inkılâblarının gâyesi İslâm Kültürü'nden kopmaktı... Bunu, kemalist inkılâbların iki numaralı âmili İnönü, Ulus Gazetesi 'nde yayınlanan hâtırâtında açıkça ifâde ederek: "Harf inkılâbı bir okuma yazma kolaylığına bağlanamaz. Okuma yazma kolaylığı Enver Paşa’yı tahrik eden
Sayfa 62
Laikliğin Hıristiyanlığa özgü bir durumu olduğunu ve Müslümanlıkla bağdaşmayacağını öne sürenlerin kullandıkları temel gerekçenin şu olduğunu biliyoruz: "İslam dini sadece din işlerini değil, devlet işlerini ve özel hukuk alanını da düzenlemektedir. Öyleyse Müslüman bir ülkede laiklik olamaz." Oysa bu sav, daha çıkış noktasında, sanıldığı kadar doğru değildir. Müslümanlık, siyasal sistemle (yönetim biçimiyle) ilgili ayrıntılı kurallar getirmediği gibi, özel hukuk alanını da ayrıntılı bir biçimde düzenlememiştir. Kuran'da hukuksal hüküm niteliğinde sadece elli kadar ayet mevcuttur. Gerisi ahlak kurallarıdır. Bu kadar az hukuk kuralının Hz. Peygamber zamanında bile yetmediğini, Kuran dışı birçok yeni kural konduğunu biliyoruz. "Şeriat" denilen din hukuku, sadece evlenme boşanma ve nafaka gibi konuları, yani aile hukukunu içeriyordu. O konuda bile Kuran, sadece ana hükümleri koyuyor, ayrıntı getirmiyordu. Üstelik Hz. Muhammed zamanında bile, Kuran'daki hükümlerin aynen uygulanmadığı oluyordu. Örneğin Peygamberin kendisi, bir borcu öderken, üstüne faiz anlamına gelebilecek bir ek yapmıştır. Hz. Ömer, savaş ganimetlerinin bölüştürülmesi ile ilgili bir Kuran hükmüne uymamıştı.
Oysa İslam dininin kendisi, din adına baskı yapılmasını yasaklamakta ve şöyle demektedir: "Eğer Tanrı isteseydi, yeryüzündekilerin hepsi birden inanmış olurdu. Yine de sen, insanlar inansın diye zorlayacak mısın?"
Reklam
Kemalizm'den soyutlana sol (!) için artık tek seçenek "sağ sapma"dır. "Yeni sağ"dır.
1940 yılında kurulan Köy Enstitüleri de, Kemalist devrimin ürünüdür. Orada verilen eğitim, sadece içerik olarak değil biçim olarak da, "demokratik kültür"ün yerleşmesine büyük katkı yapmıştır.
Türklerin İslam öncesi kültürel özellikleri, Anadolu'da bulundukları çok kültürlü ortam ve bu ortamın doğal sonucu olan farklıya "hoşgörü" geleneği, Türkiye'yi diğer Müslüman ülkelerden farklı kılan en önemli etkendir. Eğer İran ve Arap kökenli tarikatlar "Allah korkusu"na dayanırken, Anadolu kökenli tarikatlar "Allah sevgisi" üzerine kurulu ise, bu bir rastlantı değildir. Kemalist devrim ve onun ürünü olan laik-demokratik cumhuriyet, işte bu kültür kalıtının üzerine oturduğu için başarılı olabilmiştir.
Sayfa 175Kitabı okudu
"Gelecek kuşakların, cumhuriyete hiç acımadan saldıranların başında 'cumhuriyetçiyim' diyenlerin yer aldıklarını gördükleri zaman şaşacaklarını hiç sanmayınız. Tersini, Türkiye'nin aydın ve cumhuriyetçi çocukları, böyle 'cumhuriyetçi' geçirmiş planların gerçek düşüncelerini irdeleyip saptamakta hiç de güçlük çekmeyeceklerdir." M. Kemal Atatürk
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.