Bir demokraside, adaletin ve özgürlüğün gereklerinin yerine getirilmesi, yöneticilerin keyfine ya da sağduyularına bırakılamaz. Adaletin ve özgürlüğün gerekleri, kurumsal güvencelere bağlanmak zorundadır.
“İşçi, öğretmen, üretici, gençlik siyasete ağırlığını koyamadığı için Türkiye’ de solun esamesi okunmuyor. Solun gücü olmayınca da, işçinin, kamu görevlisinin, üreticinin, ellerindeki ayaklarındaki bağlar çözülemiyor.”
(Cumhuriyet, 5 Aralık 1993)
Demokraside çoğunluk yönetir, ama azınlık susturulamaz. Azınlıkta olanların konuşması ise çoğunluğun sağlıklı yönetebilmesinin ön koşulu olduğu gibi, aynı zamanda azınlığın demokrasi dışı yollar aramamasının da ön koşuludur.