İnsanın, hele hele modern insanın kendini özlemesi, kendinden yine kendine kaçması, kendiyle hemhal olması, kendiyle kendi *hakkında sohbet etmesi, sohbeti kendiyle, kendi için ve kendine yapması ne kadar zor görünüyor.
Doğan Cüceloğlu Öneriyor
Hayatın Her Aşamasında Muhakkak Aklımızda Tutmamız Gereken Beş Şey 1 İçinde bulunduğun koşullarda doğru olanın ne olduğunu unutma ve doğru olanı yapmaya çalış. 2 Kendi içinde iyi ve kötü taraflar olduğunu unutma ve seçimlerini yaparken nasıl bir gelecek inşa etmek istediğini aklında tut. 3 Elinden geldiğince kendinle tutarlı ol. Kendi gözünde ve diğerlerinin gözünde güvenilir bir insan olmayı ihmal etme. 4 Ekipteki insanların iyi taraflarını gör, ifade et ve onların hayatına anlamlı bir katkıda bulunmaya özen göster. 5 Kendi özünün derinliğini ve zenginliğini önemse, anlamak için kendinle sevecen bir tavır içinde sohbet etmeyi ihmal etme.
Reklam
Doğan Cüceloğlu Öneriyor
Hayatın Her Aşamasında Muhakkak Aklımızda Tutmamız Gereken 5 Şey 1. İçinde bulunduğun koşullarda doğru olanın ne olduğunu unutma ve doğru olanı yapmaya çalış. 2. Kendi içinde iyi ve kötü taraflar olduğunu unutma ve seçimlerini yaparken nasıl bir gelecek inşa etmek istediğini aklında tut. 3. Elinden geldiğince kendinle tutarlı ol. Kendi gözünde ve diğerlerinin gözünde güvenilir bir insan olmayı ihmal etme. 4. Ekipteki İnsanların iyi taraflarını gör, ifade et ve onların hayatına anlamlı bir katkıda bulunmaya özen göster. 5. Kendi özünün derinliğini ve zenginliğini önemse, anlamak için kendinle sevecen bir tavır içinde sohbet etmeyi ihmal etme.
Arka Kapak Yazısı
Hayatım boyunca gençlik ideallerime ihanet etmemenin savaşını verdim. Belki yanışlarım da oldu ancak bilerek asla İslam davasına, Müslümanlara zarar verecek bir fil içinde olmadım. Hak bildiğim, doğru bildigim ne varsa onları yaparken ısrar ve devamlılık esasım oldu. Bıkmadan usanmadan, başardım-başaramadım demeden koşturmayı kendime esas kıldım. Benim için gençlerle bir olmak, karşılık beklenmeyen bir aşk bir sevda bir dert oldu, Ben hiç dertsiz, aşksız olmadım. Dertlerime çare bulmak için de hem okudum hem sohbet ettim. Hep bir davam oldu, hep belki bu dünyada ulaşamayacağım büyük hayallerim oldu. Onun için gençleri hep aşka, derde, içinde İslam olan hayallere davet ettim. Kendime davet edip nefsimi hiç sevindirmek istemedim. Buraya hem yalnızken ve hem de gençlerle iken karşılaştığım olumlu olumsuz şeyleri kaydettim. Bu ülkenin gençlerinin ya doktrinlerle ya da ahlaksızlıklarla Islam'dan uzaklaştırıldiğını gõrdüm. Onun için gençlerle sohbetin bu kitaptan, kitap yazmaktan daha önemli olduğuna inandım. insan yetiştirmek, kötülükleri önlemenin en önemli yoludur diye düşündüm. Bu ülkede İslam'ı yaşar ve hakkıyla da anlatabilirsek Allah'ın bizi ummadığımız başarılara kavuşturacağına inandım. Herkesin bizi sevmesi değil ama özümüzle, sõzümüzle, eylem ve yaşantımızla herkesin bizi takdir edip bizi õrnek almasını amaç edindim. Yalnızlığın ve õtekileştirilmişliğin her çeşidini tattım. Ama hiç ümitsiz olmadım. Amacım arkamda güzel bir seda bırakmaktır. Ve duam odur ki, öldükten sonra da sevap sayfaları kapanmaya defterim olsun.
Kendi özünün derinliğini ve zenginliğini önemse , anlamak için kendinle sevecen bir tavır içinde sohbet etmeyi ihmal etme.
-Neyin? -Bu dünyada ne kadar ömrümün kaldığını. -Bilemezsiniz ki, ne zaman öleceğinizi. -Ortalamalar yasası çevresi içinde tahmin edebilirim. -Peki, tahmin edin. -Eğer sağlığın ve koşullar ortalama olarak böyle devam ederse, 87 yaşıma kadar yaşayacağımı tahmin ediyorum. Bayağı bol keseden hesapladığımın farkındayım. Babam 84 yaşında öldü, annem kanserden 44 yaşında. İki ağabeyimde biri 77, diğeri 79 yaşlarında öldüler. Her neyse, farz edelim ki 87 yaşına kadar yaşayacağım. -Ama sadece yıl değil ay ve gün de önemli. -Doğru; doğum günümde öleceğimi varsayalım. -Peki. -Ben şimdi 62 yaşındayım. Ne yapar? -Ne yapar? Yani ölümüme kaç yıl var? -25 yıl. -Kaç gün? Arif Bey, kağıt üzerinde 25 ile 365'i çarptı: -9125. -Demek bu güzel dünyada, 9125 günüm var. -Siz de don juan'ın Carlos'a konuştuğu gibi konuşmaya başladınız. İkimiz de güldük. -Kaç saatim var? -9125*24 ile kaç saatiniz olduğunu buluruz. İki yüz on dokuz bin saatiniz var. -Tabii, bu saatler istediğim gibi kullanabilme özgürlüğüne sahip olduğum saatler değil. Çalışma hayatı içinde işe gidip gelirken harcanan zamanlar var; işte, banyoda, yemek yerken, alışveriş gibi, uyku gibi zorunlu olarak harcanan zamanlar var. -Geriye günde sizin kendinize 3 veya 4 saatiniz kalır. -Ya da 4 veya 5 saat. Bu 4 veya 5 saat içinde kendime özgü yaşamımı oluşturacağım. Birisi beni, hocam geleyim bir tavla atalım gelin bize buyurun bir çay içelim; gelin biraz sohbet edelim Birgül sağdan soldan konuşalım Birgül diye davet ettiği zaman kendime ait zamanın bilincinde olarak evet veya hayır derim bu bilinç için de seçimimi yaparım.
Sayfa 294
Reklam
948 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.