Kaçınılmaz bir ölüm, kızıl veba... Sonrasında sağ kalan bir avuç insan. Sırf veba onu es geçtiği için kendini kral sanıp , herşeyi kendine hak gören şoför (bill, en uyuz olduğum karakter).. Granser'in torunlarına karşı sevgisi mi diyim mecburiyeti mi diyim bilemedim?. Dedesine saygı duyan bir edwin var gibi geldi bana, hare-lip tam bir mağara adamı izlenimi uyandırdı bende.
Sanki herşey var olmak için yok olmuş, yok olmak için var olmuş tadında bir kitap. Bu vebalar , salgınlar dünyanın nüfusu kontrol altında tutma şekli. Jack london'ın okuduğum 2. Kitabıydı ve anlatım dilini gene çok sevdim. Bir şekilde kitabın içindeymişsin hissi aldım 2. Kez. Favori yazarlarım arasına ekledim jack london'ı. Umarım diğer kitaplarından da aynı zevki alabilirim.