Kendini Arayan İnsan
Özgürlük ve benlik arasındaki ilişkiyi daha önce hiç bu kadar net görmemiştim. Benlik bilincin ne kadar artmışsa o kadar özgürsün. Uçmak için kanatlara değil benliğini keşfetmeye ihtiyacın var.
“Allah ölümü önce dağlara vermiş. Dağlar bu acıyı taşıyamamış yıkılmış. Ardından nehirlere vermiş, nehirler ağlamaktan kurumuş. Daha sonra rüzgarlara vermiş, rüzgarlar da hiç durmadan esip tüketmiş kendini. Sonunda hepsi bir olup; ‘Allah’ım al bu acıyı bizden, biz buna dayanamıyoruz.’ demişler. Ve daha sonra ölüm Allah tarafından insana verilmiş. İnsan ilk anda ölümün verdiği acı ile ağlamaktan helak olmuş. Ama aynı anda yakınında olan başka bir şeye de gülümseyivermiş. Aradan biraz zaman geçince acısı sürse de hayatına devam etmiş. İşte o zaman anlaşılmış ki, ölümü insandan başka hiçbir varlık kaldıramaz.
Şila Servet Yıldız
Şila Servet Yıldız
Reklam
İnsan, ister gözlerini yumup gece düş kursun, ister gözlerini açıp gün ışığında gerçek şeyleri dikkatle gözlemlesin, ister bakışları yönünü şaşırıp yolunu yitirsin, ister gözlerini elinde tuttuğu kitaba yöneltsin, ister karanlıkta oturup bir filmin akışını dikkatle izlesin Ya da kendini bir tabloyu izlemeye versin, gördüğü her şeyin ardında bir başka imge arayan, bu imgeyi bulmak için çırpınıp duran bir bakıştır.
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir Gece
Olaganüstü Bir Gece'yi iki yıl aradan sonra silikleşen hatırasını yenilemek adına tekrar okudum. Kahramının hayatının anlamını buluş yolculuğunda yeniden ona arkadaşlık ettim. Kahramanın değişimi büyük tesadüflere dayanıyor olsa da o uzun zamandır cevabını aradığı soruların peşini sürüyordu. Tüm cevapları Proter meydanını dolduran ayaktakımını seyrederken buldu. Onlarda kendi burjuva hayatındaki tüm eksiklikleri gördü. Kendi çevresinin başarı ve takdir görme ihtiyacı burada tüm değerini yitiriyordu. İnsan tüm iyi ve kötü yanlarıyla insandı ve ancak paylaşarak insanlığını hissedebilirdi. Nihayet oda bunu öğrenmişti. Ve bir tezgahtara aldığı ürünün misliyle ödeme yaptıktan sonra içinden şöyle dedi; "Ben sevinçliysem sen niye sevinmeyesin" Olağanüstü gece bittiğinde artık kendini bulmuş biri vardı karşımızda. Artık iç dünyasının sesini duyabiliyor, acı ve sevinç hissedebiliyordu. Kibirin yakınlaştırdığı arkadaşlıklardan ziyade dostluklar kurabiliyordu. Dostane ilişkiler kurabilmenin yolu insanların iç dünyalarına misafir buyur edebilmelerinden geçiyordu. Ve bunu şöyle anlattı; "Bir kez kendini bulmuş olan kişinin yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar."
Mazim den bir alıntı...
Kendini Arayan İnsan
Kendini Arayan İnsan
Bugün kızım bu kitabı elimde görünce "Baba kendini arayan insan mı olur , aynaya bakınca insan kendini bulur görür" dedi. Bende "haklısın kızım" dedim. İnsan oğlu akıp giden zaman içerisinde evrelerden geçmekte bu evrelerde de idrak seviyesi değişmekte idrakimiz değiştikçe , geliştikçe basitten karmaşığa doğru kavramlara verdiğimiz mânâlar değişmekte. Evet kızım bugün bulunduğu idrak seviyesinde doğruyu buldu söyledi. Peki ya biz...
Her türlü özlem kendinedir her seste kendini dinler insan bilinmeyen limanlara yelken açar her gördüğünü kendi rengiyle boyar her şehir bir büyük ruhun yansımasıdır her gittiği yerde bir parçası kalır insanın insan kendi tahtına oturana kadar hep kayar her basamak bir öncekinden daha yüksektedir basamaklar bitince sonsuz düzlük sonsuzluğa uzar bilge, sonsuz düzlüğün sonsuzluğunda sonsuz kalır her ses bir diğerinin yerine göre yer tutar boşlukta dıştaki sınırların içinde kalanına varlığım der kendinin çizmediği hiçbir sınır kendi değildir her zaman kendi için başkalarına uzar yanlış yerde arayan yanlış şey bulur buğday başağından habersizdir her gün kendi şafağını taşır.. JEAN PAUL SARTRE
Reklam
989 öğeden 571 ile 580 arasındakiler gösteriliyor.