Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.11
Tolstoy'dan Öyküler
Tolstoy, kitabındaki öykülerinde hep şeytan karakterleri bulundurmus. Ve tabi ki bu seytanlar, ekip halinde insanların bedbaht olmaları için uğraşıyor. Çoğunlukla; yapılan iyilikler ve caliskanliklar, seytanı bertaraf ediyor.
Öykülerden ilkinde aptal Ivan var ama ne aptal(!) Emek ve iyi niyet sarhoşu. 2. Öyküde ise hacca giden iki ihtiyardan biri
Biraz ihtiyatlı olunması kaydı ile Mükemmel Bir Eser. :)
Öncelikle Allahın selamı ve resulünün(sav) şefaati üzerinize olsun.
Bu güzel eseri okurken kendimi içinde gerçekten yaşıyor gibi hissettim. Kesinlikle hiç sıkılmayacağınız ve yaşayarak sevkle okuyabileceğiniz akıcı mükemmel bir eser.
Yalnız kitapta verilen bilgiler arasında yazarın sık sık yorumlar yapması rahatsızlık vermedi değil. Hiç gerek de yoktu. Yazarın kendisini biraz da radikal buldum. Fikirlerinde pek orta yolda yürümediği hissini bana verse de haklı olarak hissiyatlarına katılmamak da elimde olmadı diyebilirim. Fakat olayları anlatırken kahramanların kötü yanlarının yanında iyi yanlarını da yansıtması kendisinde ki bu yanlı tutumu bir nebze yumuşatıyor aktardığı izlenimlerle dengeyi okuruna bulduruyor ve daha sağlıklı düşünüp hareket etmesinde yardımcı olmuyor değil. Bu açıdan yazarı tebrik ediyor, Yüce Rahmanın ondan ebeden razı olmasını diliyorum.
Sonuç olarak; Ehlibeyt yanlısı bir tarafgirliğin zarar vermeyeceği kanaatine vararak, Bu sürükleyici sıkılmadan, yaşayaraka okuyabileceğiniz yazarımızın bu güzel eserini kesinlikle tavsiye eder, istifadelerinize sunarım.
Sıhat ve afiyette kalmanız dileği ile...
Selam ederim.
Saygılarımla...
İlk sayfalarda olaylar örgüsü ve sayfaların ilerleyişi, okumaya karekoduyla devam etme, açıkçası beni biraz yordu. 100'lü sayfalardan geriye doğru tarama yapıp kim kimdi karakteristik özellikleri nelerdi derken sarmala düşmüş gibi oldum.
Kitaba alıştım tamam herşey yolunda derken patttt kaldım. Meğer önceki bölümler geleceğin kehanetiymiş.
Spoiler içerir
John steinbeck 'in okuduğum ikinci kitabı çok etkilendigim bir kitap oldu. Daha çok kitabın özeti şeklinde bir incelemem olacak . Şimdi gelelim kitaba:
Çok yoksul bir aile karşımıza çıkıyor. Bu ailenin çocuğunu akrep sokuyor.Akrep soktuktan sonra doktorun yanına gidiyorlar.Fakat fakir oldukları için doktor onları içeri bile almıyor.Bu olaydan sonra çocuğun annesi juana babası kino denize gidip İnci arıyorlar ve dev büyük bir İnci buluyorlar.İnciyi bulduklarını herkes duyuyor hatta doktor sırf incinin parasından yararlanmak için kino ve juana 'nın bebeği olan coyoyito'yu tedavi ediyor.inciyi bulduktan sonra kino'nun ailesini uğursuzluk bırakmıyor. Kinoyu öldürmeye çalışıyorlar. Kino en sonunda kendisine saldıran birini öldürüyor,bunu kendini savunma amaçlı yapıyor.yoksa adam Kinoyu öldürecekti. Kino 'nun sazlığını yakıyorlar bu olaylardan sonra kino ve juana kaldıkları yerlerden ayrılıyorlar. Fakat iz sürücüler onları takip ediyor . İz sürücülerden saklanıyorlar .bebek ağlıyor , bebeği çakal sesi olduğunu düşünüp ateş ediyorlar . maalesef ki bebek ölüyor.kino ve juana bu olaydan sonra evlerine dönüyor. Kino ve juana inciyi tekrardan buldukları denize atıyor. Ve kitap bitiyor . Kitapta zengiligin getirdiği kötülükleri görüyoruz ,zenginlikle mutlu olunmayacağını önemli olan insanın kendi ailesiyle birlikte olması olduğunu kitapta görüyoruz. Okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim.
Bireysel vicdanın uyanışını anlatırken hukuk sisteminin adaletsizliğini, imkânsız bir aşk öyküsünü resmederken Hıristiyanlığın kalıplaşmış yanlışlarını ele alan Diriliş, Tolstoy'un hem bireyi hem toplumu eleştirdiği bir romandır.
Zengin ve yakışıklı bir Rus prensi olan Nehlüdof, halalarının hizmetindeki güzel köylü kızı Katyuşa’yı baştan çıkardıktan sonra bırakıp gider. Bir sonraki karşılaşmaları, yıllar sonra bir mahkeme salonunda olur: Katyuşa kötü yola düşmüştür ve adam öldürmek suçuyla yargılanacaktır. Katyuşa’nın durumundan kendini sorumlu tutan prens, vicdanının ezici baskısıyla baştan ayağa değişecek, yaşadığı dünyaya farklı gözlerle bakmaya başlayacaktır. İnsan ruhunun, vicdanının, inancının ve 19. yüzyıl Çarlık Rusyası’nın gerçekçi bir portresini çizen bu başyapıt, Tolstoy’un ateist ilan edilmesine ve 1901 yılında Kilise’den aforoz edilmesine sebep olmuştur.
Tolstoy’un, insanın kendini ne için yaşadığı veya neyle yaşadığıyla ilgili sorgulamasını sağlayan güzel bir eseri.
Her insan bir şey için yaşar hayatta. İlginçtir ki Tolstoy yaşamının her anını ne için yaşadığıyla ilgili düşünerek geçirmiş bir insandır. Hayatının sonlarında bile belki de bu sorunun cevabını aramak için evinden ayrılmıştır ve bir tren garında hayata veda etmiştir...
Bir insanın ne ile yaşadığını en iyi anlayacağı veya anlamaya çalışabileceği zamanın çaresiz/zor durumda kaldığı zamanlar olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu zamanlar ak ile karayı görmenizi sağlıyor. Bu zamanlar size, insanların ne için yaşadıklarını veya sizin hayatınızda ne için olduklarını anlamanızı sağlıyor.
İnsan hayatta, bilinenin aksine para için, şan için şöhret için yaşamaz. Sadece öyle yaşadığını zanneder. İnsanı hayatta tutan sadece sevgidir. Bu sevgi; insan sevgisi olabilir, hayvan sevgisi olabilir, kitap sevgisi olabilir, doğa sevgisi olabilir. Türü her şey olabilir ancak asıl önemli olan ise bu sevginin varlığıdır. İçerisinde sevgi barındırmayan hiçbir şey insan için uygun değildir...
Sevgiyle kalın.
Keyifli okumalar dilerim.
