Yanıma okuduğum kitabı almayıp derse girdiğim bir an sırf boş durmamak için bir öğrencimden aldığım ilk birkaç sayfasını okuduktan sonra yazarın babasıyla ilgili yazdıklarından dolayı da okumaya devam ettiğim bir kitaptı. Yazar fikrimce babasından ve sevgilisini elinden alan adamdan (erkekten) intikamını bu kitapla alacağını düşünerek yazmış. Yazar kendince erkek-adam ayrımı yapmış ama nedense kendini aldatan sevgilisi için yaptığı ya da söyledikleri erkek-adam ayrımı kadar ağır olmamış. Kusura bakmayın ama yazar bence yaşadığını değil salladığını yazmış. Hiçbir erkek ya da adam böyle bir şey başına geldikten sonra hem de o kadar çok seviyorken bu kadar romantizme varan, yapmacık ve süslü sözlerle bu yaşatılanı aktarmaz, aktaramaz. Bu nedenlerden dolayı ben kitabı beğenilme kaygısıyla yazılmış ve tamamen gerçekten uzak bir eser görüyorum. Keşke erkek çocuk-anne samimiyetinden uzaklaşıp objektif bir gözle babasını ve babasını o duruma getiren nedenleri ve ortamları da aktarmaya çalışsaydı. Ben de yazar gibi büyük bir laf edeyim:"Her kadın anne olabilir ama eş olamaz."