“At vuruldu, içim paramparça Rüveyda,
gölgelerin ardına sakladım kusurumu.
Sen orada kayıtsızca gülümsüyor gibisin.
Ben burada damla damla eriyip akıyorum..”
•Nurullah Genç
🕊️❤️🩹
‘İçimizde şeytan var… Can kırıkları var. Nefret var, yalanlar var… Bir yanımız bizi çoktan terketmiş, kaçıyor… Melankoli ve hüsran var… Keşke bazı geceler hiç sabah olmasa.’
•Sabahattin Ali
Beni seviyor… Bu kollar onu kucakladı. Bu kalp, o kalbin çarpıntısını duydu! Bu dudaklar, o dudakların üstünde titredi! Bu ağızdan o ağza sevgi mayası geçti! Artık o, benim oldu demektir. Evet, sen benimsin, Charlotte, sonsuz benimsin!
Bazı kere kendi kendime şöyle diyorum: Bedbaht! Bu talihsizlik yalnız sana mahsustur. Senden başka kim varsa hepsi mutlu! Hepsini mesut sayabilirsin. Hiçbir kimse senin çektiğin işkenceyi çekmemiştir.
Sonra bazı eski şairleri okuyorum. Tıpkı kendi kalbimi önüme açarak okumuş gibi oluyorum. Derdim büyük! Fakat vaktiyle bu derdi benim kadar çekenler olmuş demek! Onları âdeta kıskanıyorum.
Ne olurdu bir deli, bir aptal olaydım. Havaya bahane bulaydım, ötekine berikine atıp tutaydım, yolunda gitmeyen işlere karışaydım… O zaman belki bu dert, bu iç sıkıntısı böyle olanca ağırlığıyla üstüme yüklenmezdi! Ne talihsiz bir adammışım!
Ah insan, hayatın öyle geçici bir yolcusudur ki kendi varlığına en ziyade inandığı ve dostlarının ruhlarında, yüreklerinde en derin izler bıraktığını sandığı bir yerde bile hafızalardan olduğu gibi silenecek, hiçbir iz bırakmayacaktır! Hem de ne çabuk!
Aman Tanrım! Nedir bu boşluk! Göğsümde duyduğum bu korkunç boşluk! İkide bir kendi kendime şöyle diyorum: Çok değil bir kere, yalnız bir kere onu kollarımla sararak bağrıma basabilsem, oh o zaman bütün bu boşluk dolacak sanırım…