Açıkcası kitaba karşı çok önyargıyla başlamıştım. Çünkü kitapta bir prensin 35 tane kız arasından bir kızı kendine kraliçe olarak seçişini okuyoruz aslında. Ama bu distopya beklediğimden çok daha etkileyici bir şekilde kurgulanmıştı. Ülkede kast sistemi olması, kast sisteminin dışına çıkılmaya çalışıldığında nelerle karşılaşılabileceği, farklı maddi durumlara sahip insanların arasındaki ilişkiler ve bu seviyelerin birbirine karışmadan ilerletilmeye çalışılması,… Çok basit bir şey okumayı beklerken üzerine düşünülmüş bir kitap okumak hoşuma gitti doğrusu. Ana karakterin çok da klişe olmaması da (yine de kendisinden beklenen karakter kalıbının çok da dışına çıkamıyor bence) hoşuma giden şeylerden biri oldu. Ama bence bu tür bir kitabı diğer benzeri kitaplardan ayıran ayrıntı nedense ana karakterin kendi hayatında başka bir sınıftan aşık olduğu bir sevgilisi olması ve bundan kolay kolay kopamıyor olduğu için yaşadığı iç karmaşaya tanık olmamız. Nedense çoğu kitapta gördüğüm bir fikir olsa da bu kitapta olması bence kitabı ayrı bir yere taşıyor. Mükemmel mi değil ama gerçekten zevk alarak okudum. İyi okumalar,