Hayatın Ritmi
«Son zamanlarda çocuklarımız çabuk büyümeleri konusunda baskıya maruz kalıyorlar. İyi de, ne demek çabuk büyümek? İlk olarak aklımıza gelen şey, çocukların, erişkin hayatının kendilerinden saklanması gereken kimi öğelerine fazlasıyla maruz kalmaları. Cinsellik, şiddet, küfürlü konuşma gibi. Yetişkinlik ve çocukluk arasındaki sınırlar
Sayfa 17 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
Bir yazım vardı, yaklaşık 3 sene evvel yazdığım. Altından ismim silinip o kadar kişiye atfedildi ki, artık "anonim" bir hale geldi. Gelsin gelmesine de, neredeyse kırpa kırpa çeyreğini bırakmışlar. Bari bunu yapmasaydınız diyerek yazımın orjinal halini yıllar sonra sizinle paylaşayım. Beynimiz de bir algı var "sapık" dendiği
Reklam
Bir yazım vardı, yaklaşık 3 sene evvel yazdığım. Altından ismim silinip o kadar kişiye atfedildi ki, artık "anonim" bir hale geldi. Gelsin gelmesine de, neredeyse kırpa kırpa çeyreğini bırakmışlar. Bari bunu yapmasaydınız diyerek yazımın orjinal halini yıllar sonra sizinle paylaşayım. Beynimiz de bir algı var "sapık" dendiği
Sapık Kadınlar!
Beynimiz de bir algı var "sapık" dendiği zaman sadece akla erkek gelir.. Oysa sapık kadınlar da yok mudur toplumumuzda? Çok garip geldi değil mi okuyunca "sapık kadınlar"(!) Şimdi tasavvur edelim; Bir erkek düşünün ki avret mahallini iyice belli edecek tarzda çok dar bir pantolon giyse, kalçası ve mahrem uzuvları belli olsa
Bu yazıyı ne kadar kişi görür bilmiyorum ama yinede az da olsa birilerini düşündürmek istiyorum. İnsan yaratılıştan gelen sınırlamalardan dolayı her işin ustası olamaz! Bunu şöyle anlatayım: Gün 24 saat, eğer insan sabah kahvaltısını yaparsa, ve işine ya da her neyse bir yere giderse bu normal bir hayat oluyor. Sıkıntı şurada başlıyor: Bir başka insana ihtiyaç duymak.. Evet açalım bunu: Domates için çiftçi'ye, ekmek için fırın'a, hastalanırsa doktor'a, arabası bozulursa tamirciye. Hop burada duralım. Çiftçi domatesi hormonlu, fırıncı ekmeğin içinde (ekmekse eğer) plastik poşetli, iğneli, doktor yarım yamalak tedavili, tamirci de: Aman abicim bir daha gelme diye değil, en kısa süre de yine bekleriz diye sizi evinize geri yolluyor. Ben de deliriyorum tabi. Ben insanım her şeyi kendim halledemeyeceğim için tek bir görev veriliyor, ama içimde neden kuşkuyla dolaşayım. Gözlük alıyorsun, paran boşa gidiyor... Bim olmasa millet aç kalacak, kalsında zaten iyisini alamıyorsam neden kötüsüne muhtaç oluyorum? en azından ay da bir yer, (et yedim derim). Tabi bu ülkede kimse açlıktan ölmez. Hastalıktan ölüyor herkes... Bu nasıl iş? Ben kendim yapabilsem talep etmem zaten. Hiçbir insana muhtaç olmamaya çalışırım. İşte burada anlatmak istediklerimi şunu söyleyerek bitireyim: İnsan bir insana muhtaç diye kazık atılmaz. Ben sana güveniyorum ki; gün gerçekten 24 saat olabilsin... Senin yaptığın işi ben yapacaksam sana ne gerek var. Bu insanlık değil!
504 syf.
8/10 puan verdi
Zor, yorucu, akıl almaz, dehşet verici ve yok oluşumuzun nasıl gerçekleştiğine tanıklık edeceğimiz bir inceleme geliyor. Dikkat! Bu incelemeyi okumadan önce paketli gıdaları, market ürünlerini, istediğiniz her şeyi yiyin!!! Politikayı, ülkelerin adlarını, tüm kuruluşları, Türkiye’yi, gıda sektörünü, sağlık sektörünü, ilaç sektörünü, ekonomiyi,
Saklı Seçilmişler
Saklı SeçilmişlerSoner Yalçın · Kırmızı Kedi · 20183,006 okunma
Reklam