Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Veda hutbesi.
Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. "Ashabım! Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise canlarınız, mallarınız, namuslarınızda öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden
Ben bir ölüyüm. Ben bir ölü. Bir ölü... Çırılçıplak edepsiz bir ölü. Taşlayın haydi! Değmez ruha dünya taşınız. Üstelik geç kaldınız.
Reklam
Bu evlerle ilgili gerçek neydi örneğin; şimdi alacakaranlığın loş ışığında kırmızı pencereleriyle neşeli dururken sabahın dokuzunda tatlıları ve bağcıklarıyla haşin, kırmızı, sefil görünen evlerin gerçeği? Sonra salkımsöğütler, nehir, nehre inen bahçeler, şimdi üstlerine sis çökerken buğulanıyor, oysa güneş ışığında altın sarısı ile kırmızıya çalıyor - hangi halleri gerçek, hangi halleri yanılsamaydı?
Sayfa 21 - Can Sanat Yayınları, çev. Berrak Göçer, 4. Basım 2023Kitabı okudu
Evet gerçekten de hangisi gerçek hangisi hayaldi? Kendime sordum. Mesela, şimdi alacakaranlıkta kırmızı pencereleriyle loş ve neşeli ama sabahın dokuzunda tatlıları ve bot bağcıklarıyla kaba ve kırmızı ve bakımsız olan bu evlerle ilgili gerçek hangisiydi? Ve şimdi sise büründüğü için belirsiz fakat gün ışığında altın sarısı ve kırmızı olan söğütler ve nehir ve nehre doğru uzanan bahçeler; hangi hâlleri gerçek hangisi hayaldi?
Sayfa 25 - Indigo Kitap, 41. baskı, İstanbul, Ağustos 2020
aklım zamanlarını kadınlar üzerine kitap yazmakla ge­çiren erkeklere gitti; yaşlı ya da genç, evli ya da bekar, kır­mızı burunlu ya da kambur -yalnızca sakatlardan ve hasta­lıklardan gelmedikçe kişinin kendini, böylesine bir ilginin merkezinde hissetmesi anlaşılmaz bir biçimde gene de poh­ pohlayıcıydı
Sayfa 32 - İletişim Kitapevi
320 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Tess Bell eşinden ayrılmış, yetişkin bir oğlu olan, yalnız yaşayan bir kadındır. Tess'in büyükbabası çok ünlü bir ressamdır. Wharton kasabasında olan büyükbasından kalan aile evine taşınır. Bu evi restore ettirip pansiyon yapmaya karar verir. Fakat evde yıllardır kapatılmış bir oda vardır. Tess bu odadan geceleri tırmalama sesleri duymaya başlar. Odaya bir hayvanın girdiğini düşünerek odayı açtırmaya karar verir. Daha önce eve tadilat için gelen Wyatt bunu yapacak arkadaşları olduğunu söyler. Ve odayı açarlar. İçeride tırmalama sesleri çıkartacak bir hayvan yoktur. Oda büyükbabası Sebastian Bell'in resim atölyesiydi ve dağınık bir şekilde bırakılmıştı. Yerlerde boş ve devrilmiş şarap şişeleri, kurumuş kırmızı renkli boyalar, odada bulunan banyoda ise büyükbabasının hiç bilinmeyen tabloları ve küvette kan izleri vardı. Bu tablolar biraz farklıydı. Tablolarda bir kadın resmi vardı. Peki kimdi bu kadın? Tess ve Wyaat kadını araştırmaya başlarlar. Bu kadının Tess'in ailesi ile nasıl bir bağı vardı ve kadın şimdi neredeydi. Küvetteki kan izleri kime aitti. Be kapının açılmasıyla birlikte evde doğa üstü olaylar yaşanmaya başlar. Neydi bu doga üstü olayların sebebi. Kitabı elimden bırakamadan, soluksuz okudum. Doğa üstü olayların yaşandığı, gizemli kitapları okumayı seviyorsanız bu kitap tam size göre. Kesinlikle okuyun tavsiyemdir. Keyifli okumalar.
Lanetli Kış
Lanetli KışWendy Webb · Otantik Kitap · 202421 okunma
Reklam
Dr. Adnan Bütün kabine toplantılarında bulunmaya mecbur oluyor, bundan başka da Mustafa Kemal Paşa’nın çağırdığı hususî toplantılara gidiyordu. Bu günlerde, nadiren gece yarısından önce gelir, bazan da sabahın beşlerine kadar dışarıda kalırdı. Mustafa Kemal Paşa’nın anormal denilecek bir enerjisi olduğu için, sabahleyin uyurdu. Fakat, Dr. Adnan
Koyu menekşe rengi karanlık tüm yeryü züne çökmüştü. Bir ağacın altına oturdum yaprakları solmaya başlamış sararmış. Oda yanımda oturuyordu başını başıma yaslamış kan kırmızı saçları bana dolanmış kan kırmızı yılanlar misali bedenimi sarmış. En narin telleri kalbime uzanmış. Sonra ayağa kalktı bilmiyorum neden. Yavaş adımlarla yürüdü denize doğru uzaklaştı uzaklaştı derken garip bir şey oldu, bizi birbirimize bağlayan görünmez ipler olduğunu hissettim. Sanki saçının telleri hâlâ sarıyordu beni ve orada denizde tamamen gözden kaybolduğunda bile kalbimin kanayan yerindeki acıyı hissettim çünkü oteller bir türlü kopamıyordu.
Sayfa 188
Ufukta alçakta asılı kalan kış güneşi pencereden içeri girdiğinde oda kırmızı ve sarı renge boyanır. Sarı ahşap duvarlar ateşe döner koyu kahverengi masa örtüsü kana. Işık ve renkler hançer misali keser ok gibi deler ruhumu ve bedenimi kanım akar marazi. Melankoli. Marazi kanda hız eksikliği. Odamı işgal etmiş korkunç yaratıktan kaçmak için dışarı fırladım -temiz havaya.
Sayfa 187
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.