Bütün öğrettiklerimi unutun. Dünya dönüyor, evet, ama belki de, burda, bu dağ başında dönmemesini bilmek daha doğrudur. Size Hayat Bilgisi dersleri verdim sevgili çocuklar, ama
hayatın gerçek bilgisini, siz, kendiniz, burda iki sınır arasında, bu dağ başındaki köyünü zden uzak kentlere gittiğinizde,
askerliğinizde, öğreneceksin iz. Unutmayın ki, kitaplarda yazılanlar, okullarda öğretilenler her zaman doğru değildir.
Benim için doğru olan, sizin için doğru değildir. Benim için
gerekli olan, sizin için gerekli değildir. Eğer öğrettiklerimin
çoğu böyleyse, bağışlayın beni. Çünkü ben başka bir yerden
geliyorum yavrularım ve gördüğünüz gibi, karların erimesiy le de gidiyorum işte. Nereye gittiğimi kesin olarak bilmiyorsam da gidiyorum. Burda kalacak olan sizlersiniz.
Burda yaşayacak olan sizlersiniz .
Sizler, karın üstünde yalınayak yürüyüp ölmeyenlerdensiniz.
Biz, bir kış boyu, yufka ekmek, otlu peynir, bulgur pilavı yiyip, çay içerek yaşayamayız .
Bizim meyvelerimiz, sebzelerimiz, etlerimiz vardır. Bütün bunları aradaki ayrımı göstermek için söylüyorum çocuklarım,
beni yanlış anlamayın . Yalan söylemek günahtır, yalan söylemek insana yakışmaz, demedim. Beni yanlış anlamayın, yalan da söylenir. Benim size bütün bir kış söylediklerimin büyük bir çoğunluğu da yalandı. Ama şimdi söyleyeceklerim gerçek:
Yavrularım, insanlar üç aylık bebekken, nedeni bilinmeyen
hastalıklardan ölmeden de yaşayabilirler.
Cüzzam, trahom bir alınyazısı değildir.
Hiçbir şey alınyazısı değildir, yavrularım.
Bu kadar.