hayat fanidir, üç yudumda içilir, elhamdülillah duvarlar göçer, açlıklar biter, uyku sevilir ...
Sayfa 10 - profil kitapKitabı okudu
Değerli öğretmenlerimize ithafen...
Bütün öğrettiklerimi unutun. Dünya dönüyor, evet, ama belki de, burda, bu dağ başında dönmemesini bilmek daha doğrudur. Size Hayat Bilgisi dersleri verdim sevgili çocuklar, ama hayatın gerçek bilgisini, siz, kendiniz, burda iki sınır arasında, bu dağ başındaki köyünü zden uzak kentlere gittiğinizde, askerliğinizde, öğreneceksin iz. Unutmayın ki, kitaplarda yazılanlar, okullarda öğretilenler her zaman doğru değildir. Benim için doğru olan, sizin için doğru değildir. Benim için gerekli olan, sizin için gerekli değildir. Eğer öğrettiklerimin çoğu böyleyse, bağışlayın beni. Çünkü ben başka bir yerden geliyorum yavrularım ve gördüğünüz gibi, karların erimesiy le de gidiyorum işte. Nereye gittiğimi kesin olarak bilmiyorsam da gidiyorum. Burda kalacak olan sizlersiniz. Burda yaşayacak olan sizlersiniz . Sizler, karın üstünde yalınayak yürüyüp ölmeyenlerdensiniz. Biz, bir kış boyu, yufka ekmek, otlu peynir, bulgur pilavı yiyip, çay içerek yaşayamayız . Bizim meyvelerimiz, sebzelerimiz, etlerimiz vardır. Bütün bunları aradaki ayrımı göstermek için söylüyorum çocuklarım, beni yanlış anlamayın . Yalan söylemek günahtır, yalan söylemek insana yakışmaz, demedim. Beni yanlış anlamayın, yalan da söylenir. Benim size bütün bir kış söylediklerimin büyük bir çoğunluğu da yalandı. Ama şimdi söyleyeceklerim gerçek: Yavrularım, insanlar üç aylık bebekken, nedeni bilinmeyen hastalıklardan ölmeden de yaşayabilirler. Cüzzam, trahom bir alınyazısı değildir. Hiçbir şey alınyazısı değildir, yavrularım. Bu kadar.
Reklam
Uzun ama btmez değil.
MINIK BIR YÜREK Akşamın ayazından korunmak için yer yer patlamış komşunun verdiği eski ceketine iyice sarındı. Karanlık çökmeden en az on mendil daha satamazsa eve kuru ekmekle dönmek zorunda kalacaktı. Biraz daha köşeye büzülüp iş çıkışı kalabalığının ayaklarından sıçrayıp üstünü ıslatan sulu kardan korunmaya çalıştı. Sakindi. Onun için sıradan
Eski ülkeme bakardım ne çabuk eskirdi o sincapsız sinbadsız toprak yoksa hep böyle miydi? ben geçerdim kaşık bala gömülüyor gibi ağır bir çocuğa bir rüya damlıyor gibi hafif hayır! anlatamadım.
'Aşk bir renktir inanın hayır ona bir renktir demek istemedim aslında cevizlerin kabuklarını kırın kırın orada bir aşk aşk bulunur kırık kalpler artık üşüyemedikten sonra aşk bir bitkidir bir başka yerden dikkatlice bakınca'
Her şey anlaşılabilir nefesini tut ve bak yakından iki kere iki ve iki kere ikiyle oynayan çocuklar susuzlukla anlatabilirim ve ben beni uyandırmasını güneş doğmadan birinin şavkıyabilirim ilkbaharla çarpışınca kapıda mesela.
Reklam
Geri124
250 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.