Yapmış olduğum bir şey için kendimi daha kolay savunabildiğimi fark ettim, halbuki ummadığım bir şeyle suçlandığında, felç olup suçu işlemiş gibi kalıveriyorum. Dedikleri gibi, suçlu, kovalanmadan kaçar. Benim içinse hep tersi geçerli olmuştur: Kovalanan masum kaçar.
Bağımlı kişi bağımlılığının farkında bile değildir. Kendini özgür sanır. Hiç bir dış baskı olmaksızın kendini gerçekleştirmekte olduğu inancıyla kendini kendi isteğiyle sömürür. Özgürlük baskılanmaz, sömürülür. "Özgür ol", "itaatkar ol" dan daha yıkıcı bir zorlama yaratır.
Günümüzde ölmek insanlara özellikle zor gelir, çünkü hayatı anlamlı bir şekilde bitir m ek artık mümkün değildir. Olma dık bir zamanda sona erer. Uygun zamanda ölemeyen, zamansız ölmek zorundadır. Y aşlı olamadan yaşlanırız.
Günümüzde acı salt bedensel bir azap şeklinde şeyleşmiştir . Acının hiçbir anla mı olmaması tek yönlü olarak, diyelim ki onu teolojik baskılar dan kurtaran özgürleştirici bir eylem şeklinde anlaşılamaz. Acının anlamsızlığı daha ziyade biyolojik bir sürece indirgenmiş olan hayatımızın bizzat anlamdan arınmış olduğuna işaret eder. Acının anlamlılığı hayatı bir anlam ufkuna oturtan bir anlatı gerektirir. Anlamdan ar ınmış, artık anlatmayan, çıplak bir hayatta mümkündür sadece anlamsız acı.
Tanrı'nın denemediği
İki sanatın ilki
annelik sanatıdır,
İkincisi babalık sanatı...
'Yalnızlık', çünkü O' nun
En büyük sanatıdır,
Sanatların en katıksızı,
En başsızı, sonsuzu
En derini, en incesi
En gökçesi, cihangircesi
Hepsinin de geçmişi çok güzeldi, bugünü ise hiç güzel değildi; istisnasız hepsi de geçmişinden hayranlıkla söz ediyordu, bugününden ise nerdeyse nefret ediyordu. Rus insanı anımsamayı sever, yaşamayı sevmez..
Şems ile Mevlânâ’nın buluşmaları hayranlık vericidir. O zamanlar insanlar birbirlerinin sırlarını beslerdi. Ama şimdi teselli edilemez bir hâldeyiz, konuşabileceğimiz kimse yok çünkü. Yalnızlığımızı fanilere itiraf edecek kadar küçüldük.