Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elvan

Kara ayaklı martılar kendi yavrularıyla yabancı yavrular arasında ayrım yapamazlar ve diğer yavrulara da kendi yavrularıymış gibi davranırlar.
Reklam
Hayvan davranışının biyolojik olarak incelenmesi demek olan etoloji, İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde ve sonrasında Kıta Avrupasında ortaya çıktı.
Çok yer görmek, hiçbir yere bağlı olmamak demekti.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Namuslu bir insan olduğumun bilinci beynime vuruyor, karakter sahibi oluşum, gönlümü yüce bir duyguyla dolduruyordu: Gemi leşlerinin yüzdüğü bulanık insanlık denizinde bembeyaz bir fenerdim ben.
biri bir papel için böyle bir yalan uyduruyorsa, o paraya cidden, gerçekten ihtiyacı var demektir.
Reklam
Kıymetli sırlarının ortaya çıkmasına izin vermektense paramparça olmayı yeğlerdi.
Sayfa 155Kitabı okudu
Geometri kitaplarını gözden geçirirken okuma bilmeye sahiden değip değmediğini sorgulamış ve bu kitaplardan öğrendiği uzunca bir cümleyi keyifsiz anlarda tekrarlar olmuştu. “Bir dik üçgende dik açının karşısındaki kenara hipotenüs adı verilir.” Daha sonraları bu cümleyi duyan El Idilio sakinleri, bunun ya bir küfür ya bir tekerleme ya da geçerliliği su götürmez bir tövbe olduğunu zannedeceklerdi.
Okuma biliyordu. Hayatında yaptığı en önemli keşifti bu. Okuma biliyordu. Yaşlılığın sinsi zehrine karşı bir panzehiri vardı artık.
Gök gürültüsünü kimse zapt edemez. Terk anında kimse ötekinin semasını sahiplenemez.
Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntılarından yeni bir Türkiye yarattı ve hem Batılılaşmak hem de modernleştirmek için muazzam bir çaba sarf etti. Atatürk bu yolda ilerlerken ülkenin İslami geçmişini reddederek Türkiye’yi “kutuplaşmış bir ülke” ve dini, mirası, gelenekleri, kurumları Müslüman olan ama yönetici elitleri tarafından modern, Batılı ve Batı’ya uyumlu olması için çalışan bir toplum haline getirdi.
Reklam
İslam’da Tanrı Sezar’dır; Çin ve Japonya’da Sezar Tanrı’dır; Ortadokslukta Tanrı Sezar’ın küçük ortağıdır. Kilise ile devletin birbirinden ayrılması ve aralarında sürekli tekrarlanan çatışmalar Batı medeniyetini simgelemektedir ve bu durum başka hiçbir medeniyette var olmamıştır. Otoritenin bu şekilde ikiye ayrılması Batı’da özgürlüğün gelişmesine muazzam bir katkı sağlamıştır.
Herkes kitap yayımlatabilir. Tek yapmanız gereken bir çek yazmak.
Yalnızca toy bir kibir Batılıları Batı’nın eşyalarını kullanmanın Batılı olmayanları “Batılılaştıracağını” düşünmeye itebilir.
Batılı olmayan toplumların birliği ve Doğu-Batı ikiliği Batı’nın uydurduğu birer mittir. Bu mitler, Şarkiyatçılığın kusurlarından muzdariptir ki Edward Sait bunları haklı olarak “tanıdık olan (Avrupa, Batı, biz) ve yabancı olan (Şark, Doğu, onlar) arasındaki farklılığı” desteklediği ve ilkinin ikinciye üstünlüğünü varsaydığı için eleştirmiştir.
İslam kültürü, Müslümanların dünyasında demokrasinin ortaya çıkmasındaki başarısızlığı büyük oranda açıklar. Komünizm sonrası Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği toplumlarının yaşadığı gelişmeler, medeniyete dayalı kimlikleriyle şekillenmiştir. Batılı Hristiyan mirası devralan toplumlar, ekonomik kalkınma ve demokrasi yoluyla ilerleme kaydetmektedir; Ortodoks ülkelerdeki ekonomik ve siyasi gelişme beklentileri belirsizdir; Müslüman cumhuriyetlerdeki beklentiler ise umutsuzdur.
488 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.