Sırplar tarafından iç içe yaşadıkları Boşnaklara yapılan soykırımı tüm gerçekliğiyle gözler önüne seriyor yazar.Amir, Lazar, Amina karakterleri üzerinden sunulan olaylarda her bölüm başında şairlerden verilen şiir kesitleri ise yerli yerinde. Kitap üç bölümden oluşuyor:
Birinci bölümde : Amir’in evlatlık olduğunu mahallede oyun oynarken bir arkadaşından duyduğu “piç” sözü üzerine öğrenmesi,
İkinci bölümde: Gerçek annesine duyduğu intikam hissi ve süreçte aldığı psikolojik destek,
Üçüncü bölümde ise: Duyulan intikam ateşinin sönmesi ve annesiyle yüzleşince onun da ne kadar haklı olduğunu görmesi asıl intikamı kendisini bir tecavüz eseri olarak var eden babası Lazar’ a duyması ve kitabın sonunda babasına takdire şayen sonu yaşatması,
durumları işlenmektedir. Nerede bir savaş ya da soykırım varsa orda ezilen önce kadınlar ve masum çocuklar oluyor. Okuduklarımı hala sindiremedim. Bu yüzden keyifli okunmalar dileklerinde bulunamayacağım tavsiye ederken kitabı. Kitap iki yüzlü Batı ülkelerini, kapı komşusunun dahi gün gelince insana ne denli düşman olabildiğini, insan olmanın ne aşağılık olduğunu tekrar hatırlatıyor. Bazen tek suçunuz doğduğunuz coğrafya oluyor.Mutlaka okunmalı, hayat an sarhoşluğuyla gözleri, gönülleri temelli köreltmeden…