Geceler yalınayak, geceler inzivada İnsanlığın salâsı okunuyor, elveda! Gündüzün siyahından ufka karanlık çöktü Hicabından günahın kardelen boyun büktü Günebakan çiçeği dönüp bakar mı bize? Feryad u figan etsek nefis gelir mi dize? Ömür yitik sermaye kelebeğin misâli Tarumar gülistanım, talan ettim visâli Yâ İlâhi affeyle, gayrı dilim
Kitap okumak, aşılanması gereken bir virüs değil. Keza bir hobi de değil. Ezberlerimizi bozalım artık. Kalıplarımızı sarsalım. Okumak, boş zamanlarımızda yaptığımız bir şeyden ibaret olsa, büfe rafı doldurmaya benzer bu da. Halbuki okumak bir tutkudur. Aşk-ı muhabbettir. İnsan aşkına mazeret arar mı? Elif Şafak
Reklam
Fantastik Kitaplarda Sevmediğim Şeyler Listesi
1- Worldbuilding'in geride kalması. Sırf bu yüzden Romantasy sevmiyorum. Aralarındaki romantizmi okumak istesem fantastik okumazdım diye düşünüyorum. Fantastik kitapta yeni dünyalarla tanışmak aralarındaki romantizmi okumaktan daha güzel. (Bu arada çekim istemediğim anlamına gelmez tabii PDKPEKFPEM Sadece sub-plot olsun yeter) 2- Ciddiyetsizlik. Bir savaş ya da olay varken karakterlerin ciddiyetsiz olması beni sinir ediyor. 3- Kitabın tropelar için yazılması. Trope sevmeyen biriyim, bir kitabın çizgilerle sınırlanması sinir bozucu (en sevmediğim trope who did this to you ve her fantastikte var) Enemies to lovers yazan herkes genelde aynı şeyi yapıyor. "Senden asla nefret etmedim, seni hep sevdim." Yürü git Allah aşkına. Enemies to lovers dediğin birbirini gırtlaklayacak insanların aşık olmasıdır. Bir de booktok birbirinden nefret eden iki insanı görünce şu etiketi yapıştırıyor. Enemies to lovers dedikleri çoğu kitap enemies to lovers değil bile. (örneğin
Kırık Bir Kalp
Kırık Bir Kalp
kesinlikle enemies to lovers değil, evajacks arasındaki ilişki bir trope'a sığmaz.) 4- Açık smut sahneler. Herhangi bir kitahın affedersiniz porno olması hoş değil. Özellikle bir kitabı sırf smut için okuyanları sevmiyorum. Romantik kitaplarda tolere edilebilir ama fantastikte çok gereksiz. 5- Güçlü karakter yazacam diye overpowered yazanlar. Karakterin yenilmesi onun güçsüz olduğu anlamına gelmez. Yenilmesi ise bir açıdan onu gerçekçi ve relatable yapar. Bu kadar aklıma geldi ama daha çok olduğuna eminim. Sizin sevmediğiniz şeyler nedir?
Kitap aşkına çiçek açtım 💠
Cam Kemikler
Kitap Cumhuriyeti’nin yayınladığı
Gezegenin Etrafındaki Kadınlar
Gezegenin Etrafındaki Kadınlar
antolojisinde yer alan öyküm Cam Kemikler'i seslendirdim. Altın kemikleriyle ışıldayan kadınlar aşkına! youtu.be/t2d8be48rJE
1 Nisan şakasının gerçek yüzü;
15. Yüzyılın sonlarında, haçlı ordusu İspanya'daki Endülüs Müslümanlarının son kalesini kuşatır. Uzun süren bir kuşatma olmasına rağmen, kış aylarının da etkisiyle, kale koruyabilmektedir. En sonunda 31 Mart gecesi kalenin önüne giderek bir elinde Kur'an bir elinde İncil; şu iki kitap üzerine yemin ederim ki, teslim olursanız bu akşam size bir şey yapmayacağım der. Gerekli görüşmelerden sonra canlarının kurtarılması karşılığında Müslümanlar kaleyi teslim ederler. Ertesi sabah, yani 1 Nisan sabahı, harçlı ordusu komutanı bütün Müslümanların öldürülmesi için emir verir. Bunun üzerine Müslümanlar yemin etmiştiniz, bize söz vermiştiniz.. dediklerinden haçlı ordusu komutanı, "benim sözüm size dün akşam içindi, bugün için size bir sözüm yoktur," diye cevap verir ve BÜTÜN MÜSLÜMANLAR ORADA ŞEHİT EDİLİR. İşte o gün bugündür 1 Nisan Hristiyanlar arasında HİLE GÜNÜ olarak kullanılmaktadır. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Velhasıl bunu şaka olarak da yapan kutlayanlar bana göre o harçlı ordusundan farkı yok. Keşke ne olduğunu araştırıp öğrensenizde yapmasanız. Birazcık utanma duygusu, varsa yapmayın Allah aşkına.
Reklam
Bunlar da bu akşamdan kar manzaraları 🤗 ee bi şiir yakışır şimdi bu kar akşamına 😁 Sesin nerde kaldı, her günkü sesin, Unutulmuş güzel şarkılar için Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan Sesin nerde kaldı? Kar içindesin! Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam! Uyandırmayın beni uyanamam. Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına, Allah aşkına, gök, deniz aşkına Yağsın kar üstümüze buram buram
Ahmet Muhip Dıranas
Ahmet Muhip Dıranas
Hâlâ depremle ilgili öyle güzel bir ölüm nasip oldu ki, o kadar cenaze gördük onunki diğerlerine benzemiyordu vs gibi ifadeler görüyorum. Kanım donuyor.Burada korkunç örtük bir kıyas var maalesef. Kıyas ise şeytandandır. Keşke farkında olsak. Cennete bile başkasına kıyaslanarak gitmek diye bir şey yok. Kendi amelimiz neyse ona göre hesap vereceğiz. Allah başkası şöyleydi sen böyleydin o yüzden sen cehennemlik oldun demiyor. Allah peygamber aşkına herkes biriciktir, kendine hastır. Cenabı Allah bizi böyle yarattı, Allah'a hürmetiniz de mi yok. Kıyastan uzak durun. Hele ölüm mevzu bahisse kesinlikle uzak durun, evet nasıl yaşarsan öyle ölürsün cümlesi haktır lakin sadece zahiren bilirsiniz insanların nasıl yaşadığını nasıl öldüğünü, size işin hakikati ayan değil..bu cümle siz hüküm verin diye söylenmedi. İmanla ölmek istiyorsak imanla yaşamaya gayret etmemiz için söylendi. Muhattabı ta kendinsin yani, başkasının falına bakman için değil. Nevrim dönüyor ya hu Allah aşkına aklınızı başınıza devşirin. İnsanların kundaktaki bebeği paramparça oldu, anasını, atasını, evladını toprağa verdi ki bu normal şartlarda bile çok zor bir durum. Öyle sözler ediliyor ki hiç düşünmeksizin, direkt gayretullaha dokunacak cinsten.
Hızır paşa bizi berdar etmeden Açılsın kapılar Şaha Gidelim Siyaset günleri gelip yetmeden Açılsın kapılar şaha gidelim Gönül çıkmak ister, şahın köşküne Can boyanmak ister, Ali müşküne Pirim Ali on ik'imam aşkına
Herkese merhaba sevgili okurlar.Bugün sizlere bir soru cevap postu hazırladım. Bir kitap seçip o kitap üzerinden aşağıdaki soruları cevaplandıracağım böylece hem kitap hakkında daha fazla bilgi edinmiş olursunuz ve ben de kitap hakkında notlar almış olurum. :) Soru 1:Öncelikle hangi kitabı seçtiğini yazarıyla birlikte söyler misin? Seçtiğim kitap