Ebu Muhammed Abdullah b. El-Mukaffa şöyle demiş ; “...senin nasibin olan; senin zaafına rağmen sana gelir, nasibin olmayanı ise gücünle elde edemezsin.”
Doğru mu? Şubatın ilk günleri almaya niyet ettiğim bu güzellikler geçen üç aya rağmen satılmamış beni beklemiş ve haneme gelmiş ise, doğrudur efenim 🥹
Yeni kitap kokusunu sevmeyen var mıdır bilmiyorum. Bende severim. O güzel kokunun sebebi ; kitap sayfalarını oluşturan kâğıdın yapısında temel olarak selüloz bulunması idir. Ayrıca kâğıt az miktarlarda lignin gibi başka kimyasal maddeler de içerir. Eski kitap kokusunun kaynağı ise selülozun parçalanması sonucunda oluşan ve kolayca buharlaşabilen çeşitli organik bileşiklermiş. Oluşan uçucu maddelerin türüne göre hissettiğimiz koku da farklılık gösterebiliyormuş. Örneğin; benzaldehit acı badem benzeri bir koku verirken, etil benzen ve toluen tatlı bir kokuya sahiptir.
Yeni kitap kokusu mu eski kitap mı derseniz, kesinlikle kullanılmış, bir yaşanmışlığı olan, içinde izler taşıyan, sadece selüloz parçalanması değil, bir sürü duygunun da sayfalara okuyan gözler tarafından döküldüğü kitaplar derim.
Hayırlı Akşamlar 🌅
Akşamınız kitap kokusu huzurunda geçsin 📚
Her şey gönlünüzce olsun 🇹🇷❤️🍀
KK
***
Senin yerin, hep zirvelerdedir der nice şair
Sana yazılır destanvarî en güzel en muhteşem şiir
Ne varsa kitaplarda, destanlarda , romanlarda
Hepsi ama hepsi inan sana dair
KK
Okurken ciğerlerimden yanık kokusu geldiğini hissettim. Muazzam bir yoğunluk. Her şey var. Kim ne arıyorsa onu bulacak kitapta. Zaman ve mekan sınırlaması olmadan.
İsmet Özel hangi konuda olursa olsun şiirindeki duyguyu karşısındakine en üst seviyeden hissettiren birkaç şairden biri. Tarif edemediğim birçok duyguyu şiirlerinde rastlamaya alıştığım ve eserlerini severek okuduğum şairlerden.
İsmet Özel ilk önce kitabın başında birkaç bağımsız şiir ile ısındırıyor bizi daha sonra Hz. Yusuf ile bir yolculuğa çıkarıyor ki bu yolculukla birlikte arındırıyor insan kendini.
Arka kapaktan;
Başkalarının aşklarıyla başlıyor hayatımız ve devam ediyor başkalarının hınçlarıyla
ben eski kafalıyım tulipwa
saksıda cam kenarında çiçek severim
kitap kokusu severim mesela
sevdim mi karahindiba kadar çok severim
çayı demlikte fokur fokur severim
yere bakmayı değil göğe bakmayı severim ama en çokta seni severim
ben eskileri seviyorum birde eskimeyen gülüşünü.
belki de eskilerden olduğum içindi bu fark edilmeyişim..
Sosyal medya sahteliklerle dolu, her şeyin en vaouvv kısmı gösterilir.Halbuki insan doğası gereği hiçbir şey mükemmel değildir.Mükemmel görünenlerden sahtelik kokusu alıp sosyal analizinizi mantık çerçevesinde yapabilirsiniz.Bir dipnot.Ayrıca kendisine sahte olan insanlar beni ilgilendirmez lakin sahte samimiyetsiz samimiyetlere tahammülüm yok.Zaten yüz ifademe çözüm yok.İçimde ne varsa dışıma yansır.Tanımadığım insanları seviyorum tanımak da istemiyorum ve görüldüğü üzere ironi yapıyorum.Amma velakin saf-temiz; içinden geldiği gibi davranan azınlık bir insan sayısına da inanıyorum.