İsmi öyle ilgimi çekti ki hemen alıp okumak istedim. Ayrıca bu aralar korku edebiyatı konusunda kendimi geliştirmek istediğimi fark ettim. Güncel bir şeyler okumak iyi olur diye düşündüm. Keyif aldım mı? Evet. Farklı olmasını, daha çok sevmeyi diledim mi? Ona da evet.
Beş ev hanımının kitap kulübü var. Her ay bir true crime veya korku romanı okuyor, sohbet ediyorlar. Dostlukları çok güzel. Mahalleye James Harris'in taşınması ile kulübün, ailelerin, tüm mahallenin düzeni bozuluyor. Bu tekinsiz adamın doğasını ortaya çıkarmak için kitap kulübü harekete geçiyor.
Tabii ki isminden dolayı James Harris'in vampir olduğunu biliyoruz. Fakat kitapta onunla tanıştığımız ilk andan itibaren ne kadar tekinsiz olduğunu görmemiz doğru mu bilemedim. Yazar bizi hiç şüpheye, ikileme düşürmüyor. James' i hiçbir noktada sevmiyor, ona sempati duymuyor, nefret dışında bir duygu beslemiyoruz. Böyle olması bir hata mı bilmiyorum. Korku türüne pek hakim olmadığım için bu roman, türü içinde başarılı mı emin değilim. Ben okurken korkmadım, ürperdim ama uykusuz kalmadım. Bir korku romanından bunu beklemem gerekiyor mu emin değilim.
Dolayısıyla bu romandan dolayı aklımda birçok soru var. Korku romanları böyle mi olur? Ben kolay korkmayan biri miyim? Bir korku romanından ne kadar korku beklemeliyim? Bu soruları bir kenara bırakıp kitaptan zevk almayı tercih etmeliyim sanırım.
Yazarın En Yakın Arkadaşımın Şeytan Çıkarma Ayini kitabında da yıllar önce aynı hisleri yaşadığımı da küçük bir not olarak düşeyim.