Fotoğrafta 1980'lerin başında geniş evren üzerine ders verirken görülüyor. Tahtadaki 2 x 10¹⁰ LY, evrenin o dönemdeki tahminle 20 milyar ışık yılı büyüklüğündeki yarıçapını simgeliyor. Glashow ve Nobel ödülünü paylaştığı çalışma arkadaşı Steven Weinberg, her ikisi de göçmen Yahudi ailelerinden gelmekteydiler, 1950'de New York'taki Bronx High School of Science'da ve 1954'te Cornell Üniversitesi'nde sınıf arkadaşıydılar. Dördüncü kuarkın ilginç ismi "tılsım"ı, Glashow'a borçluyuz. "Tılsım" Glashow'un makalelerinin bir araya getirildiği The Charm of Physics'te de tekrar karşımıza çıkacaktır.
~ "temel parçacıklar arasındaki zayıf ve elektromanyetik etkileşimlerin birleşik kuramına katkıları ve bu çalışmaları kapsamında zayıf nötr akımı öngörmeleri" nedeniyle Steven Weinberg ve Abdus Salam ile birlikte 1979 Nobel Fizik Ödülü'nü kazanan Amerikalı fizikçidir.
Feynman, burada 1962 yılında görülüyor. Şaşılacak derecede çok yönlü, meraklı ve eğlenceli bir fizikçi olan Feynman süper bilgisayarlardan süper iletkenliğe ve temel parçacıklara dek birçok konunun anlaşılmasına büyük katkılar sağlamıştır. Kitaplarından Feynman Lectures on Physics büyük başarı kazanmış ve Surely You're Joking, Mr. Feynman ise bir bestseller olmuştur. Challenger uzay mekiği faciasından sonra Beyaz Saray Araştırma Komisyonu'nun üyesi olarak Feynman, bir basın konferan sında O-contasının zayıflığını buzlu suda nasıl kırılgan olduğunu teatral biçimde göstererek açıklamıştı.
Burada belirsizlik ilkesini formüle ettiği 1927 yılında görülüyor. Bundan beş yıl sonra, 1932 yılında henüz keşfedilmiş olan nötron ve protonun tek bir parçacığın, nükleonun iki "durumu" oldukları fikrini ileri sürdü. Heisenberg II. Dünya Savaşı'nda Alman atom bombası projesinin liderliğini üstlendi. 1941 yılında işgal edilmiş Danimarka'da Bohr'u ziyareti, Michael Frayn'ın popüler tiyatro oyunu Copenhagen'ın temel dramatik hikayesini oluşturur. 1950'lerin ortalarında Heisenberg'in Göttingen'deki enstitüsünde çalıştığım esnada, Heisenberg devlet yetkilileri ve gazeteciler tarafından görüşlerine sıkça başvurulan bir ulusal kahramandı.
🏅Kendi ismiyle anılan Belirsizlik İlkesi'ni bulan Alman fizikçi, atom yapısı bilgisine katkılarından dolayı 1932 yılında fizik dalında Nobel Ödülü'ne layık görüldü.
Wolfgang Pauli (solda). burada 1954 yılında Lund, İsveç'te Niels Bohr ve bir "topaç" ile görülüyor. Pauli eleştirilerinde keskin ve sertti, karışık bir çalışma için düştüğü "Doğru değil demek yetmez, yanlış bile değil" notu ünlüdür. Göttingen'den tanıdığım bazı genç teorisyenlerin yeni fikirleri için de tipik biçimde "tamamen saçmalık" yazıp bir hafta sonra yumuşayarak onları kutladığı olmuştu. Bir keresinde Göttingen'deki bir laboratuardaki araç gereç görünür bir neden olmadan çalışmadığında bu "Pauli etkisi"ne atfedilmişti: Sonradan Pauli'nin o sırada Göttingen'den geçen bir trende olduğu ortaya çıktı. Pauli ölümünün arifesinde bir Zürih Hastanesi'nde hasta yatağında yatıyorken ziyaretine gelen asistanına bir söylentiye göre şöyle der: "Oda numarama dikkat ettin mi? 137!".
♤1925 yılında bugün kendisini hatırlamamızı sağlayan ünlü Pauli Dışlama İlkesi’ni keşfetmiştir ve 1945’te Einstein tarafından Nobel Fizik Ödülü’ne aday gösterilmiş, bu ödülü kazanmıştır.