İskender PALA'nın son kitabına adını veren ''Abum Rabum''; soyundan daha birçok peygamber geldiği için ''Ebû'l Enbiya'' yani ''Peygamberlerin Babası'' denilen Hz.İbrahim'in adının,Sümer dilinde söyleniş şeklidir.
''Abum Rabum'' örgütler,beyin tacirleri,localar;din adamları, siyasiler,hocalar;çocuk kaçakçıları, asimilasyonlar,etnik tüccarlar arasında;Japonya'dan İstanbul'a, Nemrut Dağı'na;epigrafyadan paleografyaya, etimolojiye; CIA'den MOSSAD'a,MİT'e,çok tanrılı dinlerden semâvi dinlere uzanan müthiş bir tarihsel polisiye roman,bir akıl almaz dinler,kültürler ve örtülü emeller sirkülasyonu.
Ortadoğu'nun dinler,milliyetler ve türlü göç odakları tarafından ne ifade ettiği;yalnızca petrolü için değil,kökeni için de bir coğrafyanın göze kestirilebildiği;Türkiye'nin ve tarihinin bu planların ortasında nereye doğru hareket ettiği; tarih,din ve polisiye harmanında okuyucuya sunuluyor,Nemrut Dağının seyirlik terasından adeta.
İskender PALA'nın naif ve kusursuz edebi tadı,kurgunun ustalığı ve elbette tarihsel sır ve semboller,sizi bir Dan BROWN kitabının içindeymişsiniz gibi hissettirecek olsa da;tereddütsüz söylüyorum ki bana göre İskender PALA;bilgisi ve edebi gücüyle,hele hele ki bu kitapta evrildiği yazınsal çizgiyle,günümüz Türk Edebiyatı'nın altın kalemi.
Karakterler ilk bölümlerde biraz karışsa da;not alarak okursanız alacağınız tadın fazlasıyla artacağını düşünüyor,kesinlikle tavsiye ediyorum.