Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.14
Açlık
Knut HamsunEn Yeni Açlık Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Açlık sözleri ve alıntılarını, en yeni Açlık kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Açlık
AÇLIK- KNUT HAMSUN
Açlık romanı Knut Hamsun 1890 yılında yayımladığı ilk romanıdır. Eserde, yazarın gençlik yıllarda yazar olmak için verdiği mücadeleyi etkileyici bir biçimde bizlere anlatmaktadır.
Romanın başkahramanı Andreas Tangen, romanda ismi hiç geçmemektedir. Tek ideali yazar olmaktır ve bunu başarmak için parklarda, mezarlarda
Oldukça ilginç bir kitapti. Kitap insanları nasıl aciktirmis onu kendi adıma anlamış değilim sonra düşündüm ve bunun olsa olsa bir metafor olabileceğine karar verdim. Kitap kısacası idealist ve gururlu olan kahramanımızın sefalet içine düşmesi ve defalarca açlık ile karşı karsiya kalmasina,hatta zaman zaman kendi elbisesinin bir parçasını sırf açlığı geçsin diye cignemesine kadar ileri gitmiş...
Yazar bu durumu yıllar önce yaşamış ve bunu dile getirmiş.Şimdi içinde yaşadığımız çağda yaşam şartları daha iyi olsa bile muhtemelen mahallemizde şehrimizde ulkemizde veya komşu ülkemizde bu durumda olan fakat gururundan dolayi karın ağrısı ile yaşayan yüzlerce belki binlerce insan vardir
Açlık,klasikler arasına girmiş ünlü bir eser,kabul.
Ancak kitabı okuduğum süre boyunca anlatımın hep daha çarpıcı,okuyucuyu gitgide daha da içine çeken bir hal almasını bekledim. Kitaptaki ana karakterin açlığının artmasıyla beraber insanın içindeki burukluk,acıma,merhamet duygusunun da aynı ölçüde artacağını bekledim mesela..
Ama pek beklediğimi bulamadım,o hissiyatı alamadım.
Yeni video...
youtu.be/q-1ZFtunYaE
Bu videoda sizlere Norveç edebiyatının en önemli isimlerinden Knut Hamsun'un Açlık ve Pan adlı eserleriyle, Trajei Vesas'ın Buz Sarayı adlı eserinden bahsediyorum. Üçü de müthiş sürükleyici ve bir solukta okunabilecek eserler. Ayrıca Behçet Necatigil ve Melih Cevdet Anday gibi usta şairlerin çevirileri ile çok daha akıcı ve şiirsel bir anlatım kazanmışlar dilimizde de. Çeviri olmasına rağmen edebî yönden de haz veren eserler bunlar. Olabildiğince spoiler vermemeye çalışıyorum ama kitap hakkında ilgi uyandırabilecek noktaları da vermeden geçmek istemiyorum. Umarım beğenirsiniz.
Daha çok kitapsevere ulaşmam için abone olup kanalımı paylaşırsanız sevinirim. Hoşça kalın...
Knut Hamsun Açlık Üzerine
Kişinin açlık gibi temel bir ihtiyacın eksikliği karşısında vereceği tepkiler, ahlaklı kalmakla karnını doyurmak arasında verdiği çetin mücadele anlatılmıştı kitapta. Genel manada edebi açıdan başarılı bulsam da karakterden ve olayların her bölümde kendini tekrar edişinden sıkılmadım da değil. Özellikle sonuna doğru iyice hüsrana uğrayarak bitirdim kitabı. Çok daha iyi olabilirdi zannımca.
Youtube inceleme videosu: youtube.com/watch?v=QVlqyk_...
Kitap, yazar olma hayali kuran bir gencin açlık ve yoksulluk içindeki hayatını anlatır. Kitapta açlık ve gurur birbiriyle çatışma halindedir. Genç adam ihtiyaçları için hiç kimseden bir şey beklememekte ama içten içe onu kemiren yoksulluk kimi zaman gururundan ödün vermemeyi öğretse de genç yazarımız bazı zamanlarda gururunu ayaklar altına da almak zorunda kalabiliyor. Yine kitabın verdiği en güzel mesaj onca yoksulluğa ve sefalete rağmen bir insan için dürüstlüğün ne derece kıymetli olduğu. Çünkü dürüstlüğü kaybedince insan, geriye çok bir şey kalmıyor. Yazarın tasvirleri o kadar etkileyici ki kahramanla bir beden olmanız, onunla açlığı yaşayıp yerde bulduğunuz bir kemiği dişlemeniz çok olası. Yine de kahramanın onca sıkıntıya rağmen yazmayı bırakmıyor oluşu ve yer yer yazdıklarından kazandığı 3-5 kuruşun verdiği mutluluğu görünce sanki tüm bu olanlar gerçekmiş gibi mutlu olmamak elde değil.
Söylendiğine göre romanın otobiyografik tarafı var. Açlık kitabı; "Yumruğunu yemedikçe kimsenin bırakıp gitmediği o garip şehir, Kristiania'da aç gezdiğim günlerdeydi. Tavan arasında uyanık yatıyordum. Alt katta bir saatin altıya vurduğunu duydum. Hafif aydınlanmıştı ortalık; insanlar merdivenleri inip çıkmaya başlamışlardı..." diyerek başlıyor ki en iyi kitap girişlerinden biri oldu benim için. Daha önce giriş cümleleriyle ilgili bir video yapmıştım ona da bakmak isterseniz yukarıdaki karta ekliyorum ve bu kitabı da henüz okumayan varsa öncelikle olarak tavsiye ediyorum.