Ahir Zaman İlmihali
M. Hayri KırbaşoğluAhir Zaman İlmihali Gönderileri
Ahir Zaman İlmihali kitaplarını, Ahir Zaman İlmihali sözleri ve alıntılarını, Ahir Zaman İlmihali yazarlarını, Ahir Zaman İlmihali yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.İslam’da “Hoşgörü”de vardır “Horgörü”de!
İslam’da “Hoşgörü”de vardır “Horgörü”de!
Bu sebeple Müslüman, yeryüzündeki kötülükleri, zulümleri, azgınlıkları, emperyalizmi, sömürgeceliği, işgalleri, katliamları, haksızlıkları, yolsuzlukları, hırsızlıkları ahlaksızlıkları, kısaca gezegene ve insana karşı olan hiçbir gelişmeyi “hoş göremez”, tam aksine onun görevi bütün bunları “hor görmek”tir.
Yasak ahlak
Ahlak yasaktan doğmuştur ve bugüne kadar da öyle kalmıştır. Çünkü ahlak denilen şey, daima insan tabiyatında mevcut hayvani iç güdülerine karşı sınırlandırıcı ve engelleyici bir prensip olmuştur. Yasak ise hem mahiyeti hem de menşei itibarıyla dinidir. Nitekim Allah’ın “On emir”inden sekizi yasaklardan oluşur. Netice olarak denilebilir ki ahlak, dinin öbür halidir ya da İslam, varlığa ve olaylara etik bir yaklaşımın adıdır.
Özgür Ahlak
Zira iyinin şartı özgürlüktür, kaba kuvvetle ve zorlamayla özgürlük bir arada olamaz. “Dinde zorlama yoktur.” (2/el-bakara,256). Aynı ilke ahlak içinde geçerlidir: zorla alıştırma doğru davranmayı dayattığında bile haddi zatında gayr-i ahlaki ve gayr-i insanidir.
İslami açıdan özgürlük sadece başkasının kölesi olmama anlamında değil, istediği dini ve inancı seçme, daha açık bir ifadeyle iman ya da küfrü tercih etme, hatta günah işlemeye karar verip vermeme anlamında da bir özgürlük söz konusudur.
Sayfa 383Kitabı okudu
İslam, sadece "ruh" değil aynı zamanda "beden" dir; öyle olduğu içindir ki sadece ahiret, ibadet, fedakarlık, tevbe, zühd, iyilik ve sevgi kavramlarıyla ifade edilemez bunların yanında dünya, iktidar, mücadele, adalet, sağlık, ilim, güç, ekonomi, siyaset kavramlarıyla da ifade edilmesi zorunluluktur.
Sayfa 277Kitabı okudu
Ahlak, dinin öbür halidir ya da İslam, varlığa ve olaylara etik bir yaklaşımın adıdır.
Sayfa 121Kitabı okudu
Dini tecrübenin öznesi olan bir müminin kalbindeki Allah'a iman, aslında onun davranışlarına yön vermek için vardır. Ama ne yazık ki bu konuda İslam geleneğinde bilhassa tasavvuf alanında ciddi bir yanlış yapılmış ve müminin davranışlarına yön vermesi gereken bu tecrübenin sonuçları ihmal edilerek, bu tecrübeden değer yargıları çıkarmak yerine bizzat tecrübenin kendisi amaç edinilmiş bunun sonucunda bilhassa sosyal ahlak konusunda bigâne bir tavır sergilenmiştir.
Sayfa 124Kitabı okudu
Başkalarının yaptığı tarihi yazmakla değil, bizzat tarih yapmak ve tarihe yön vermekle, yani tarihin nesnesi değil öznesi olmakla mükellef olan Müslümanların, kaderci bir tarih anlayışıyla uzaktan yakından ilgisi olamayacağı açıktır.
Sayfa 73Kitabı okudu
İslam ümmetinin birliğini parçalayan, Müslümanlar arasındaki kardeşlik duygularını zedeleyen her türlü mezhepçilik, fırkacılık, grupçuluk, cemaatçilik, particilik vb. Tevhid anlayışına karşı çıkmakla eş anlamlıdır.
Sayfa 66Kitabı okudu
Din, varlığa etik bir yaklaşımdır.
Sayfa 16Kitabı okudu
İslam dünyasında bir yanda sefahat ve israf içerisinde yüzen ülkeler,
Öte yanda ise fakirlik, sefalet, açlık ve kıtlık yüzünden ölümlerin yaşandığı ülkelerin varlığı ortada iken, keza her bir İslam ülkesinde israf, sefahat ve şatafat içerisinde hayat süren zengin bir kesim, bir "mutlu azınlık" yanında, günde bir-iki TL ile geçinmek zorunda kalan "mutsuz çoğunluk" var olduğu sürece, bu manzaranın ortaya çıkmasının sorumluluklarını, kıldıkları namaz, tuttukları oruç, yaptıkları hac ve verdikleri sadakalar asla kurtaramayacaktır.....
Sayfa 359 - OttoKitabı okudu
.. İslam dünya hayatını kötülemez, onun kötülediği, dünyaya olan "BAĞIMLILIKTIR"..
Sayfa 276 - OttoKitabı okudu
Dua bir "İSTEK" değil, bir "OLUŞ" tur..
ROGER GARAUDAY
Sayfa 269 - OttoKitabı okudu
Sembolik iman merkezi Kabe'nin bulunduğu Mekke şehri, son yıllarda İslam'ın ruhuna uymayan bir dünyevileşme, lüks, konfor ve israf merkezi olmaya aday gelişmelere sahne olmaktadır...
Sayfa 252 - OttoKitabı okudu
İNSANIN ruhuna ve bendenine tahakküm eden sahte ilahlar, geçmişte, putlar, tanrı-krallar şeklinde iken günümüzde “her şeyi bilen” ve “herkes için, herkes yerine düşünen ve karar veren” ve bizleri kendilerine müteşekkir olmamız gerektiğine ikna etmeye çalışan diktatörler, tiranlar, despotlar, siyasi liderler, kurtarıcılar, kanaat önderleri, mesih ve mehdiler, cennet garantisi veren şefaatçiler, cemaat ve tarikat liderleri, üstatlar şeklinde karşımıza çıkabilmektedir. (Hayrı KIRBAŞOĞLU/Ahir Zaman İlmihali, s: 82) -