Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dinin ve Folklorün Kökleri

Altın Dal

James G. Frazer

Altın Dal Gönderileri

Altın Dal kitaplarını, Altın Dal sözleri ve alıntılarını, Altın Dal yazarlarını, Altın Dal yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Totem, bir insanın yaşamını içinde gizlediği bir kaptan başka bir şey değildir, tıpkı Punchkin'in yaşamını bir papağanın içinde Bidasari'ninse ruhunu altın bir balığın içinde saklayışı gibi. Bir yabanılın hem bir cinsel totemi hem de bir kabile totemi olduğunda, bunlardan herhangi birinin öldürülmesinin kendi ölümüne neden olacağı görüşü geçerli bir itiraz değildir. Eğer bir insan, bedeninde birden çok yaşamsal önemde yere sahipse, bir yabanıl, bedeninin dışında birden çok yaşamsal yere sahip olamayacağını neden düşünsün? Yaşamını bedeninin dışına çıkarabildiğine göre, bir parçasını bir hayvana, ötekiniyse başka hayvana niçin aktaramasın? Yaşamın bölünebilirliği, başka türlü söylersek, ruhların birden fazla oluşu, birçok bildik olgunun akla getirdiği bir fikirdir ve yabanıllara olduğu kadar Platon gibi filozoflara da kendini kabul ettirmiştir. Bir ruh kavramı ancak sözde-bilimsel bir varsayım (hipotez) olmaktan çıkıp tanrıbilimsel (teolojik) bir dogma olduğundadır ki birliği ve bölünmezliği üzerinde temel bir özellik gibi inatla durulur. Dogma zinciriyle bağlı olmayan yabanıl, yaşamın olgularını, gerekli gördüğü kadar sayıda ruh varsayımıyla açıklamakta özgürdür.
Sayfa 428
Yine, ağaç-ruhları ürünü geliştirir. Mundariler arasında her köyün bir kutsal korusu vardır, "koru tanrıları üründen sorumludur ve bütün büyük tarım şenliklerinde özellikle onurlandırılırlar. " Altın Sahili zencileri arasında bazı yüksek ağaçların dibinde kurban kesme göreneği vardır, bu ağaçlardan herhangi biri kesilirse yeryüzündeki
Sayfa 53 - Em jî dema genimê xwe li hewşê an jî embarê vala dikin, em radihêjin qirşikekî û li ser datînin. Ji bo bereket têkeve. Lê ne dîn ne jî tiştekî dinê nikarê vê tevgerê rave bike. Va ye min sedema vî karî fêhm kir :)). Bixwînin, bibînin!
Reklam
_Kitap okumayan cahil halk kitlesi, edebiyatın yarattığı zihinsel devrimden etkilenmemiş olarak kalır. Bu yüzden Avrupa’da sözlü olarak bugüne gelmiş olan boş inançlar, genellikle dinden çok daha eski ve ilkel tiptedir. Eğitimli dünyayı baştan aşağı sarsmış ve değiştirmiş olan büyük entelektüel güçler, köylüleri pek etkilememiştir. Onlar, en
468 syf.
7/10 puan verdi
Bol örnek Az çözümleme
Dünyada ki kültürü ve dinin ortaya çıkışını anlamak açısından güzel Bir kitap. Lakin bu kadar fazla örnek vermesi bir yerden sonra sıkıyor insanı. Örneklerden sonra bunların altında yatan psikolojiyi çözümlemeye çalışsa bu daha sürükleyici olurdu diye düşünüyorum.
Altın Dal
Altın DalJames G. Frazer · Yapı Kredi Yayınları · 2017105 okunma
“Küçük Asya”da sıradan bir “kral-rahip”
Krallar, birçok durumda yalnızca rahip olarak değil, yani insanla tanrı arasında bir aracı olarak değil, genellikle insanın elinin uzanamayacağı bir yerde olduğu varsayılan ve ancak insanüstü ve görünmez varlıklara sunulan dua ve kurbanlarla ulaşılabilen iyilikleri kullarına ve kendine tapınanlara verebilecek tanrılar olarak saygı görürlerdi.
Sayfa 19 - YKY Yayınları. 1. Baskı. Eylül 2017. Çev: Mehmet H. Doğan.
“Doğal yasa kavramıyla uzun süreden beri tanış olan okurlara, ilkel insanın doğa güçlerini yönetebileceğine olan inancı o kadar yabancı gelecektir ki bunu bazı örneklerle göstermek yerinde olacaktır. İlk toplumlarda, hiç de tanrı oldukları savında bulunmayan insanların yine de doğaüstü güçlerle donatılmış olduklarına genellikle inandıklarını görürsek gerçekten kutsal olarak bakılan bireylere atfedilen güçlerin olağanüstü genişliğini anlamakta daha az güçlük çekeceğiz.”
Sayfa 22 - YKY, 1. Baskı: İstanbul, Eylül 2017Kitabı okudu
Reklam
Adanalılar vs Ojibweler
"Güneş tutulmasında, Ojibweler, birilerinin güneşi söndürdüğüne inanırlardı. Bunun için de havaya ucu ateşli oklar atarlar, böylece güneşin sönmekte olan ışığını yeniden yakacaklarını umut ederlerdi."
"Kamboçyalı bir balıkçı ağlarını atıp topladığında hiçbir şey yakalayamazsa, çırılçıplak soyunur, biraz uzaklaşır oradan, dönüşte sanki görmemiş gibi ağının üzerinde dolaşır, bilerek yakalanır ağlara ve bağırmaya başlar, 'Hey! Nedir bu? Yoksa ağa mı yakalandım?' Bundan sonra ağ balık kaçırmayacaktır artık."
"Ama eski çağlardaki kralların genellikle aynı zamanda rahip olduklarını söylerken, görevlerinin dinsel yönünü tam anlamıyla anlatmış olmuyoruz. O çağlarda bir kralın çevresindeki kutsallık aylası hiç de boş bir söz değil, ciddi bir inancın ifadesiydi. Krallar, birçok durumda yalnızca rahip olarak değil, yani insanla tanrı arasında bir aracı olarak değil, genellikle insanın elinin uzanamayacağı bir yerde olduğu varsayılan ve ancak insanüstü ve görünmez varlıklara sunulan dua ve kurbanlarla ulaşılabilen iyilikleri kullarına ve kendine tapınanlara verebilecek tanrılar olarak saygı görürlerdi. Dolayısıyla tanrılardan, mevsimi gelince yağmuru yağdırması, güneşi açtırması, ürünü olgunlaştırması... vb. beklenirdi."
468 syf.
8/10 puan verdi
·
118 günde okudu
Dinin ve folklorun kökleri
James George Frazer İngiliz yazar ve sosyal-antropoloji profesörüdür. 1890 yılında en ünlü çalışması olan 'Altın Dal' yayımlanmış. 450 sayfalık YKY baskısındaki sayfa boyutu ortalamaya göre biraz daha büyüktür, yazı boyutu ise ufaktır, bu yüzden kitaba başlarken 450 sayfa olması sizi yanıltmasın, aslında 700-800 sayfalık bir eserdir.
Altın Dal
Altın DalJames G. Frazer · Yapı Kredi Yayınları · 2017105 okunma
Reklam
Le roi est mort, vicve le roi! Kral öldü, yaşasın Kral!
Sayfa 445Kitabı okudu
Şu eğreltiotu tohumları nerede bulunur acaba?
Eğreltiotu tohumunu paranın yanına koyarsanız, ne kadar harcarsanız harcayın para hiç azalmaz. Bazen eğreltiotunun Noel'de çiçek açacağı düşünülür, o sırada onu kim yakalarsa çok zengin olur.
Sayfa 443Kitabı okudu
Halk masalları ilkel zihne görüldüğü şekliyle dünyanın sadık bir yansımasıdır; bize ne kadar saçma görünürse görünsün, bu masallarda genellikle ortaya çıkan fikrin bir zamanlar sıradan bir inanç konusu olduğundan emin olabiliriz.
Sayfa 405Kitabı okudu
Keltler, yargılanmış suçluları her beş yılda bir yapılan büyük bir şenlikte tanrılara kurban edilmek üzere saklarlardı. Bu kurbanların sayısı ne kadar yüksek olursa toprağın veriminin de o derece yüksek olacağına inanırlardı.
Sayfa 395Kitabı okudu
İnsanlar yalnızca kendilerine benzer tanrılar icat etmekle kalmamış, onları kendileri gibi düşündürmüş ve davrandırmıştır. Cennet dünyanın bir kopyasıdır, dünya cennetin değil.
Sayfa 377Kitabı okudu
143 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.