Amerikan Mektupları / Düşünen Adam Aranızda
Nurettin TopçuAmerikan Mektupları / Düşünen Adam Aranızda Gönderileri
Amerikan Mektupları / Düşünen Adam Aranızda kitaplarını, Amerikan Mektupları / Düşünen Adam Aranızda sözleri ve alıntılarını, Amerikan Mektupları / Düşünen Adam Aranızda yazarlarını, Amerikan Mektupları / Düşünen Adam Aranızda yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.İstanbul, Şubat 1949
Ömürleri aklın "nizam"ına bürünmedikçe, hürriyet davaları "mesuliyet" mefkûresi haline gelmedikçe, bu insanlara kurtuluşun imkanı yoktur
Sayfa 80 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Bu memlektte her halde bir dinî temizleme lâzım. Bugünkü hurafeci ve bilgisiz tembellerin yerine ruh ve hareket adamlarının, fikir ve felsefe sahiplerinin geçirilmesi lâzım.
Sayfa 67 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
İstanbul, Temmuz 1948
Sonra namaz kılındı. Ben bütün gezdiğim yerlerde, bütün bildiğim dinlerde bu kadar güzel tapınış görmedim...
Sayfa 63 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
İstanbul, Nisan 1948
Son nesil o kadar zayıf, kalbi o kadar hastadır ki yıkılan mukaddesatını kaldırmaz da, onu ayaklar altına alıp ortadan kaldıran, fakat kendisini öven, gururunu bileyen sahtekârı müdafaa eder.
Sayfa 59 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
İstanbul, Mart 1947
Batı âleminde ne görürlerse, ruhlarına danışmadan hayat sahasına çekiyorlar ve bunu ilerleyiş sanıyorlar.
Sayfa 26 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
İstanbul, Kasım 1946
Öyle hâdiseler de vardır ki, onların gerçekte bir hırsızlık olduğunu düşünmekten çok uzak bulunuyorlar. Faraza sözünde durmamanın, randevusuna zamanında gelmemenin sizin zamanınızdan çalma olduğunu nedense hiç akıllarına getirmiyorlar.
Sayfa 23 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
İstanbul, Kasım 1946
Halkın hizmetinde bulunması lâzım gelen memur sınıfı halktan ziyade kendi amirlerine hizmet ediyorlar. Sanki küçük memurlar halktan ziyade âmirlerine hizmetle ödevlenmiştirler
Sayfa 19 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
104 syf.
9/10 puan verdi
Şimdi onlar ne kendileridir, ne de Avrupalıdırlar...
Acaba hayat saadeti ruh huzuru tamamen öbür dünyaya mı kalmıştır?
Onları kurtaracak olan ne bir Avrupalı idareci, ne de bir Amerikalı mütehassıs olamaz. Bunları kendi içlerinden doğup fışkıracak olan bir aydınlık kurtaracaktır. Şimdiki halde, iradesi bitmiş, kendine imanı çökmüş, mazisi tamamen yıkılmış, Allah'a imanı sarsılmış, olan bir nesil karşısında, onun kadar bitik ruhu, soluk ve renksiz çehresi, hemen çökecekmiş gibi dermansız vücudile ayakta duran bu şehir, kendi meçhul kurtarıcısına beş yüz yıllak Türk-Müslüman tarihinin ağzından şöyle fısıldıyor: "Allah rızası için!"
En çok ruhtaki heybet beni düşündürüyor. Onu ancak Türkün yakın veya uzak tarihinde bulacağım zannediyorum
Daha dünkü kovboyların şımarık cılız çocuğu, Osman oğullarının heykellerinin bile huzuruna çıkmaktan elbette ürperir..
Milliyetçi olmak için milletin kendine imanla güvenmesi lâzım değil mi?
İşte bunlara senelerden beri o balıkçının lisaniyle ecdada ve tarihlerine sövmek öğretilmiş. Milletinin ve mukaddesatının iradesinden bu derecede sıyrılmış İstanbul çocuğunun bugünkü çehresi, onun hangi ırktan geldiğini anlatmıyacak kadar renksiz ve soluktur. Osmanoğullarının yüzünde abideleşmiş olan ırk gururu ve İslâm necabeti bugünün İstanbul çocuklarında sanki eser bırakmamış. Bu gururla necabeti binde bir İstanbul çocuğunun yüzünde görseniz şaşıyorsunuz...