Reşat Nuri'nin anı türündeki bu eseri, onun Anadolu vilayetlerini seyahati sırasında gördüklerini, yaşadıklarını, tecrübelerini içererek 1930'lu yıllara ışık tutmakta...
Yazarımız, Anadolu insanını müthiş şekilde gözlemleyerek onların olaylara bakış açıları, olaylar karşısındaki tutumları gibi durumlarını yazarken bazı kısımlarda da Anadolu insanıyla İstanbul insanını karşılaştırarak anlatıma etkileyicilik sağlamakla beraber bu 2 grubun farkını, gelişip gelişmemişliğini ortaya koymakta.
Bu eseri okurken yer yer acaba Reşat Nuri, bugünü görse nasıl yorumlayıp, izah ederdi diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım. Kitabı severek okudum ve etkiledi diyebilirim. Yazarla en sevdiğim romanlardan olan Çalıkuşu romanını okuyarak tanışmıştım. Bu eserle de onun yaşadıklarına, düşüncelerine, zengin muhayyilesine , kaleminin gücüne de şahit olarak onu daha iyi tanıdım ve başka eserlerini de kesinlikle okumayı düşünüyorum.
Eser hakkında yazara arkadaşlarından gelen bir tenkid 《 Hatıra yazarken roman metoduna kaçmışsın.》 şeklinde. Roman türünü diğer türlerden daha çok sevdiğim için eserin bu özelliği onu bana daha çok sevdirdiği düşüncesindeyim.
Reşat Nuri Güntekin 'in bu kitabının bana göre olmadığı kanısına varıyorum.
