Hareket’in 39’da çıkan serisini arzuluyorsun. Maalesef şimdi onun okuyucusunu bulamayız. Başlatmaya çalıştığımız fikir çığırı, çığırtkanların eline geçti. Ona İslâm maskesi taktılar. Biz elleri bağlı, bu hâlin şaşkın seyircileri hâlinde kaldık
1965
"Bu milletin huzurunu iki şey temin ediyordu; biri Allah korkusu, diğeri devlet korkusu. Cumhuriyet Halk Partisi Allah korkusunu ortadan kaldırdı, Demokrat Parti ise devlet korkusunu."
İstanbul'da barınan iğrenç iksirin mahiyetini azar azar anlayacaksın. Burada yetişmek yoktur; buraya mücadele ve yetiştirmek için ancak gelinir. Bu yetişme çağında ondan uzakta olmanın Allah'ın sana bir lütfu olduğunu iyi bil!
"Hizmetine ömrümü harcadığım memlekette dostlarım kalmadı gibi bir şey. Adeta yapayalnızım, boşlukta ve adeta etrafımdakilerden başka bir dünyadayım. İnsanın düşkünlüğünü, sefaletini bilirdim ama ruh sefaletinin bu kadar karanlığını görmemiştim. İnsan diye emek verdiklerimin hemen hepsi de ruh ve mana mefhumuna yabancı, menfaat kölesi bir takım haşerelermiş. Ahlaksızlığın ummanı olan bu Şark'ı yaşadıkça tanıyorum. Burada insanı fenerle arayanlar yanılmamışlar."
Bir okur olarak her zaman bana bir şeyler katan kitapları ayrı bir yere koyuyorum. Bir kitap ya bana duygu yönünden ya da bilgi yönünden bir şey katmıyorsa onu ayrı bir şekilde hatırlıyorum. Her zaman okurken yanımda kağıt ve kalem bulunduruyorum. Ve kitap bittiğinde kalemimi ne kadar oynatmışım kağıdımı ne kadar doldurmuşum buna dikkat ediyorum. Kitabın bana neler kattığını gösteriyor. Bu kitabı final sınavım için okudum. İlk başta zorunlulukla başlayan bir okuma daha sonrasında zevkli bir okumaya dönüştü. Okudukça bana çok şeyler kattı. Örneğin: Artvin’de Bağcılar diye bir köy olduğunu öğrendim. Moris Gabbay diye bir ismi tanıdım. Ve Nurettin Topçu’nun insanlıkla toplumla ilgili görüşlerini kendime çok yakın buldum. İstiyorum ki maddi olanaklarım izin versin Nurettin Topçu’nun bütün eserlerini kütüphanemde bulundurayım. Çok büyük bir hazine bence. Bütün o eserlerin içindeki fikirleri görüşleri delicesine merak ediyorum. Ve ayrıca şuna da değinmek isterim ki Nurettin Topçu beni düşünce yönüyle etkiledi. Kendisinin ülkemiz tarafından değer görmediği çok açık. Beni çok üzen diğer bir nokta ise gençlerin kötü bir gidişatta olduğundan; geleceğin hazin olacağını mektuplarda belirtmiş ne kötü onu yanıltamadık..
İnsan diye emek verdiklerimin hemen hepsi de ruh ve mana mefhumuna yabancı, menfaat kölesi bir takım haşerelermiş. Ahlaksızlığın uzmanı olan bu Şark’ı yaşadıkça tanıyorum. Burada insanı fenerle arayanlar yanılmamışlar. “Müslamanız diyen insan yığını” yok mu? Onlar Şark’ın en aşağı tabakasını teşkil ediyor. Müslümanlık, yaşanan şekliyle Müslümanlık Şark’ı bitirmiş. Buraya artık ne ilim girer, ne ahlak; ne de Allah uzanır bunlara. Bunların önce her şeyi bırakıp insanlık devrine girmesi lazım.
" İnsanın düşkünlüğünü, sefaletini bilirdim ama ruh sefaletinin bu kadar karanlığını görmemiştim. İnsan diye emek verdiklerimin hemen hemen hepsi de ruh ve mana mefhumuna yabancı, menfaat kölesi birtakım haşerelermiş. "
"Hizmetine ömrümü harcadığım memlekette dostlarım kalmadı gibi bir şey. Adeta yapayalnızım, boşlukta ve adeta etrafımdakilerden başka bir dünyadayım. İnsanın düşkünlüğünü, sefaletini bilirdim ama ruh sefaletinin bu kadar karanlığını görmemiştim. İnsan diyerek emek verdiklerimin hemen hepsi de ruh ve mana mefhumuna yabancı, menfaat kölesi bir takım haşerelermiş. Ahlaksızlığın ummanı olan bu Şark'ı yaşadıkça tanıyorum. Burada insanı fenerle arayanlar yanılmamışlar. 'Müslümanız diyen insan yığını' yok mu? Onlar Şark'ın en aşağı tabakasını teşkil ediyor. Müslümanlık, yaşanan şekliyle müslümanlık Şark'ı bitirmiş. Buraya artık ne ilim girer, ne ahlak; ne de Allah uzanır bunlara. Bunların önce her şeyi bırakıp insanlık devrine girmeleri lazım."
"hizmetine ömrümü harcadığım memlekette dostlarım kalmadı gibi bir şey. adeta yapayalnızım, boşlukta ve adeta etrafımdakilerden başka bir dünyadayım. insanın düşkünlüğünü, sefaletini bilirdim ama ruh sefaletinin bu kadar karanlığını görmemiştim. insan diyerek emek verdiklerimin hemen hepsi de ruh ve mana mefhumuna yabancı, menfaat kölesi bir takım haşerelermiş. ahlaksızlığın ummanı olan bu şark'ı yaşadıkça tanıyorum. burada insanı fenerle arayanlar yanılmamışlar. 'müslümanız diyen insan yığını' yok mu? onlar şark'ın en aşağı tabakasını teşkil ediyor. müslümanlık, yaşanan şekliyle müslümanlık şark'ı bitirmiş. buraya artık ne ilim girer, ne ahlak; ne de allah uzanır bunlara. bunların önce her şeyi bırakıp insanlık devrine girmeleri lazım."
" İnsanın düşkünlüğünü, sefaletini bilirdim ama ruh sefaletinin bu kadar karanlığını görmemiştim. İnsan diye emek verdiklerimin hemen hemen hepsi de ruh ve mana mefhumuna yabancı, menfaat kölesi birtakım haşerelermiş. "
Nurettin Topçu
“Hizmetine ömrümü harcadığım memlekette dostlarım kalmadı gibi bir şey. Adeta yapayalnızım, boşlukta ve adeta etrafımdakilerden başka bir dünyadayım. İnsanın düşkünlüğünü, sefaletini bilirdim ama ruh sefaletinin bu kadar karanlığını görmemiştim. İnsan diye emek verdiklerimin hemen hepsi de ruh ve mâna mefhumuna yabancı, menfaat kölesi bir takım haşerelermiş. Ahlâksızlığın ummanı olan bu Şark'ı yaşadıkça tanıyorum. Burada insanı fenerle arayanlar yanılmamışlar. 'Müslümanız diyen insan yığını' yok mu? Onlar Şark'ın en aşağı tabakasını teşkil ediyor. Müslümanlık, yaşanan şekliyle Müslümanlık Şark'ı bitirmiş. Buraya artık ne ilim girer, ne ahlâk; ne de Allah uzanır bunlara. Bunların önce her şeyi bırakıp insanlık devrine girmesi lazım."