Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Analiz: Bir MİT Mensubunun Anıları

Mehmet Eymür

Analiz: Bir MİT Mensubunun Anıları Gönderileri

Analiz: Bir MİT Mensubunun Anıları kitaplarını, Analiz: Bir MİT Mensubunun Anıları sözleri ve alıntılarını, Analiz: Bir MİT Mensubunun Anıları yazarlarını, Analiz: Bir MİT Mensubunun Anıları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ertuğrul Kürkçü MİT Ajanı Değildi
Yüzbaşı İlyas Aydın'ın da Kızıldere'ye geldiğini ve baskından önce oradan ayrıldığını öğrenmiştik. Sonradan Ertuğrul Kürkçü ve İlyas Aydın'ın MİT Ajanı olduğu iddiaları yayılmaya başladı. Her ikisinin de MİT'le bir alakası olmadığını biliyorum. Ancak İlyas Aydın, benim için de bir şüphedir. MİT değil ama herhangi başka bir kurumun THKP-C İçindeki ajanı olabilirdi.
Sayfa 84 - 1. baskı - Ağustos 1991 - Milliyet Yayınları
Tokat> Almus>Ataköy (Kızıldere)
Çelik yelekler gelmiş bazı subaylar hazırlanmıştı. Evin çatısından ve muhtelif yerlerden binaya girildi. Hiç mukavemet olmadı. Bir müddet sonra çelik yelekliler kapıdan dışarıya çıktı. Eve gittik. Manzara korkunçtu. Birçoğu ellerinde patlayan el bombaları ile parçalanmıştı. Saffet Alp henüz yaşıyordu. Ancak el bombası karnını parçalamış ve organları dışarı çıkmıştı. Birkaç dakika sonra öldü. Koridor ceset doluydu. Hepsi de başlarından vurularak öldürülmüşlerdi. Ölenlerin bir kısmı teşhis edildi. Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy ve Saffet Alp ise ölmüşlerdi. Bu sırada Hiram Bey de aynı haberi Erenköy'de Ziya Yılmaz'la birlikte dinliyordu. Haberi duyan o ters Ziya Yılmaz birden çökmüş.... Hiram Bey'e her şeyi anlatmaya başlamıştı.
Sayfa 84 - 1. baskı - Ağustos 1991 - Milliyet Yayınları
Reklam
Muhtar Emrullah Arslan Ölmeye Yakın Bile Ben Yapmadım Diyordu
Bir süre sonra “Faşist Yönetimin Temsilcisi muhtarı ve ailesini serbest bırakıyoruz” diyerek muhtarı ve ailesini serbest bıraktılar. Faşist muhtar ilk önce kendilerine yardımcı olmuş evinde barındırmış, sonra askeri görüp sıkışınca ihbarda bulunup kendini kurtarmak istemişti. Bundan Çayanların hiçbir zaman haberi olmadı.
Sayfa 83 - 1. baskı - Ağustos 1991 - Milliyet Yayınları
Bizi sivil pantolonlarımızdan tanımışlar. “Sam Amcanın uşakları”, “Faşist MİT'çiler” gibi sözlerle bizleri kızdırmaya çalışıyorlardı. Aramızda 150-200 metre kadar mesafe vardı. Biz de onlara cevap veriyorduk. Erlere ise dokunaklı sözlerle tesir etmeye çalışıyor, faşist subayların emriyle hareket etmemelerini telkin ediyorlardı.
Sayfa 82 - 1. baskı - Ağustos 1991 - Milliyet Yayınları
Kızıldere muhtarı Emrullah Aslan (1927-2016)
Bu arada komutanlar, bir teğmen ile bir astsubayı, köyün muhtarını almak üzere muhtarın evine yolladılar. Bir süre sonra teğmen nefes nefese geldi. Muhtarın kapısını çaldıklarında muhtar kapıyı açarak gizlice ellerine bir kağıt sıkıştırmıştı. Kağıtta evde 13 kişinin olduğu yazılı idi. Birliğin bir kısmı ağıllar civarında bırakıldı ve asker hemen muhtarın evini sarmaya başladı. Evin bir tarafı yamaca yaslanmış, kapısı da yandaydı. Hava aydınlanmıştı. Altta taştan yapılmış bir ahır kısmı, giriş kapısının aksi istikametinde ise samanlık vardı. Mahir Çayan ve Ömer Ayna'nın pencereden dışarı baktıklarını gördük.
Sayfa 82 - 1. baskı - Ağustos 1991 - Milliyet Yayınları
Mesleki tecrübemiz ve hislerimiz Öğretmen H.G.'nin daha çok şey bildiğini fakat konuşmadığını söylüyordu. Gece yarısından sonra onu tekrar sorguya alıp, detaylı sorgulamaya başladık. Geriye doğru dönerek günlerini nasıl geçirdiğini teferruatlı olarak anlattırmaya başladık. H.G. sıkışmaya başlamıştı. Sabah olduğunda istediklerimizi öğrenmiştik. Bize bilgi vermiş olmaktan korkuyor, biz ise yanlış yönlendirilmiş olmaktan endişe ediyorduk.
Sayfa 79 - 1. baskı - Ağustos 1991 - Milliyet Yayınları
Reklam
MİT, Halktan Kişileri Gözaltına Alarak Gözdağı Veriyor
28 Mart 1972 sabahı erken saatlerde Ankara Bölge Daire Başkanlığına uğradık. Nöbetçi memurundan Ankara heyetinin de sabah hareket edeceğini öğrenerek bir çay içip yola devam ettik. Samsun Bölge Müdürlüğüne uğrayıp 28 Mart saat 10.00 civarında Ünye’ye ulaştık. Ünye'de Samsun Bölge Müdürü ve yardımcısıyla konuştuk. Kendilerinden kaçırma olayı ile ilgili birçok şahsın alındığını, ancak orada bulunan Ankara Merkez Komutanının ve Bölge }jandarma Komutanının soruşturma ve tahkikatı yürüttüğünü, kendilerini soruşturmaya karıştırmadıklarını ve bilgi vermediklerini öğrendik. Yapacak bir şey yoktu. Beklemeye başladık. Öğleden sonra MİT Müsteşarı Korgeneral Nurettin Ersin, Ankara Bölge Daire Başkanı ve Ankara Bölgeden 6-7 kişilik bir ekip ile bitlikte Ünye'ye geldi. Müsteşar gerekli temaslarda bulunarak sorgulamanın MİT mensuplarınca yapılmasını, Jandarmanın ise alınan sonuçlarla koordineli olarak yakalama ve baskın işlerini yürütmesini emretti. Ankara ekibi ile birlikte, sağlıklı bir sorgulamaya pek uygun olmayan şartlarda, çalışmaya başladık. Başlangıçta gözaltına alınmış olan şahıslar şunlardı: 1. Avukat A.K. 2. Avukat Ş.Ş. 3. Öğretmen H.G. 4. Kuyumcu T. D.G. 5. Çiftçi M.Ç. 6. Öğretmen H.A. 7. Terzi A.K. 8. S. T.A. 9. N.A. 10. Çiftçi A.P. 11. Bakkal A.Ş. 12. Şoför K.Y. 13. Terzi F.S.
Sayfa 78 - 1. baskı - Ağustos 1991 - Milliyet Yayınları
Mahir Çayanlar en son Ünye taraflarında görülmüşlerdi. Bu Ziya Yılmaz'ın bölgesi idi. Kolu alçılı Ziya Yılmaz Erenköy'e getirilerek sorgulandı. Ziya Yılmaz suallere ters cevaplar veriyor, dikleniyor, orada bile bize Marx'tan Lenin'den bahsederek Komünizm propagandası yapmaya çalışıyordu.
Sayfa 77 - 1. baskı - Ağustos 1991 - Milliyet Yayınları
Mahir Çayanların izini sürüyorduk. Kaldıkları evleri bastığımızda onlar evi terk etmiş oluyorlardı. Acele terk edilmiş ve çay bardakları dolu vaziyette yerler bulduk. Sonunda eşya taşıyan bir kamyonetle eşyaların arasında Ankara'ya gittiklerini öğrendik. Kalacakları emin bir yer kalmamış ve İstanbul'u terk etmişlerdi. Mahir Çayan ve arkadaşları 1972'nin Mart ayında Karadenizde ortaya çıktılar.
Sayfa 77 - 1. baskı - Ağustos 1991 - Milliyet Yayınları
İstihbaratta sadece emir vermekle çok az şey elde edilebilir. Hele tamamen askeri yöntemlerin kullanılması hiç de uygun değildir. Bir istihbarat servisinin başı,personelini,güçlü kişiliği,dehası,tecrübesi ve kişisel yetenekleriyle etkileyebilir. Servis şefinin hem kendisi hem de yardımcısı için tek bir kural vardır: Emrine tevdi edilen teşkilatı, kendisinin şahsen yaratacağı güvene bağlı olarak yönetebilmektir.
Sayfa 54
Reklam
İstihbarat & Askeri
(Değerli arkadaşlar, okuduğum kitaplardan faydalı ve okunmaya değer bulduklarımı konularına göre ayırarak seriler halinde sizinle paylaşmak istedim. Kitapların değerlendirmesi tamamen kendi fikrime göredir, katı sağlamak isteyen olursa bana iletebilir; zira eklerken atladığım, görmediğim veya henüz okumadığım güzel kitaplar olabilir. İyi okumalar dilerim!)
Birinci Dünya Harbinde Alman Gizli Servisi
Birinci Dünya Harbinde Alman Gizli Servisi
The New Spymasters: Inside Espionage from the Cold War to Global Terror
The New Spymasters: Inside Espionage from the Cold War to Global Terror
Modern Hava Sistemleri
Modern Hava Sistemleri
Casuslar Savaşı
Casuslar Savaşı
Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu
Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu
Analiz: Bir MİT Mensubunun Anıları
Analiz: Bir MİT Mensubunun Anıları
Sessiz Savaş
Sessiz Savaş
217 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Oldukça güzel bir araştırma eseri. Uzun yıllar boyunca MİT'te çalışan ve şu anda ABD'de yaşayan meşhur MİT görevlisi Mehmet Eymür'ün teşkilata girişi, hatta babasının teşkilattaki faaliyetlerinden başlayarak meşhur MİT raporu sonrası emekli olana kadar yaşadıklarını anlattığı güzel bir kitap. Abisi olarak gördüğü Hiram Abas'a kitapta çok fazla yer vermiş. İlk faaliyetleri, Ziverbey Köşkü, Mahir Çayan ekibine karşı düzenlenen operasyonlar, Savaşman olayı, teşkilata yazılan mektuplar, görev değişiklikleri vb pek çok olay bu kitapta anlatılıyor. En sonunda da Hiram Abas suikasti ile bitiyor kitap. MİT hakkında bilgi edinmek isteyenler için altın değerinde bir kitap. Mutlaka okunması gerekenlerden.
Analiz: Bir MİT Mensubunun Anıları
Analiz: Bir MİT Mensubunun AnılarıMehmet Eymür · Milenyum Yayınları · 200590 okunma
Çok çalışıyorduk. Hiram bey’in gelişi ile daha da hareketlenmiştik; olaylar ise durmuyordu. Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Sibel Erkan isimli genç kızın Mahir Çayan ve arkadaşları tarafından rehin alınması. Çayanların Zırhlı Birliklerden kaçışı, İstanbul Başkonsolosu Elrom’un kaçırılışı ve öldürülmesi..”
Sayfa 65
1974 Kıbrıs Barış Harekâtından sonra Ağustos ayında Hiram Bey'le birlikte kısa süreli bir görevle Beyrut'a gönderilmiştik. Orada bazı temaslarda bulunup FKÖ'nün EOKA’cıları eğittiğine, lastik botlarla Kıbrıs'ın güneyine silah ve mühimmat sevkettikTerine dair bilgiler aldık. O tarihler için önemli bilgilerdi.
Sayfa 126Kitabı okudu
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.