Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Anlamın Buharlaşması Ve Kur'an

Dücane Cündioğlu

Anlamın Buharlaşması Ve Kur'an Sözleri ve Alıntıları

Anlamın Buharlaşması Ve Kur'an sözleri ve alıntılarını, Anlamın Buharlaşması Ve Kur'an kitap alıntılarını, Anlamın Buharlaşması Ve Kur'an en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın Allah tarafından yaratılıp kendisine beyanın öğretildiğini bildiren bu ayetlerin talim-i Kur’andan söz eden başlangıç cümlesinin hemen ardından gelmesi ve sûre’nin tamamının ilahi nimetlerden söz eden, muhataplarına bu nimetleri hatırlatan bir muhtevaya sahip olması dolayısıyla mezkur ayetlerin insandaki bu kabiliyeti, bu melekeyi Şükrü gerektiren bir nimet, bir ihsan olarak nitelendirdikleri öngörülebilir ve böylelikle Rahman/3-4 ayetlerinin Bakara/31 ayetiyle değil, Bakara/31 ayetinin Rahman/3-4 ayetleriyle tefsir edilmesinin bu bağlamda daha doğru bir yaklaşım olacağı öne sürülebilir. Rahman Kur’an’ı öğretti, insanı yarattı, ona beyanı öğretti. (Rahman: 1-4)
Sayfa 94
İslâm'ı doğru anlamak, doğru bir biçimde tatbik etmek ise, hiç kuşkusuz Kur'an'ı doğru anlamadıkça, onun öğretisini sağlıklı bir biçimde kavramadıkça mümkün olmaz!
Reklam
Dil, gerçekliğe ilişkin deneyimleri aktarmanın en müessir yoludur.
Sayfa 142 - Kapı Yayınları
• Dile yüklenen muradı doğru anladığımızda, dile gelen, dillendirilen gerçekliği kavradığımızda dil-dışı gerçekliği de kavramış olur muyuz? Sözgelimi bir kimsenin Kur’an’da geçen zulüm kavramını anlamış olması ne demektir? Zulüm kavramının anlaşılmış olması, o kavramın temsil ettiği olgunun kendisinin de anlaşılmış olduğunu gösterir mi? • Bu ‘gerçeklik biçimleri’ arasındaki münasebetin mahiyeti nedir? Bunlar ne tür bir varlık tarzına sahiptirler? Bu ve benzeri sorulara cevap verebilmek, ister istemez dil’deki gerçeklikle dil-dışı gerçeklik arasındaki ilişkinin ne tür bir ilişki olduğunu bilmeyi gerektirir.
Sayfa 71
Kur’-an-ı Kerim, şayet kendi dillerinde nazil olmasaydı, hiç kuşkusuz o zaman Araplar itiraz edecekler yabancı dilde yapılan hitabı anlamadıklarını söyleyeceklerdi. Nitekim Kur’an‘ın kendisi de öyle bir durumda vâki olabilecek muhtemel itirazlara işaret etmiştir.(Fussilet/43-44) Netice itibari ile Kur’an-ı Kerim Arap diliyle nazil olduğundan o dönemin inkârcı muhatapları Kur’an’ı -dil düzeyinde- anlamadıklarını ilişkin bir itiraz öne sürememişler, sadece Kur’an’ın mesajı üzerinde düşünmediklerini, düşünmek istemediklerini ifade etmişlerdir(Fussilet/5) ki bunun da tekebbür, gurur, düşünme tembelliği, inatçılık gibi çeşitlil nedenleri vardı.
Sayfa 69
Bir metni anlamaya çalışan kişi, onun kendisine bir şey söylemesine hazırdır
Reklam
Bir kelimenin Arap dilinde ve belli bir dönemde ifade ettiği mânâyı bilmek yeterli değildir; zira bu kelimenin, Kur'an’da yer aldığı biçimiyle ne tür bir anlam kazandığını da bilmek gerekmektedir.
Sayfa 50 - Kapı Yayınları
Zemahşerî, Rahman Sûresi'nin tefsirinde Allah Teâlâ'nın nimetlerini sıralamaya nimetlerin en üstünüyle, din nimeti ile başladığını, çünkü din nimetinin ve vahy-i ilahî’nin en a'lâ mertebesinin Kur'an'ın tenzil ve talimi o lduğunu söyler, sonra insanın yaratılışının zikredilip talim-i beyan sebebiyle onun diğer canlılardan temyiz edildiğinin vurgulandığını, beyan'ın ise mantık (nutk=kelâm) demek olduğunu açıklar.
Sayfa 95 - Kapı Yayınları
Kur'an Arap diliyle, Arapça'yla nâzil olmuştur ve fakat Allah'ın Lisanı şekilinde değil, Allah'ın Kelâmı olarak tesmiye edilir.
Sayfa 37 - Kapı Yayınları
''Niyet öğesi dilden uzaklaştırılırsa, böylelikle onun tüm işlevi biter.''
Reklam
Nitekim Kur'an ayetleri düşünmeyen, tedebbür ve taakkul etmeyen muhataplarının bu vurdumduymazlıklarını açıkça dile getirir: Kur'an'ı düşünsünler diye kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var? ( Kamer)
Zamansızdır dil, zaman dışıdır, uylaşımsaldır ve hep kullanılmayı, seçilmeyi bekler; bir dizgedir o, yeniden ve tekrar tekrar kurulup boşaltılmayı bekleyen bir dizge!
Kelâm (söz) değil, lisan'dı önemli olan. Anlam kelâm'da değil, salt lisan'da arandı ve kelâm bir kenara itilince, dileyenler diledikleri gibi diledikleri lafızlara diledikleri anlamları yakıştırmak amacıyla lisan'ı istismar ettiler.
Sayfa 129 - Kapı Yayınları
Malumdur ki bir sözün sarfedilmesinden maksad, sadece lafızların değil, mânâlarının da anlaşılmasıdır. Kur'an (Allah'ın sözü) ise, elbette buna layıktır.
○> " Dil ile varlık " ya da" kelimeler ile şeyler " arasındaki ilişkinin mahiyeti, Önemlidir. \> Zira bu ilişkinin mahiyetini idrâk ettiğimiz takdirde, hem dil'deki gerçekliği hem de dil- dışı gerçekliği anlamak yolunda ciddi bir adım atmış oluruz.
223 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.